• DOLAR 32.504
  • EURO 34.8
  • ALTIN 2490.618
  • ...
SON DAKİKA

Giriş

Avusturya, 1912 yılından beridir İslam’ı resmen tanıyan bir Avrupa ülkesidir. Sayı bakımından da Müslümanlar Hristiyanlardan sonra ikinci kalabalık toplumdur. Son yıllarda diğer bazı Avrupa ülkeleri de yasalarında Müslümanların haklarına dair bazı düzenlemeler yapmış olsalar bile, bunlar Avusturya düzeyinde değildir. Avusturya’nın İslam’ı resmen tanımış olmasının etkisi de önemi de büyüktür. Avusturya’daki Müslümanların çoğu bile Avusturya’nın ne zaman ve neye binaen İslam’ı resmen tanıdığı ve özellikle bu kanunun içeriği hakkında bilgi sahibi değildir.

Bilmeyenler için hatırlatalım; Avusturya, mevcut İslam yasası üzerinde büyük değişiklikler yaptı ve bunları 2016 yılında kanunlaştırdı. 1912 yılındaki yasaya göre ve özerklik bakımından (neredeyse) Hristiyanlık ve Yahudilik ile aynı statüde olan İslam Dini ve Avusturya İslam Diyaneti, özellikle cemaatlerin grupçu, mezhepçi ve hatta yer yer ırkçı yaklaşımları nedeniyle bu konumunu yitirdi. Örneğin, Avusturya İslam Diyanet Başkanlığı (İslamische Glaubensgemeinschaft in Österreich) önceleri “ben Müslümanım” diyen herkesi temsil ediyor iken, bugün Müslümanlar arasındaki Sünnilik, Şiilik, Alevilik ve bir de milliyetçilik gibi tartışmalar yeni dini topluluklar doğurdu. Alevi-İnanç Topluluğu ve Şii-İslam Topluluğu bunlardan ikisidir.

Tabii, Türkiye’nin kamuoyu Avusturya ile Türkiye arasında zaman zaman sertleşen diplomatik ve siyasi tartışmalara boğulduğu için, Avusturya’daki İslam Yasası ve bu yasanın Müslümanların hayatını nasıl etkilediği hakkında da bilgi sahibi değildir. İki ülke arasındaki siyasi tartışmalar da her iki ülkenin kamuoyunu olumsuz etkilemekte ve karşılıklı önyargılara sevk etmektedir. Son yıllarda belli bir merkezden sevk ve idare edildiği düşünülen İslamofobi propagandası ile bu önyargılar derinleşerek yayılmaktadır. Fakat yakından incelendiğinde, Müslümanların en büyük sorununun yine kendileriyle ve inançlarıyla olduğu görülecektir. İslam’ın resmen tanınmış olması gibi bir nimeti hakkıyla ve layıkıyla değerlendiremediğimizi söylemek bile acı veriyor.

Bu arada bilmemiz gereken diğer bir husus da, Avusturya ile Türkiye’nin laiklik anlayışlarının aynı olmadığıdır. Avusturya, dini (Hristiyanlık, Yahudilik, İslam vd.) resmen tanırken, Türkiye, laikliği bile henüz anayasaya koymadan önce, “devletin dini din-i İslam’dır” hükmünü anayasadan çıkarmıştır.

Önemine binaen istedim ki, Avusturya’yı, Müslümanları ve güncel gelişmeler ile sorunları ana hatlarıyla yazayım. İnşallah birkaç hafta sürecek olan bu yazı dizisi için siz sevgili okuyuculardan da istirhamım, katkılarınızı esirgememenizdir.