• DOLAR 32.515
  • EURO 34.884
  • ALTIN 2484.298
  • ...

Suriye’de on yılı aşkın süredir vahşi ve bir o kadar karmaşık ‘İç savaş’ sürüyor.

Bu süre zarfında Çin’in, BMGK’da Suriye lehine aldığı kararlar dışında bu ülkeyle ilgili sesinin çıktığı pek duyulmadı.

Ancak son zamanlarda ‘Savaş Sonrası Suriye’nin İmarı’ konulu bazı çalışmalarda Çin’in isminin geçmesi dikkate şayandır.

“Eee nasıl olsa para onlarda var!” Deniliyor.

Ama olay bu kadarla geçiştirilmeyecek kadar önemli aslında.

ABD Başkanı Biden Ortadoğu turuna çıkıp KİK (Körfez İşbirliği Konseyi) ile önemli kararlar alıyor, Avrupa ülkeleri Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı üzerinden yeniden dizayn ediliyor, yetmedi Asya NATO’su söylemi yaygınlaşıyorken Çin’in aslında boş durmadığını görüyoruz.

Çin’in birçok ülkede uyguladığı ‘Borç diplomasisi’ stratejisinden sonra ‘Yumuşak güç’ olarak bir de film sektörüyle Ortadoğu’da esmek istediği anlaşılıyor.

Bahsi geçen yumuşak güç olayı; yönetmenliğini ve oyunculuğunu dünyaca ünlü Çinli aktör Jackie Chan’ın yaptığı “Home Operation” isimli filmin çekimlerinin bir kısmının Suriye’de (Hacer al-Aswad ve Şam’da) çevriliyor olmasıdır.

Hacer al-Aswad kasabasında 2014’deki DAEŞ saldırılarından önce 60 bin kişi yaşıyordu..

Hacer al-Aswad kasabası 2018’de Suriye ordusunun DAEŞ’e karşı düzenlediği operasyonun ardından yerle bir olmuş.

Chan’ın “Home Operation” (Ev Operasyonu) adlı son filminin bazı sahneleri de Suriye’nin başkenti Şam’da çekiliyor.

Filmin konusu da hayli ilginç:

Çin'in 2015 yılında Yemen'deki savaştan 600 Çinli ve 200 diğer yabancı vatandaşları tahliye etme operasyonundan esinlenilmiş.

Filmde Çinli ve Suriyeli oyuncular rol alıyor.

“Bir film sadece film değildir” denildiği gibi bu filme de sadece sanatsal bir yaklaşım yetmez.

Kaldı ki ABD’nin Hollywood, Hindistan’ın Bolywood, Nijerya’nın Nolywood’u varken büyük projeleri olan Çin’in neden Çolywood’u olmasın?

Yok mu acaba?

Hong Kong sineması, Tayvan sineması ve Şanghay merkezli Çin sinemasından oluşan üç ayaklı devasa bir platformdan bahsedilirken Çin’in özellikle dünya çapında meşhur olmuş (Jackie Chan ve Jet Li...gibi aktristlerin) filmlerini Çin Milliyetçiliği yönüyle kullanmaması mümkün mü?

Bu ve benzeri filmlerin çekim sahaları ve konularına bakıldığında Çin’in de ABD gibi film sektörü üzerinden olayları kendi lehine manipüle edeceğini ve yavaş yavaş Ortadoğu coğrafyasında daha görünür olacağını anlamak zor değil.

- Japonya’nın En Büyük Korkusu!?

Birkaç gün önce Japonya’nın eski başbakanı Şinzo Abe, kameralar önünde uğradığı suikast sonucu öldürüldü.

Bu suikasttan iki gün sonra yapılan seçimlerde Şinzo Abe’nin partisi oy oranını artırdı.

Tabii bu durumda akıllara hemen Şinzo Abe’nin başbakan iken yürüttüğü projeler ile ileriye dönük hedefleri geliyor. Abe, Japonya’nın 77 yıllık “Silahsızlanma” kararını değiştirmesi gerektiğini ve Nükleer silah dahil hızla silahlanmaları gerektiğini söylüyordu.

Bu söyleme en çok ihtiyaç duyan kim? Diye sorulduğunda akla ilk gelen de Japon Derin Yapısı oluyor haliyle.

Çünkü geçmişi incelendiğinde Japonya’nın çevre ülkelerde büyük vahşetlere imza attığı görülür.

Gerek Çin işgalinde gerekse Güney Kore’nin işgalinde halka olmadık zulümleri reva gören Japonlar, şimdi azalan nüfusları ve onları çevreleyen ‘Düşman Denizi’ içindeki küçük ve çok parçalı adacıklarında (Her ne kadar dünyanın 3. Büyük ekonomisi olsalar da) varlıksal bir sorunla karşı karşıya olduklarını anlıyorlar.

1945’ten şu ana kadar dış güvenliğini ABD’nin sağladığı Japonya’da 55 bin ABD askeri bulunuyor.

Ancak Japonya da Çin’in kendisinden nefret ettiği kadar Amerika’dan nefret ediyor.

Yani Japonlarda da ABD sonrasına yönelik ciddi bir hazırlık var.