• DOLAR 32.516
  • EURO 34.802
  • ALTIN 2428.624
  • ...

Ne güzel söylemiş Muhammed İkbâl; Kalplerimiz var ancak bizler, sevmeyi bilmiyoruz. Sevgi anlamında bir bilinmezlik içinde oluşumuz, bizleri birçok anlamda da farklı bilinmezliklere doğru sürüklemekte aynı zamanda.

Kılavuz bilmezlik -rol model bilmezlik- örnek bilmezlik...

Kalplerimizin sevgi ve saygı tahtına oturttuklarımız bir şekilde, muhabbetlerimizin pusulalarını da istedikleri yöne doğru çevirebilme gücüne sahip. İdraklerimizde bundan nasibini alınca, idrak pusulalarımızda şaşmış durumda.

Oysa El- Kitap’ta kıyamete kadar, bizlere rol model olabilecek, seçkin şahsiyetlerin bilgisi mevcut elhamdülillah.

Hz. Meryem bu seçkin insanların içinde en önde gelenlerden. Kur’an'da adı geçen tek kadın olması, O'nu sadece kadınlar için örnek kılmıyor. Zira Hz. Meryem annesi, babası, evladıyla seçkin bir ailenin nurdan bir numunesi adeta. O' nu okumak/anlamak birçok yönden, kazanım sahibi kılacaktır her bir muhatabını.

Çünkü Meryem; Al-i İmran gülistanından çıkmış güzide bir gül/çiçek. Meryem’in yetiştirilme serüvenini anlamak için, önce annesini yani Hanne'yi bilmek/anlamak gerekir.

Hane, doğmamış çocuğunu Allah Azze ve Celle'ye adayarak, annelik duygularını kulluk bilincinin kontrolüne veren bir kahramandır. Adanmışlığın ancak ve ancak tüm bağımlılıklardan hür olunursa olabileceğini bilen ve adağını tüm bağımlılıklardan azad kılarak sunandır.

Asrın iman etmiş ebeveynlerine, bağımlılık varsa, adanmışlık yoktur mesajını verendir... Her türlü dünyevi bağlılığın, ayaklarda prangaya dönüşerek, Sırat-ı Müstakim üzere yürümeye mani olacak bağımlılıklara dönüşeceğini hatırlatandır, Hanne...

Mevki, makam, statü, unvan, dünyalık yoktur Hanne'nin gözünde. Yavrusuna Meryem ismini koyarken, tüm bu bağımlılıklardan sıyrılarak, en yalın ifadeyle “Rabbin hizmetkârı” olmasını murad etmişti. Hanne'nin biricik yavrusuna uygun gördüğü isim, aslında isimden öte bir murattı-hedefti. En nihai amacı; bağımlılıklardan azad olup, koşulsuz bir şekilde Rabbine hizmet edecek bir adaktı onunki.

Günümüz anne ve babaları bu anlamda, evlatları için kurdukları istikbal ve kariyer hayallerini bir daha gözden geçirmelerine dair, ruhlarına muazzam bir mesaj fısıldayandır Hanne...

En önemli hususlardan biri de, daha doğmamış yavrusunu ve neslini kovulmuş şeytanın şerrinden Allah'a ısmarlıyor oluşudur. Biliyor ki, şeytan her hayırlı projenin bozguna uğraması için pusudadır çünkü.

Şimdi başımızı ellerimiz arasına alıp düşünelim, neden evlatlarımız birer Meryem değil?

Bunun cevabı, aslında bizlerin birer Hanne olamayışında gizli olmasın?

Öyle ya, Meryem'den önce düzgün bir adayış, bağımlılıklardan azad olmuş bir kulluk, her türlü şeytan ve şeytani oyunlardan beri kalıp, korunabilmek gelir. Sonrasında Yüce Rabbin kabulü...

Bütün bunlardan sonra Meryem olmak gelir...

Peki ya Meryem olmak?

Meryem olmak; İlahi dava uğruna yaşanacak muazzam serüvenlerin başrolü olmayı gerektirir. Meryem, asla kıyıda köşede kalan bir figüran olamaz.

Meryem olmak; şartların elverişsizliğini bahane göstererek geri çekilmeyi değil, aksine tüm imkânsızlıklara ve olumsuzluklara rağmen tevekkül ederek Rabbin istediği doğrultuda aksiyon sahibi olmayı gerektirir.

Meryem olmak; ortama ve zamana göre renk almayı değil, gittiği her yeri Allah'ın boyasıyla boyamayı gerektirir.

Meryem olmak; kadınlar üzerinde oynanan, her türlü ifsad oyunlarını bozup, kadının layık olduğu erdem tahtına oturtulması için Rabbe itaati esas alıp, O'nun hükümlerine rest çekenlere isyan etmeyi gerektirir.

Meryem olmak; her zaman alkışlanmayacağını bilmektir. Her türlü haksızlığa ve hadsizliğe rağmen susmanın en sancılı eylem olduğunu bilmektir aynı zamanda. ‘Suskunluğun zillet değil, sabırdan' olabileceğinin bilincindedir Meryem. İnsanların kelimeleriyle üşürken, sükût libasıyla ısınmanın ne müthiş bir marifet olduğunu bizzat tecrübe edendir...

Bugün tüm dünyanın, karanlık çağın bağrını iffet ve teslimiyetle nurlandıracak Meryem'lere ihtiyacı vardır!

Her yürekte bir Meryem bilinci, her ailede bir Meryem şahsiyeti, her sokakta bir Meryem nuru olsa, şehirler-ülkeler bu nurla aydınlansa, karanlıklar aydınlığa tebdil olacaktır!

İşte bu kadar önemli ve gereklidir;

Meryem olmak...