• DOLAR 32.381
  • EURO 35.192
  • ALTIN 2324.343
  • ...

Son günlerde Irak Kürdistan`ı üzerinden bağımsızlık cümlesi çok kullanılıyor. 25 Eylül`e kadar da çok konuşulacağa benziyor. Uzun yıllardır dört parçada yaşayan Kürtlere çok cazip gelen “bağımsız Kürdistan” söylemi Mesut Barzani üzerinden tartışılıyor. Bu tartışmalar hem Irak`ın iç dinamiklerinde hem de bölge ülkelerince yakın bir şekilde takip ediliyor. Türkiye, İran, Irak ve Suriye`de bulunan Kürtlere kim öncülük edecek. Bu misyonu üstlenebilecek ortak paydada buluşmayı başarabilecekler mi? Şu bir gerçek ki bağımsızlığa en yakın olan ve devlet gibi muamele görenler şu anda Irak Kürdistan`ında bulunan Kürtlerdir. Her ne kadar ABD, PYD üzerinden Suriye`de Kürt devleti adıyla bir alan elde etmeye çalışsa da bu realiteye uygun değildir. Hem Kürtleri temsil etme açısından hem de bölge ülkeleri açısından mevcut sahadaki realiteye uygun değildir. Zira bu yapı, Kürtlerin genleriyle uyuşmadığı gibi, ABD`nin çıkarları doğrultusunda hareket ettikleri için bölge ülkelerinin gazabına uğrayacaklardır. Çünkü ABD, bölge ülkelerinin kazanına çomak sokmaktadır… Ama bölge ülkelerinin hesabını yaparak Kuzey Irak dediğimiz Kürdistan bölgesinde kolay olmasa da“bağımsız Kürdistan” alt yapısı vardır.

Fakat bunu başarmanın ilk yolu Irak Kürdistan`ında bulunan iç dinamiklerini birleştirmeleri gerekir. Eğer Irak Kürdistan`ındaki Kürt partilerde “iç ittifak” sağlanmazsa güçlü bir şekilde bağımsızlık söylemi askıda kalır. Özellikle Barzani`ye karşı olan “Goran” hareketi bunların başında geliyor. Geçmiş seçimlerde % 23 gibi bir oy potansiyeline sahip. Hatta bu yapı KDP`den çok PYD/ PKK`ye yakınlığıyla biliniyor. Celal Talabani`nin partisi KYB de aynı çizgide hareket ediyor. Şu anda direk olarak bağımsızlığa karşı çıkamıyorsalar da Mesut Barzani`nin başkanlığı ve Ekonomi üzerinden referanduma karşı tavır takınmışlar. Çünkü bu kesim, Mesut Barzani yönetimi tarzında bir bağımsızlık istemiyorlar. Daha çok sadece kendi kontrollerinde ve sindirme endeksli bir bağımsızlık istiyorlar. Bugün Suriye`de PYD eline geçen bölgelerde uyguladıkları sistem tarzı bir yönetim istiyorlar. Dolayısıyla içerde de bazı çatlakların devam ettiği ve tam bir birlikteliğin sağlanmadığı gözüküyor.

Diğer taraftan “Komela İslami” ve “Yekgırto” partileri var ki bunların rengi Mesut Barzani yönetimine göre daha yeşildir. Yeşilden kastım, İslami duyarlılıkları ve hassasiyetleri daha ön plandadır. Ancak Mesut Barzani yönetimiyle ayrışma noktaları daha azdır. Bunlar bazı endişeler taşımalarına rağmen bağımsızlık konusunda anlaşmaya daha yakındırlar. Entegre olma ve Meclis`te idare konusunda anlaşabilirler. İleriki zamanlarda idare konusunda siyasi mücadeleyle sandıklarla halka gidilecektir.

Burada bağımsızlık için en önemli nokta; Irak Kürdistan`ındaki iç dinamiklerde olan Kürtlerin bir şekilde ortak hareket etmesidir. Bu olmadığı müddetçe referandumdan sonraki çekişmeler daha da artacaktır. DEAŞ`in saldırıları sonucu aralarındaki rekabet yumuşamışsa da DEAŞ sonrası daha da sertleşecektir.  Özellikle “bağımsızlık kimin eliyle olacak” noktasında tavırlar daha da sertleşebilir… Bu pozisyondan faydalanmak isteyen bölge ülkeleri de bunu koz olarak kullanacaklardır. Özellikle kendi içinde Kürtleri barındıran devletler “bağımsızlık fikrinin” kendi ülkelerine yansımalarını hesaplayarak çomak sokmak isteyeceklerdir.