• DOLAR 32.379
  • EURO 35.022
  • ALTIN 2326.145
  • ...

Zor; dar vaziyet, güç durum, sıkıntılı hal demektir. Dar lafzının aslı da zordur. Yani zor darlıktır. Zorla bir şey yapmak zorlamak, güçle bir şeyi kendi açısından istediği mecraya koymaktır. Zorlamayla zorlayarak bazen iş hal yoluna konulabilir.

Sosyal, siyasi, askeri ilişkilerde az veya çoklu taraflarda zor kullanma seçeneği her zaman masada olur. Böylece zor gösterilerek işlerin suhuletle kolaylıkla çözülmesi amaçlanır. Tabi bu bir usuldür. Her zaman haklılığı ifade etmez. Yani “her zora başvuran haklıdır” demek doğru değildir.

Zor, bir yönüyle darlıktır, dar etme ve de daraltma yöntemidir. Öylece sıkışan tarafın geri adım atması oyunundan vazgeçmesi, oyun dışı kalması oyuna gelmesi hedeflenir.

Dikkat etmek gerekir zorun bir de zarar boyutu vardır. Yani karşı tarafı zora koyalım derken bir de kendisinin zarar etmesi veya zarar görmesi söz konusu olabilir. Bu da istenen bir şey değildir. Nitekim Peygamber (sav) “Zarar vermek ve zarara zararla karşılık vermek yoktur.”(İbni Mace) buyurmuştur. Yani zor kullanmak zarar vermek amacıyla olmamalıdır. Zor, zorluğu izale etmek amacıyla olmalıdır. Ama bugün zor kullanmak, güç kullanmak zararı defetmiyor bilakis zarara yol açıyor. Bu nedenle günümüzde zor kullanmak zora başvurmak muzır sonuçlar doğurabiliyor.

Bir ülkenin zor kullanarak oyun bozma, oyuna getirme kapasitesi içerdeki bölgesindeki siyasi, sosyal, ekonomik şartlara bağlıdır. Bir ülke kendi içinde zor durumdaysa zor kullanarak oyun bozma seçeneği zayıflar.

Kumaya, muzır veya zor denilmiştir. Neden? Çünkü kumanın olduğu yerde aile içinde bir itiş vardır, zorluk çıkarma birbirine zarar verme hali vardır. Bu da muhabbetin safiyetine birliğe dirliğe zarar verir. Bu nedenle üvey evlat tabiri her zaman olumsuz manada kullanılır. Buna göre bir ülkede herkes öz olduğunda kimse üvey olmadığında dışarıya karşı zorla oyun bozma şansı daha fazla artar.

Evet, zor oyunu bozar. Zor, dar alanda hareket imkânı sağlar. Darlığı sıkıntıyı giderir. Ancak zarar vermek yoktur.

Zor oyunu bozar. Burada oyunun muzır olması gerekir. Her konuda bozmak gibi bir hobi olmamalıdır. Asıl olan muhabbet sahibi olarak birebir sevgidir. Kimseye kuma ve üvey muamelesi yapmamaktır. “ez-zırra mırra” yani “kuma acıdır” diye bir söz vardır. Bir yerde birileri kendilerini üvey görüyorsa ya da böyle bir algı varsa önce bunu ıslah etmek gerekir. Ondan sonra gerektiğinde hem içeriye hem de dışarıya karşı zor oyunu bozar.

Bir ülkede zorlu şeyler olabilir, zorunlu haller de olabilir. Zorunlu eğitim denir mesela. Burada bir zorunlu durum var. Hatta zor var ama zarar yoktur. Demek ki her zorunluluk kötü değildir. İş ki amaç güzel olsun. Hedef isabetli olsun. Niyet halis kalsın maksat sevgi olsun adalet olsun.