• DOLAR 32.51
  • EURO 34.783
  • ALTIN 2499.528
  • ...

Suriye savaşında satranç oyunu devam ediyor. Afrin harekâtının gidişatı yeni hamleleri getirmiş bulunuyor. Özellikle bu hamlelerden olan Afrin`in, Suriye rejimine teslim edilmesi yeni bir konjonktürü doğurmuştur. PYD/YPG, Afrin`de kaybedeceğini anlayınca akıl babası olan ABD`nin verdiği talimatla hem kendi prestijini hem de kendisine sahiplik eden ABD`nin prestijini kurtarmak adına Afrin`i Suriye rejimine bırakma teklifiyle çıkmazdan çıkmak istiyor. Rejim de bunu değerlendirmeyi hesaplıyor. Zira Esed rejiminin PYD ile olan ilişkisi tamamen çıkar bağlantısıyla ilgilidir. Normalde PYD/YPG`nin çok fazla güçlenmesinden Esed memnun değildi. Ancak onun Türkiye`ye karşı bir kalkan olarak durması hesabına geliyordu. 

Türkiye`nin Afrin operasyonundan sonra PYD/YPG`nin köşeye sıkışması üzerine Esed ile PYD durumdan kendi yararına bir netice çıkarmak istediler. YPG`nin bölgeden çekilmesini ve buraların tamamen rejim askerlerine teslim  edilmesini istedi. Bu durumu, Türkiye`nin bölgeye olan operasyonunu durdurmasını istemek için bir gerekçe olarak kullanacaktı. Çünkü Türkiye`nin endişesinin PYD/YPG`den kaynaklandığını, onun da bölgeden çekildiğini ve bölgenin kontrolünün tamamen rejim güçlerine geçtiğini; dolayısıyla artık YPG`ye karşı bir operasyon gerekçesinin kalmamış olduğunu söyleyebilecekti. Afrin`de sürekli kan kaybeden PYD/YPG`nin,  ABD`den sahada beklediği savaşma desteği alamayan ve etki gücü zayıflayan YPG de böyle bir durumdan kendi prestijini kurtarmaya çalışıyor, çünkü gittikçe Afrin`in kontrolünü elinde tutması zorlaşıyor. Kontrolü elinde tutma konusunda ısrarlı davranması durumunda kaybı sürekli artıyor. Bu yüzden bölgede askerî kontrolü geçici olarak rejimin silahlı güçlerine teslim etmekte herhangi bir sakınca görmüyor. 

Fakat böyle bir taktik Türkiye`nin PYD/YPG`den kaynaklanan endişesini ortadan kaldırmaz. Çünkü bundaki amaç söz konusu örgütün tamamen devreden çıkarılması değil onun rejim güçlerinin himayesi altına alınmasıdır. Suriye`deki hâkim rejimin himayesi altına girmiş olan PYD/YPG, Türkiye açısından daha büyük bir tehlike arz eder.  Fakat bu vesileyle örgüt de kendini güvenceye almış olacaktır. Şimdilik Esed rejiminin böyle bir oyuna girmekte ısrar edeceğini düşünmüyorum. Onun niyeti Türkiye`yi ikna etmektir. PYD/YPG`nin devreden çıkarıldığına ve bölgede kontrolü kendisinin almak istediğine inandırmaktı. Ama bu konuda ikna edici olamadı. Dolayısıyla PYD/YPG ile ittifak konusunda çok fazla ısrarcı olacağını sanmıyorum. Çünkü bu denklemde onu yönlendiren Rusya gerçeği var.

Buradan yaptığımız değerlendirmenin üst kolu ise Esed`in Rusya`dan ve İran`dan haberiz böyle bir karar veremeyeceği denklemidir. Eğer bunlar arasında ortak bir kararsa yeni bir satrançla karşı karşıyayız. Çünkü Türkiye, Rusya ve İran`ın Soçi ve Astana görüşmelerinin bir anlamı kalmıyor demektir. Fakat bu görüşmelerin ve bu görüşmelerdeki pazarlıkların etkisi olacak ki Esed rejimi böyle bir girişimde ısrar edemedi. Bütün bu girişimler karışık görünse de PYD/YPG`nin stratejisini belirleyen ABD`nin satranç hamleleridir.  Çok taraflı oynanan satrancın en etkilisini ve son hamlesini, Türkiye Afrin harekâtıyla eline almış bulunuyor. Bakalım ileriki zamanlarda hangi tarafın hangi hamleyi yapacak hep beraber göreceğiz.

Abdullah KAVAN