• DOLAR 32.505
  • EURO 34.963
  • ALTIN 2434.011
  • ...

Alimler ve meşayih, Peygamberlerin varisleridirler. Yeryüzüne gönderilen tüm Peygamberler Toplum yönetimine talip olmuşlar. (Nahl/36) Bu manada alimler her yönüyle bu veraset üzere yaşamak mecburiyetindedirler. Nübüvvetin veraseti budur. Peygamberlerin vazgeçilmez ortak özellikleri toplum yönetimine talip olma özelliğidir. Aziz İslam alimleri bundan dolayı yönetime önem verirler. Bunun için İlahi sisteme karşı olanlar, İslam beldelerine girdiklerinde yaptıkları ilk iş alimleri cezalandırmak olmuştur.

Allah’ın Peygamberlerinden Hz. Yunus(as) bir anlık bu manada toplumu terk ettiğinde Yüce Rabbimiz O’nu balığa yutturarak ismini de “Sahibul huut” koydu. Alim(ler) bu manada sahayı başkasına bıraktığında Yüce Allah onları da bir huta yutturur. Alim bu sahayı başkasına bıraktığında onun için her yer Ninova ve her yutan hut olur. İktisadi, siyasi, etkinlik ve yetkinlik hutuna yutturulacağını bildiği için alim ilgisiz kalamaz. Bu hikayeden böyle bir ders alarak yaptığının yanlış olduğunu bilip bu halden istiğfarla (Enbiya/21,87,88 ve Saffat/37,143,144) ancak kulluğunun kabul edildiğini en iyi gören yine alimdir. Dün bu böyleydi, bugün ve yarın da böyle olacağını en iyi bilen alim olduğu için toplumsal yönetim sahasının boşluk kabul etmediğini bilir. Bu yüzden toplumsal yönetim sahasının düşmana terk edilmemesi için sa’yeder.

Hikayeyi bir balık veya bir Peygamberin bireyselliği üzerinden okuma yapmak, Kur’an’ın evrensel muhtevasına aykırıdır. Kur’an ne balık ne de bir şahıs üzerinden bir okuma yapmıyor. Daha çok vakanın sebep sonuç ilişkisi üzerinde Kur’an duruyor. Bizim de bu manada konuyu iyi tasavvur etmemiz gerekir.

 Toplum yönetimi bir sistem meselesidir. Aziz İslam alimi ve meşayihi kiramın İslami bir sistem yerine beşeri sistemin gelmesine sessiz kalmasının ne anlama geldiğini herkesten daha çok bildikleri için buna karşı sessiz kalmak da caiz görülemez. Alimin susması Kur’an’ın susması demektir. Hak ile batıl savaşı bir inanç ve grup savı değil, bir sistem savaşıdır.

Günümüz şartlarında, İslam toplumları dışında hiçbir kavmin dini esasları, o kavim için tehlikeli olarak gösterilmiyor. İslam ise Müslümanlar için tehlikeli bir yönetim olarak lanse ediliyor. Bu büyük bir tersliktir. Dünya şu anda bu tersliğin verdiği sancıları çekmektedir. Bu da Batı ve Doğu küresel güçlerin İslam ve Müslümana olan düşmanlıklarından kaynaklanıyor. Şu anda dünyadaki sorunların tamamı, küresel güçlerin, Müslümanlara cahili hükümleri dayatmasından kaynaklanmaktadır. Yeryüzünde İlahi dine reva görülen bu baskı başka hiçbir düşünce ve inanca uygulanmamaktadır. Bu sinsi plan şeytana tatil ettirecek boyuttadır. Bu planı yerli kuklaları eliyle gerçekleştirdikleri için İslam toplumunun gözünde Kemal, Ahmet, Ali, Veli gibi yerli isimli adamlarıyla gerçekleştiriyorlar.

Mesela, seçimle gelen Muhammed Mursi terörist! Askeri darbeyle gelen Sisi vatanperver! Bunu kim söylüyor? Bunu dünya küresel güçleri söylemektedirler. Bu manada İslam toplumunu ikna etmeye çalışıyorlar. Bu arada kendini kaptıranlar da vardır.

İşte tam burada aziz İslam alimleri ve meşayihi kiram devreye girerek İslam toplumu Müslümanlar tarafından ve ilahi sistemle yönetilmeli dedikleri için bir bir asıldılar. Aslında bu çok doğal ve haklı bir talep idi. Bu zulmü ise bırakın seküler düşünenleri, camide namaz kılan bir kısım inanan insanlar da maalesef normal görmüşlerdir. Kendini kaptıran bu kardeşlerimizi uyaracak olanlar şüphesiz ki alim ve meşayihi kiramdır. Çünkü bu kardeşlerimiz kafasını karıştıran bir kısım olaylar yüzünden sağa sola savrulmuşlardır. Yoksa Namaz kılarak “Allah’ım senin emirlerin ve dinin her düşünce tasavvurundan daha büyük bir kıymete haizdir diyerek Allah’u Ekber” diyen bir insanın bırakın dinin bir emrini, ilahi sistemi toptan kabul etmiyorum, mesela Kemalizm ve sosyalizmi, faşizm ve kapitalizm hakim olsun diye bu çeşit partilere oy vermesi mümkün değildir. Bu sistemleri istiyorum demesi mümkün değildir. Burada bir şeyler ters gidiyor demektir. Hem de İslam toplumunda Kemalizm ve sosyalizm gibi gayri İslami inançların hakim olması için o partilere oy verecekler! Bu mümkün değildir. Bu konuda çokça Kur’ani uyarılar bulunmaktadır. Mesela (İsra/71) de bu ayetlerden biridir.

Bu kardeşleri düştükleri bu yanlıştan kurtaracak birilerinin olması gerekir. İslam alimleri ucunda ölümü(idam edilen alim ve meşayihleri bir düşünün) gördükleri halde İslam toplumunu bu dayatmadan kurtarmak için canlarını feda ediyorlar.

Tüm bu gerekçeleri göz önünde bulunduran alimler, İslam toplumunun İslam’la ve Müslümanlar tarafından idare edilmesinin gerekli olduğunu bildiği için toplumsal yönetimle alimler ve maşayihi kiram yakından alakadar olmaktadırlar. Tevhid kelimesinin beşeri sistemi nefiy eden bölümünün, ilahi sistemi ispat eden bölümden daha öncelikli olduğunu her mümin zihin dünyasında iyice tasavvur etmelidir.