• DOLAR 32.384
  • EURO 35
  • ALTIN 2326.163
  • ...

İmtihan! Olumlu kavramların karşısındaki olumsuz kelimelerin canlanması. Canlandıkça ana değmesi ve yaralaması... Dünya tüm şaşasına rağmen nihayetinde deni! Tüm mutlu edici egosuna rağmen aciz, ve en önemli gerçeği imtihan yurdu olması.

İmtihan yaralar, acıtır, kanatır. Ak`a karşı karalar set çekmiştir önüne. Ilık bir melteme karşı fırtınalar dikilmiştir karşına. Tıpkı bir Nemrut çılgınlığı rengine bürünür olaylar. Kulluk sorumluluğunu bilme iç güdüsüne karşılık yolu tıkamaya, engellemeye azmetmiş yüzler vardır. Yapmak istersin ancak zincirlere vurulmak istenir eylemler. Kalkmak istersin ancak prangalara sürüklenir ayaklar. İşte özgürlük istemi ve isteği tam burada yerini bulur. Özgürlüğü istemek sadece dört duvar arasında olmak demek değildir. Gökyüzü olanca genişliğine rağmen dar gelebilir. İşte burada en önemli azık sabırdır, acıları lezzetli hale getiren de enbiyaların çektikleridir.

Sonra önün açılır; koşmaya çalışırsın, azmin bilenir, özgürlüğün doruk noktasını yaşarsın, ve hedeflerini sıralarsın peş peşe... Ancak sınama bitmemiştir ve belli ki iman daha kıvamına erişmemiştir. Hiç ummadığın bir yerden bir fırtına daha dikilmiştir karşına. Sükut ve sabrın içinde debelenirken gözyaşlarını Rabbe sunarsın. Kıyamlar derdin en koyu halini açarken Rabbe, eller yakarış içinde gözler gözyaşlarına teslimdir. Ama herşeye rağmen kalp huzurlu, mutmain ve diktir. Çünkü öyle bir yoldur ki gidilen; gül değil dikenler atılacak, sevgiden daha çok düşmanlık tesir edecek ve o yoldaki duruş tartılacak, biçilecektir.

Yılmazsın, gerilemezsin! Hakikate teslim olunmuşsa herşeye hazır ama bir o kadar da kararlısın yolundan dönmemeye. Nefsin esirliğinde ölmemeye. Paraya, makama, dünyalığa gülmemeye. Nefis çukurlarına düşmemeye. Acıdan lezzet bulup, ahireti düşünerek dünya hiçliğine aldanmamaya. Aşkullah zikrine bigâne kalmamaya. Acının da, gözyaşının da, derdin de O(CC)`ndan gelecekse lezzetli olduğuna. Bu maneviyat ikliminde gezinirken yine sabrı kuşanırsın, yine...

Yollar düzelir, tümsekler biraz daha düzlüğe çıkarken hayatın nereden güldürdüğüne şaşırırsın. Kimi zaman öyle anlar yaşanır ki, şaşılası. Şükredilesi bir yola gidersin ki, ‘her zorluğun ardında bir kolaylık vardır` ilahi fermanı göze, gönle gelir. Fakat anlıktır, hissedersin. Bu çetin yolun zorlukları bitmemiştir, sabır pişmemiştir henüz. Ve en şaştığın noktadan yakalanırsın imtihana.

Bu sefer hikmetini düşünür, kareleri birleştirip hayatın bütününe bakmak istersin. Ve anlarsın ki, ‘imkânsız` dediğin şey aslında Allah`ın ‘ol` demesiyle imkâna kavuşur. Hiç ummadığın bir olay öyle tezahür eder ki düşüncelerinden ar edersin. Öyle bir hikmet dersi içerir ki beynin, sabrın yanında bir de hayatı okursun. Ümitsizliğe düşmekse imtihanın en felaket zamanıdır.

Bazen de ‘Rabbim ben bittim` dediğin anda öyle bir hal belirir ki, ‘ben geldim` der gibi. Artık sabırdan yandığın anda, zikri diline yeterince andığın anda öyle bir inşirah yayılır ki, tebessüm bulutları kalbinin göğüne konar. Kalbe inşirah yağmurları aktıkça öyle bir hikmet sunarsın ki akla, ‘karanlığın en koyu olduğu an sabahın en yakın olduğu andır` der ve bunu kulağına belletirsin.

Sonra hayat başka bir pozisyona girer ve belli ki imtihan da renk değiştirecektir, şekil aynı olsa da. Önüne çıkmak isteyen, engellemek isteyen, yolundan alıkoymak isteyen hep aynı haller ve şekiller. Renk değiştirir evet ancak hedef ve gaye tektir! Artık beden yorulur, ruh yorulur, can yorulur. Ama artık öğrenmişsindir hayatın diğer yanı hep imtihandır! Sabır insanın hep diğer yarısıdır. Sabrı kullanmak imtihanları atlatmaktır ancak yeni bir ağır imtihana kapı aralamaktır. Bunu anlamamak hep hayal kırıklığı demek olacaktır. Onun için hayat-imtihan ilişkisi yaşamın vazgeçilmezidir. Hele ki hedefi gayesi olan insan için bu ders çok daha mühimdir.

Ve bu imtihanlar kulu Allah`a yaklaştıran birer araçtır. Yana yakıla, ağlaya sızlaya derdini Allah`a dökmelisin. Derdi verene ‘en güzel sabırla` teslim olmalısın. İmtihan Allah`ı unutturunca değil, Allah`ı hatırlatınca anlam bulur. Allah`tan uzaklaştıran değil, Allah`a yaklaştıran olarak bakmak anlam kazandıracaktır. İsyani bir tavırla değil, yine herdem yeniden sabırlı duruşla karşı koymak gerekir. Değil midir ki; “Allah sabredenlerle beraberdir!”