• DOLAR 32.346
  • EURO 35.128
  • ALTIN 2308.082
  • ...

Yeni bir davete icabet etmek veya bunu da barındıracak şekilde daha genel olarak “değişim” herkes için zordur. Ancak ileri yaşlarda daha da zordur. Çünkü insanın sahip olduğu inanç, karakter ve davranış tarzı belli bir yaştan sonra onda kemikleşmektedir. Artık istense bile bunu değiştirmek kolay değildir.

Yine ileri yaşlarda insanların bedenen hareketleri yavaşladığı gibi ruhları da sükûnet arar. Bu anlamda toplumsal değişimle ilgili her türlü gelişme onlara kontrol edilemez ve sonucu belirsiz çabalar gibi görünür haliyle bu da onları ürkütür. Dolayısıyla değişim hareketlerine ileri yaşlardaki insanların desteği genellikle azdır.

Gençler ise böyle değildir. Toplumun değerleri henüz onlarda tam oturmamıştır. Dolayısıyla yeniliğe daha açıktırlar. Bununla beraber bedensel zindeliklerine paralel olarak ruhen de hareket ve macera ararlar. Her türlü değişim ve bu değişimi sağlayacak hareket onlara cazip gelir. Bu anlamda yeni bir davete de ağırlıklı olarak olumlu yanıt verirler. Bu sebeple hem İslami davaların hem de diğer hareketlerin lokomotif gücünü gençler oluşturur.

Genellikle grup-cemaat içerisindeki fedakârlık, yakın arkadaşlık, samimi dostluklar, hareketten kaynaklanan heyecan gençleri cezp eder. Tüm halk bilinçsizken kendilerinin bilinçli olup halkı uyandırmaya belki kurtarmaya çalışıyor olma düşüncesi onları motive eder ve beraber hareket ettikleri guruba samimi olarak bağlar.

 İslami-Gayri İslami bütün guruplardaki, cemaatlerdeki gençler benzer duygular yaşadıklarından, Müslüman bir gencin bu samimi haline bakarak kendisinin İslami olarak iyi bir noktada olduğunu düşünmesi doğru olmaz. Çünkü İslami noktadan bakıldığında bu durum tek başına yeterli değildir.

Müslüman bir gencin bu samimi duygularla beraber asıl yapması gereken Allah Teâla ile sağlam bir bağ kurmasıdır. Bu bağ güçlendirilmeden bir cemaatle kurulacak birlikteliğin ahirette bir karşılığı olmayacağı gibi dünyada da geçici ve dönemsel bir heyecandan öteye geçmez.

Hadis-i şerifte “İhsan” makamının tanımlandığı gibi Allah Teâlâ`yı görüyormuşçasına ona ibadet etmek, sürekli onun gözetiminde olduğu hissiyle davranmak, her davranışında asıl olarak onun rızasını hedeflemek, bütün benliğiyle ona uzun uzun secde etmek ve kimi zaman konuşurcasına, kimi zaman dertleşircesine, kimi zaman da yalvarırcasına uzun uzun dua etmek.

Enfal Suresi`nde buyurulduğu gibi “Müminler ancak o kimselerdir ki Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir. Onun ayetleri kendilerine okunduğu zaman (bu) onların imanlarını arttırır. Onlar sadece rablerine tevekkül ederler. Onlar namazı dosdoğru kılan, kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayan kimselerdir. İşte onlar gerçekten müminlerdir” (Enfal 2-4)

Öncelikle her Müslüman genç, ayeti kerimede zikredilen özelliklere sahip olmak için çokça çabalamalıdır. Ancak hedef bu olsa da böyle bir konuma kısa sürede gelmek kolay değildir. Dolayısıyla da ilk etapta bu ölçüler üzerinden yapılacak bir değerlendirme belki karamsarlığa yol açabilir. Ama kanaatimce gençlerin bu noktada kendilerini sınayabilecekleri iyi bir test vardır: NAMAZ

Genç arkadaşların bir araya gelerek samimi sohbetler yaptıkları, çalışmalarını birbirlerine anlattıkları, Müslümanların sorunlarını konuştukları ortamlarda, kısacası İslami çalışmalar için toplandıkları esnada eğer namazı vaktin sonlarına doğru aradan çıkarılacak bir işmiş gibi hızlı hızlı kılıyorlarsa bilmelidirler ki bu çalışmalarından verim alamayacakları gibi henüz Allah Teâla ile de sağlam bir bağ kuramamışlardır. Ama tüm çalışmalarının merkezinde namaz varsa diğer tüm programlar namaza göre düzenleniyorsa ve namazı vaktinde, camide cemaatle kılıyorlarsa inşallah iyi yoldadırlar.

Özetle cemaatsel çalışmalardaki gayretler Allah Teâlâ ile güçlü bir bağ kurulmadan sahibine fayda vermeyeceği gibi hayırlı sonuçlar da doğurmaz. Bu gayretin tek başına varlığı da kişinin salâbeti dinîyesini göstermez. Çünkü gençliğin verdiği şevk ve cemaat ortamının sağladığı sıcaklık insana birçok fedakârlık yaptırabilir. Nitekim sol örgütlerde çok sayıda genç aynı fedakârlıklarda bulunabilmektedir. O halde Müslüman bir genç bundan ayrı olarak iç dünyasında Rabbi ile sağlam bir irtibat kurmalıdır. Bu sağlam irtibat ibadetlerine, duasına ve davranışlarına yansımalıdır. Bu irtibatın en görünür şekli de İslam`ın en önemli şiarı olan namaza vereceği ehemmiyettir.