• DOLAR 32.333
  • EURO 35.071
  • ALTIN 2298.626
  • ...
SON DAKİKA

Mesken, insanların en fazla ihtiyaç duyduğu menfaatler arasındadır. Efendimiz (aleyhissalatu vesselam) bir hadisi şerifte "Şu üç şey Âdemoğlunun saadetindendir; saliha bir hanım, geniş ev ve rahat binek." (Müsned) diye buyurmaktadır. İslam dini, beraberinde şükrü ve infakı getiren hiçbir varlığa karşı çıkmamıştır. Bilakis islamın iktisat anlayışında varlığa teşvik ile yoklukla mücadele birlikte vardır. 

Gittikçe metropolleşen hayatımızda; artan nüfus sayısı, göç ve yoksulluk, beraberinde kiraların artmasını getiriyor. Bu da insanları öyle ya da böyle bir şekilde konut sahibi olmaya zorluyor. Bankaların verdiği faizli kredilerin haramlığıyla ilgili şüphe yoktur. Katılım/finans bankaları üzerinden ev satın almaya gelince; muasır âlimlerimiz fıkhi kaynakları göz önünde bulundurarak bu şekilde alınan evlerin meşru olabilmesi için bazı şartları öne sürer. Öyle ki finans bankaları aracılığıyla ev satın alanlar bu hususlara dikkat etsin, farkında olmadan yanlış girişimlerde bulunmasın.

Yaşadığımız ülkede de yaygın olduğu üzere finans kuruluşları konut sahibi olmak isteyen kişinin seçtiği evini satın alıp, üzerine kar payını koyduktan sonra kendisine satmaktadır. Özellikle islami hassasiyeti bulunanların tercih ettiği bu çeşit ev sahibi olma şekline yöneltilen en büyük eleştiri, üzerine fazla kâr payının eklenmesidir. Hatta bu kâr oranı bankaların verdiği kredilerin faizini bazen üçe dörde katlamaktadır. Bu husus banka yetkililerine sitem edildiğinde, mazeretlerini meşru kılan şu iddia ile bizlere cevap vermektedirler: “Faizli bankaları bırakıp, bizi tercih edin, büyüyelim, ona göre kâr oranını düşürelim.”

Devletin, halkın asli ihtiyaçlarını karşılamak için vatandaşlarına takviyede bulunması gerekmektedir. Bu da ya zekâtla ya da borç para vermekle olabilecek bir durumdur. Her ikisinin de imkânsız olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Gerçi TOKİ vb. vasıtalarla bu ihtiyaç nispeten telafi edilse de yeterli olmamaktadır. İşte bu yetersizlikten dolayı insanlar ya faizli kredilere ya da katılım bankalarına yöneliyorlar.

Bankaların verdiği kredilerin faiz oranı yüzde birlerin altında olsa dahi bunlara müracaat etmek Allah`a ve Resulüne savaş açmak demektedir. Dikkat edilirse islam dini kar oranıyla ilgili merhamet ve anlayışı tavsiye etmekle birlikte açık bir şekilde buna müdahale etmemiş bu durumu satıcının inisiyatifine bırakmıştır. Fakat faizle ilgili durum böyle değildir. En asgarisine dahi hiçbir şekilde fırsat tanınmamıştır. Dolayısıyla her ne kadar kar payı fazla olsa da katılım bankaları üzerinden ev almak, islamın meşru gördüğü konut sahibi olma yöntemlerinden biridir.

Not: Kısmet olursa bir sonraki yazımda katılım bankaları üzerinden ev almayla ilgili dikkat edilmesi gereken hususlara değineceğim.