• DOLAR 34.7
  • EURO 36.773
  • ALTIN 2961.89
  • ...

Türkiye’nin Kuzey Suriye’ye başlattığı harekatı durdurmak için ABD’den acil koduyla aralarında Başkan yardımcısı Mike Pence ve dışişleri bakanı Pompeo’nun bulunduğu güçlü bir heyet geldi.

Yapılan görüşmelerde Türkiye’nin tezlerine yakın bir mutabakatın yapıldığı deklare edildi.

Görüşme sonrası ABD’nin YPG/Pkk’nin garantörü edasıyla yaptığı açıklamalarda “YPG’nin 32 km’lik hattan çekilmeyi kabul ettiği belirtildi. YPG’nin iki önemli ismi olan Mazlum Kobani ve Salih Müslim de “Anlaşmaya uyacaklarını” belirttiler.

KCK’dan yapılan son açıklamaya bakıldığında bu iki ismin biraz acele ettikleri anlaşılıyor. Rudaw’ın haberine göre:

Direnişçilerin ve demokratik kamuoyunun işgalcilerin geri çekilmesi dışında bir seçeneği kabul etmeleri mümkün değildir.

ABD ve Türk devlet heyetinin görüşmeleri sonrası anlaşılmaz bir biçimde DSG güçlerinin geri çekilmesinin istenmesi işgalin meşrulaştırılması anlamına gelir. Bu açıdan ABD’li heyetin açıkladığı anlaşmanın ateşkes dışındaki maddelerinin ne siyasi ne de ahlaki meşruluğu bulunmaktadır.”

Buradan ne anlaşılıyor? KCK, açık bir şekilde “Bu bir işgaldir ve biz bu işgale karşı direneceğiz!” demek istiyor.

Görünen o ki KCK eş başkanlığı bir kez daha tarihi yanlış okuma basiretsizliği gösterecek. Neden mi?

Çünkü baş döndürücü bir hızla ve sürekli değişen konjonktürü takip edemiyorlar. Trump’ın bir yıl arayla YPG/Pkk bağlamında söylediklerini göz ardı ediyorlar.

Ne denmişti? Trump 2018: "Kürtler(YPG/Pkk) harika bir halk, bizim yanımızda bizim için öldüler. Bunu asla unutmayacağım" Trump 2019: "Kürtleri(YPG/Pkk) melek gibi gösteriyoruz ama öyle değiller. Onlara yüklü miktarda para ödedik"

Yine Avrupa basınının realitik tespitini yabana atıyorlar: Avrupa basını: “Ankara'nın istediklerini elde ettiğini, YPG'nin iç savaşın kaosu sırasında oluşturduğu Rojava’nın artık olmadığını” yazdı. Yani Kuzey Suriye’de YPG’nin kontrol edeceği bir bölge yoksa Avrupa “Ne diye yardım edeyim!” diyor.

KCK yönetimi zamanı ve gelişmeleri okuyamama basiretsizliğini “Çukur olaylarında da” göstermiş, hem 11 büyük ilçenin yıkılmasına yol açmış hem de binlerce gencin sebepsiz yere kanlarına girmişti.

Mutabakattaki muğlaklıklardan biri de “Güvenli Bölgenin” sınırları konusudur. Çavuşoğlu: 444 km'lik bölge bizim için güvenli bölge alanıdır.” Derken YPG, “bu alanın TSK’nın ele geçirdiği bölge ile sınırlı olduğunu” söylüyor. Yani 120 km’lik hat.

Kuzey Suriye meselesi için: Bir yandan bu mutabakat metnindeki muğlaklıklar bir yandan İran ve ona bağlı milislerin konuyla ilgili derin sessizliği bir yandan da KCK’nın son açıklaması bağlamında daha çok sorunlar çıkarma potansiyeli taşıyor diyebiliriz.

Tüm bunlarla birlikte Trump’ın diplomaside pek görülmeyen bir yöntem kullanıp tahkir edici bir üslupla mektup göndermesi ve Mutabakatın ardından kullandığı şu ifadeler tüm bölge halkları için ibretliktir.

Türkiye’nin başlattığı harekâtı ‘çocukların kavgasına’ benzeten Trump, “Yaptığım şey alışılmış değildi. Bazen iki çocuk gibi kavga etmelerine izin vermeniz gerekir. Sonra da onları ayıracaksınız” dedi.

Söz konusu süreçte hiçbir Amerikan askerinin zarar görmediğini belirten Trump, “Havada kurşunların uçması eğlenceli değil. Biz oraya gittik ve bir ara vermelerini istedik.” diyordu.