• DOLAR 32.519
  • EURO 34.832
  • ALTIN 2424.202
  • ...
Tarifi imkânsız zorluklar ve güçlükler karşısında zinde kalmak, İslam ümmetinin üzerindeki zillet ve uyuşukluğu kaldırmak için gece gündüz çalışmak… 
 
Zifiri karanlıkları, aydınlık caddelere taşımak… 
Modernlik çılgınlığı ve materyalizmin dev dalgaları karşısında yiğitçe durmak… 
İnsanlığa yön vermek için çağrıda bulunmak…
Bu yolda yürürken volkanları andıran bir ruha sahip olmak… 
 
Elhamdülillah, camia olarak genç ve yaşlımız böyle bir ruha sahiptir.
Onlar bu yolda yürürken düştükçe kalkmasını bilen, her türlü zorluğu, engeli aşabilen şuura sahiptirler. 
Bizler umutsuzluğa, uyuşukluğa düştüğümüz an, onlar ihlaslı gayretleriyle hayat ve iman yolunda yeni çalışmalarıyla kendilerinden söz ettirmeyi başardılar.
 
Çağrı TV de bunlardan sadece biridir. 
Test yayınında olmasına rağmen yayına başlamasıyla kederli ve hüzünlü gönüllerimizi rahatlattı. 
Yıllarca cahili medyanın kokmuş, yalan ve fitne bataklığının enkazı altında ezildik. Sesimiz kısık ve sönüktü. 
Anlaşılamamanın veya anlaşılmak istenilmemenin vurdumduymazlığı altında hep ezildik. 
 
Hoş İslamcı medya olarak piyasada böyle geçinenlerin bu anlayıştan farklı olduğu söylenemez ya!
Çünkü yıllarca bölge insanlarının yaşadıklarına kulaklarını tıkadılar ne yazık ki.  Yine ne yazık ki hala da körler ve sağırları oynayanlar var. 
 
Musa Özer, CahitDurmaz ve onlar gibi birçokkardeşlerimizin maruz kaldıkları sıkıntıları ve masumiyetleri dile getirmekten,  mevzu şark Müslümanları olunca kurulu düzenleri ve hayat standartlarını bozmaktan vazgeçmek,  bazılarını elbette düşündürüyor. 
Sabiha Ateş Alpat bacımızın“Zamanın Zeynepleri” adlı bir programına katılmıştık.  Katılım az olması dikkatiminizi çekmişti. 
Ablamız bunun sebebini şaşkın bakışlarımız altında şöyle izah etmişti:
 
Son zamanlarda bölgedeki Müslümanların programlarına gitmiş, yakınlık göstermiş ve Batman`daki bacılarla ziyaretleşmiş, şahit olduklarını katıldığı birçok sohbette dile getirmiş. 
Anlaşılan bu tutumu çevresindekileri rahatsız etmiş olmalı ki, ablamızı yalnız bırakmaya karar vermişler. 
Bulunduğumuz çevrede kardeşlerimiz, zaman zaman gittikleri toplumda takdir ve beğeni ile karşılanıyorlar.
 
Özellikle samimiyetlerine hayran kalınıyor.  Kim oldukları, nereden geldikleri sorulduktan sonra “Ama sizi bize böyle anlatmamışlardı. Siz çok farklısınız” gibi sözlerle karşılanıyorlar.
 
Gayemiz kimseyi töhmet altında bırakmak değil elbette.
Üstad Bediüzzaman İstanbul`a ilk gelişinde zamanın âlimleriyle münazara da bulunuyor, buna sebep olarak garptaki Müslümanların şarktaki Müslüman âlimlerin bilgisinden haberdar olmaları için yaptığını söylüyor.
Biz de kardeşlerimizin zor şartlar altında,imkânların yetersizliğine rağmen, böyle bir başarıya imza atmalarından dolayı kendileriyle gurur duyuyoruz. 
 
Tüm bu çalışmalar kendimize güvenimizi tazeliyor.  Çünkü bu asırda medya bir kuvvet bir güçtür. 
Çağrı TV bu gücü yıllarca ortalığı çınlatan mustazafların sesini duyurmak ve yükseltmek için kullanacaktır inşaallah. 
Buna inancımız tamdır.

Yazarın Diğer Yazıları