• DOLAR 32.329
  • EURO 35.092
  • ALTIN 2295.738
  • ...
SON DAKİKA

Hamd, kulları için her şeyin en iyisini bilen Alîm`e, Salât ve selam da usve-i hasene olan Rasûl`e, O`nun pak ehl-i beytine…
Tesettür… Müslümanlığın belki de en büyük göstergelerinden, şiarlarından... Başörtüsü de onun bir parçası. Bunlar, Müslümanların elinden en çok çile çeken iki kavram.

Dikkat edersek, sokağa çıktığımızda tanımadığımız insanlara selam verirken kapalı olanlara çekinmeden selam verirken, başı açık olanlarda bir müddet düşünürüz. Hâlbuki başı kapalı olan namazsız abdestsiz, açık olansa tam tersi olabilir.

Ancak kapalı olanın Müslümanlığından şüphe etmeyiz. Bunun nedeni de başında bir ayet taşıyor olmasıdır; gözle görünen bir nişan.

Acı bir durum var ki tesettür bugün Müslüman kadının yakasına yapışıp hesap soracak kadar çile görmüştür Müslüman kadından. Kâfir zaten kâfirliğini yapmakta fakat Müslümanın başörtüsüne ve başörtülüye verdiği zararı ne emperyalistler, ne modernistler ne diğerleri verebilmiştir. Müslümanın başörtüsüne verdiği zararı bundan sonra kimse de veremeyecektir-hakkıyla örtünenler konumuz dışındadır.

Yıllar önce bir yakınım örtünün farz olduğunu öğrenmiş, örtünmek istiyordu. Ailesi Kemalistti ve şiddetle karşı çıkıyorlardı örtünmesine. Direnişler, takışmalar, didişmeler, devreye giren yakınlar… Olaya son noktayı kızın teyzesi koydu: “Bırakın örtünsün. Görmüyor musunuz başörtülüler gayet modern ve şık giyiniyor.” O bacımız şimdi çarşaf giyiyor.

Mesele her zaman böyle güzelce sonuçlanmayabiliyor. Günümüz genç kız ve kadınlarının da modanın kölesi olduğunu düşünürsek işin vahameti daha iyi anlaşılıyor. Buna çevresel faktörleri de eklersek, çarşafın bile moda için giyildiğine çokça şahit oluyoruz.

Genç kız cahil civelek, taş atıp başını altına tutan cinsten… Her nasılsa dindar kesime yakın biriyle evleniyor ve çevresindeki kadınlar ibadetten, ahlaktan, edepten, namazdan, Kur`an`dan önce çarşaf telkininde bulunuyorlar ve rica minnet çarşaf giydiriyorlar. Hakkında hiçbir bilgisi olmadığı şeyi birilerinin rızası için yapan bacımız, onların olmadığı ortamlara giderken uygunsuz kıyafetler vs. giyiyor. Kim verecek bunun hesabını? Ve kim kaldıracak bunun vebalini? Bir dönem sohbete gittiğimiz yerlerde ilk söylenen şey buydu: “Aaa! Siz öyle edepsiz değilmişsiniz…” Maalesef şimdi ufak ufak öyle edepsizler de türüyor.

Gelelim başörtüsüne… Tesettürün mahiyetini anlamayanlara göre tesettür sadece başı örtmektir. Ancak devekuşu farkıyla… Zannediyorlar ki başını örtünce bütün yaptıkların gizleniyor, bütün ayıpların örtülüyor; sonra ver elini cennet! Bir kere tepesindeki hörgücü deve görse, kendi hörgücünden utanacak. Yaptığı hareketleri de yapmaktan hayâ eden bir sürü insan var. Başı açık bir kadınla “İki resim arasındaki 7 farkı bulunuz” tarzı bulmacada yer almayacak kadar açık; şöyle ki iki resim arasında sadece bir fark var, o da başındaki bir karış bez. Ancak yargılamaya gelince edepli ve iffetli bir kadın da bununla aynı kefeye konuluyor. Yani; bu kapalılar hep böyle!...

Yasağın kalkmasıyla da bazıları ipini kırmış dana gibi başörtüsüne koştu ancak maalesef danalık özelliğini kaybetmeden.

Açıkken ve kapalıykenki bütün özellikler aynı; tek fark, başı kapalı.

“Başörtüsü sahiden bir tekstil malzemesidir. Onu tesettür eyleyen, altındaki baş ve o başın Allah karşısındaki duruşudur.”

diyor yazarın biri. Evet, bir baş var baştan içeru yani. Kafayı, zihni, beyni harama, fuhşa, münkerata kapatmadan, yalnızca ‘baş` örtülünce sonuçta kurunun yanında yaş da yanıyor.

Naçizane tavsiyemiz elimizin ulaştığı her yerde, büyük mağazalar nasıl ilgi çekerek açık saçıklığa yahut ‘kapalı açık`lığa teşvik ediyorsa, dev konferans salonlarında tesettürle ilgili paneller yapılması ve değişik vurgularla tesettüre dikkat çekilmesidir. ‘Şöyle yapmalıyız, böyle etmeliyiz`den çok delillerle, ilgi çekerek tesettür anlatılmalıdır. Değişik ve uzak yüzler, farklı şehirlere sırf bu amaçla gönderilmeli ve her şehir farklı kişilerden tesettürün güzelliklerini dinlemelidir. Bunun için sadece Nisanur Dergisi yazarları bile kâfidir diye düşünüyorum.

Oturdukça ‘Bu kapalılar hep böyleler!` dedirtecek kapalı açıklar çıkacak ve işler iyice kördüğüm olacaktır. Rahman`a emanet olunuz.