• DOLAR 32.504
  • EURO 34.783
  • ALTIN 2499.528
  • ...

Bir Ramazan daha geçti.

Rabbim ibadetlerimizi kabul etsin ve hepimizi özlenen bayramlara kavuştursun.

Ramazan ayı, birçok işte olduğu gibi seçim çalışmalarında da belirgin bir şekilde kendini gösterdi.

Erdoğan, klasik iftar programlarına farklı eklemelerde bulunarak seçim çalışmalarını yürütürken, Akşener`i arada bir başının üzerine attığı “Benazir örtüsü” ile gördü seçmen. Geçen Ramazanlarda plajda içki şişeleri ile görüntü veren Muharrem İnce bu kez camide çekilmiş resimler ile ailesinin muhafazakarlığını anlatarak muhafazakar seçmene mesaj vermeye çalıştı. HDP`nin ilahiyatçı bir adayı HDP siyasetinin Kur`an`a en uygun siyaset olduğunu iddia etti. HÜDA PAR`ın sıcak ve uzun günlere rağmen seçim bölgelerindeki çalışması ve seçmene ulaşma gayreti dikkati çekti ve takdir topladı.

Hocalar televizyonlarda çok şeyler anlattılar yine ve yine hocalara aynı sorular soruldu.

Ramazanda açıktan yiyip içenlerin değil, rahatsız ettirecek şekilde yiyip içenlerin sayısında artışlar oldu. Eskiden İslam beldelerinde yaşayan Hıristiyanların oruca ne kadar saygılı olduklarından söz ederdik. Çelişkili düşünüyorduk; ama yine de İslam`ın peygamberine, kitabına saygı göstermeyenlerin neden oruca saygı göstermediğini sorguladık bir daha.

İbadet, takva ve Allah`a yakınlığa vesile olması umulan Ramazanı şenliklere dönüştürenler, onun ruhunu öldürenler tartışıldı yine; ama gücü elinde bulunduranlardan kimse buna engel olmayı düşünmedi.

Domuz tıynetliler, temizlik ve ibadete tahammül etmeyenler, Müslümanlara olan kinlerini gösterip cami önlerinde “domuzlaşma seansları” düzenlemeye kalkıştılar.

Sadece İslam`a değil kendisi ve israil dışındaki tüm dünyaya düşmanlık eden Trump`ın neden daha kapsamlı bir iftar vererek Müslümanları davet etmediğini sorguladı bazıları.

Oruca, namaza, Müslümanlara kin kustu çok demokrat ve hoşgörülü bazı Avrupalılar.

Öfkeden kudurdu kimileri ve tam da Ramazan ayında camileri kapatma kararı aldılar.

Soykırım mağduru Arakanlılar derme çatma barakalarda karşıladıkları Ramazanda sel felaketleri yaşadılar.

İftarı, sahuru, yorgunluk uykularını ne kadar yaşadı bilinmez; ama Gazze, Ramazan boyunca direniş ve şehadeti bol bol yaşadı. Ramazana girmeden bir gün önce tekerlekli sandalyesinde Siyonist çeteye meydan okuyan Fadi Ebu Salah ve Ramazanın ortalarında yardım gönüllüsü Rezzan Neccar adını duydu dünya. Yüzlerce isim arasında sembolleşen iki şehid, iki şahid…

İdlip, iftar toplarıyla değil küçük çocukları parçalara ayıran bombalarla sarsıldı defalarca.  

Zalim bilmez ramazanı elbette. Muhacir, mazlum İdlib halkı tüm uluslararası güvencelere rağmen Ramazan boyunca katliamlara muhatap oldu, hastaneler bombalandı. Tekbir ve tehlillere ağıtlar eşlik etti.

Ve bir Ramazanı daha zindan kuytularında geçirdi Yusuf`un dostları…

Hüzün, kahır ve özlem biraz daha birikti.

“… Ben hüznümü ve kederimi yalnızca Allah`a şikayet ederim…” (Yusuf/86)

Bir Ramazan daha geçti…

 

Yazarın Diğer Yazıları