• DOLAR 32.393
  • EURO 35.067
  • ALTIN 2326.63
  • ...
Onlar gelecek kuşağın yetiştiricileri; bir düşüncenin, bir davanın genç davetçileridir.

İslam`ın öngördüğü mana ve şekil itibarıyla tesettürden yoksun olan bu asrımızda, ümmetin ahlaki ve sosyal sarsıntı geçirdiği bir dönem yaşıyoruz.

Onlar ise “o iffetini sımsıkı koruyan” ayetine mazhar olan zamanın Meryemleridir.

Zira dünya kadınlarına üstün kılınan Hz. Meryem; iffeti, tesettürü, edep ve hayâsıyla o makama erişmiştir

Zamanın Meryemlerini üstün ve değerli kılan da onların bu asırda tesettür emrine icabet etmeleri ve tesettür mücadelesinde yaşlarından beklenilmeyen, üstün bir gayret ve duruş sergilemeleridir

Tüm gayretlerine rağmen genç kardeşlerimizin bu süreçte yaşadıkları psikolojik baskıları, sözlü tacizleri unutamayız.
Şahit olduklarımızdan da yola çıkarak onların masumiyetine ve İslam dininin garipliğine, kimsesizliğine üzülmemek mümkün değil.

Bu süreçte yaşananlara karşı haykırmak, sesini duyurmak istersin; ama ne yazık ki, binlerce sessiz yığınların arasında sen de zamanla sessizliğe gömülür ve unutursun…

Eğitim çağında olan öğrenci kızlarımızın giyim ve kuşamlarında, davranış ve hareketlerinden birçoğumuz rahatsız ve haberdarız.

İlkokul çağında olan çocuklar, okul içinde ve çevresinde sigara, alkol, kesici alet taşımaları, öğretmen ve öğrencileri tehdit etmeleri, kavga, bıçaklama vs. dile getiremediğimiz birçok sorunla karşı karşıyadırlar.
Çocuklarımızın eğitim yuvalarında tam bir ahlaki çöküş yaşanıyor.

Toplumsal huzurun mimarı ve öğretmeni, en önemlisi geleceğin anne adayları olan kızlarımız, söz konusudur.
Aileyi, toplumu, hayatı, cennete döndüren kızlarımızdan söz ediyoruz.

Ama ne yazık ki başta Milli Eğitim ve eğitim uzmanları bu konuda sessiz ve sorunları görmezden geliyorlar.
Adeta velilerin feryatlarına kulaklarını tıkamışlar.

Sessizleri oynuyorlar.

Öte yandan inancı gereği örtünen, fıtratları bozulmamış, değer yargılarını kaybetmemiş saygılı, edepli, okulda herhangi bir vukuata karışmamış dolayısıyla sevilen sayılan öğrencilerimiz var.

Bu kızlarımız inançları gereği örtündükleri için okullara alınmamaktadırlar.

Milli Eğitim, kötü emellerine, il müftülerini ve din görevlilerini alet ederek bu kızlarımıza ve velilerine psikolojik baskı uyguluyor, ikna odalarında kızlarımızın açılmaları için ikna etmeye çalışıyor.

Nur Serter gibi zihniyetlilerin kızlarımızı ikna odalarına almalarını anlıyoruz da din görevlilerinin bu tavırlarına bir anlam vermekte zorlanıyoruz.

Burada bu din görevlilerimize soruyoruz:

Toplumda birçok kötü alışkanlıklar edinmiş ve kazanmış olan öğrencilerimiz var.

Aynı hassasiyet onlar için de söz konusu mu?

Bu gençlerimiz ve aileleri için özel ikna odalarınız mevcut mu?

Din görevlilerimizin sergiledikleri bu tavırlarından sonra vicdanları rahat mı?

Konferans ve seminerlerinde toplumsal bozukları ve ahlaki yozlaşmaları nasıl izah ediyorlar?

Ailelere nasıl bir çözüm öneriyorlar?

Müslüman kadınlar olarak, bizleri ve çocuklarımızı şekillendiren anlayışın özellikle tesettürün Rahmani eksenli İslam`dan kaynaklanıp kaynaklamadığını sorgulamamızın zamanıdır.

Tüm velilerimize bir çağrıdır bu.

Eğitim hayatındaki ahlaki bozukluk ve sarsıntılardan kızlarımızı korumak için tesettür onların emniyet kemeridir.

Nasıl ki toprak, tohumu koynunda beslediği ve koruduğu; ona bir rahmet ve muhafaza sığınağı ise kızlarımızın sığınağı olan tesettür de yaratıcının bize/kızlarımıza bahşettiği değerlerin muhafazasını sağlar.

Kızlarımıza cenneti sümbül verecek bir yaşama ulaştırması temennisiyle…
 

Yazarın Diğer Yazıları