• DOLAR 32.522
  • EURO 34.969
  • ALTIN 2434.511
  • ...

Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Yemen, Libya ve başkaları... Trump'ın Suudi gezisi sonrası ani bir kararla Katar'a savaş ilan etmedikleri kaldı.

Sözü edilen ülkeler, bütün ilişkileri bitirmekle beraber Katar büyükelçilerinin 48 saat, vatandaşlarının ise 14 gün içerisinde ülkelerini terk etmeleri ihtarında bulundu. Katar'a gidişleri durdurdukları gibi, oradan gelecek insanları da kabul etmeyerek deniz ve hava sınırlarını kapattılar. Katar televizyonu ve Katar merkezli haber sitesi El Cezire, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nde (BAE) yasaklandı. Mısır ve Bahreyn de El Cezire ve Katar merkezli bazı yayın organlarını kendi ülkelerinde erişime kapattı.

Peki, bu kadar savaş öncesi uygulanabilecek ültimatomları niye verdiler, körfez ülkeleri? Katar onların uçaklarını mı düşürdü, gemilerini mi batırdı, topraklarını işgale mi kalkıştı? Katar bunların hangisini yaptı? Tabiki bunların hiç birini yapmadı. Bunların hiç bir tanesi olmadı. Peki ne oldu?

Trump ziyareti sonrası Katar'a ait bir internet sitesinde Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani'ye atfedilen "ABD'ye karşı ve İran'ı destekleyici" bir açıklama üzerine, Katar'ın idamına karar verdikleri görüldü.

Altını çizerek ifade etmeye fayda var: 'ABD'ye karşı...' gerekçesi...

Yahu şu ABD denilen ve her gün çoluk-çocuk, genç-yaşlı, kadın-erkek onlarca/yüzlerce insanımızın ölümünden sorumlu işgal gücü  sizin neyiniz oluyor ki, onun aleyhine söylendiği iddia edilen bir kaç cümleden ötürü bu kadar hırçın bu kadar zıvanadan çıkmış oluyorsunuz?!!

Dahası Katar Emirinin bizzat çıkıp açıklama yaparak söz konusu ifadelerin bir siber saldırı sonucu oraya konduğunu söylediği de ortadayken.

ABD dahi şeytani bir edayla bile olsa krizle ilgili açıklama yapıp, Katarla ilişkilerinde herhangi bir değişikliğe gitmeyeceklerini belirterek, sözü edilen ülkeler arasındaki krizin de diyalogla çözülmesinden yana olduklarını 'beyan' etti.

"Şii İran" ise krizle ilgili yaptığı açıklamada, kaygı duyduklarını belirterek duygusal davranışlardan uzak durup tarafların gerginliği azaltmaları yönünde hareket etmeleri çağrısında bulunurken, Arap olmayan Türkiye 'ciddi üzüntü' duyduğunu açıklayarak arabuluculuk için hazır olduklarını duyurdu.

1981 yılında kurulan ve amaçları arasında 'Ortak dış politika' da bulunan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üyesi ülkelerin, üye bir ülkeye tavırları ortadayken "Şii İran'ın, Arap olmayan Türkiye'nin ve talimatlarıyla krizin çıktığı bilinen ABD'nin tavırlarına bakınca insanın 'neler oluyor yahu?' Diyesi geliyor.

Aslında kim ne dese desin krizle hedeflenen Katar'ın dengeli dış politikasıdır. Tabii ki bunun içerisinde her ekonomik krizde Türkiye'ye sağladığı destek de unutulmamalıdır. Bugün Katar'ın Türkiye'deki yatırım miktarı 18 milyar doları bulmuşken, 2016'da Türkiye, Katara 421 milyon dolarlık ihracat yaptı. Türkiye'nin Katar'dan ithalatı da 271 milyon dolar civarındaydı. Hatırlarsınız, Katar'ın ayrıca Türkiye'ye yaptığı ve krizleri teğet geçirecek destekler de kimi zaman gündemin ana konusu oluyordu.

Amerika ve Batılı güçlerin Katar'ın bu desteğinden rahatsız oldukları konusu ara ara piyonlar üzerinden dile getirilmek suretiyle de olsa gündeme gelmişti: 'Katar hortumu kesilecek' diye.... Darbeyle tedip edilmeye çalışılan Türkiye'nin daha hangi müeyyideler ve kuşatmışlıklarla karşılaşacağı maalesef bilinmiyor, bilinemeyecek.

Hangi mezhepten veya etnik yapıdan olursa olsun Müslümanların beraberliği ve birbirlerine desteği takdirlerin üzerinde bir yerdedir. Şu dünyada herkese kotarılan veya herkes için düşünülen bir siyaset ve manevra alanı biçilmişken, son gelişmeleri gördükçe de 'neler oluyor?' demekten insan kendini alamıyor. İslam ülkelerinin birbirlerine verdikleri destek güzel ancak pek karşılaşmadığımız için acayibimize gittiği de bir gerçek.

Sömürü düzenini kurup idare edenler 'kardeş ülkelere' savaş yolunu dayatabildikleri gibi, proletarya hakları üzerinden geçinenlere de, Kapitalist burjuvanın bayrağını toprakları üzerinde, armalarını da göğüsleri üzerinde taşıttırdıklarını görünce sahiden ayrıca garip oluyor.

Önceki gün Ankara'da HÜDA PAR'ın iftar yemeğine katılmıştık. Genel Başkan Sayın Zekeriya Yapıcıoğlu'nun her iftarda olduğu gibi ümmet meselesini tekrardan deklare etmesi dikkatlerden kaçmadı. Başkan Yapıcıoğlu'nu da hayretler içerisinde bırakan gelişmeler olmuştu ki, 'Arkadaşlar kemerlerinizi sıkı bağlayın, dünyanın çivisi çıkmış' ifadelerini kıllandı.

Evet... Sahiden bütün bu gelişmelere şahitlik edip de Başkan'a katılmamak mümkün mü? Harbiden de dünyanın çivisi çıkmış...

Selam ve dua ile....