• DOLAR 32.504
  • EURO 34.783
  • ALTIN 2499.528
  • ...

Bu kadar yoğun ekonomik gündem yanında belki tali sıralarda gelmesi gereken bir konu, ancak halktan yükselen şikayet, konuyu işlememize kaynaklık etti. İşaret ettiğimiz konu, sokak hayvanları daha doğrusu sokakta, çarşıda, pazarda gezen veya gezdirilen köpeklerin konusu.

Geçtiğimiz Çarşamba günü Gaziantep’te iki köpeğin saldırısına uğrayan 4 yaşındaki Asiye Ateş hayat mücadelesini verirken, dikkatler yeniden sokak ve parklardaki köpeklere çevrildi.

Sahipli veya sahipsiz olmaları fark etmez, şehirlerde köpeklerin o kadar evlerin, sitelerin, parkların içerisine sokulmaları makul ve mantıklı değildir.

Şehrin ortasında bazen cılız kadın veya erkeklerin elinde -tabir yerindeyse- at gibi köpeklerin gezdiriliyor olması, normal bir durum değildir! Genelde bu tip hayvanların sahip veya sahibelerinin de normal bir ruh yapısına sahip oldukları söylenemez!

Sahiden şehrin ortasında böylesi saldırgan bir huya sahip bir köpekle gezmenin nasıl bir izahı olabilir?! Bunun nasıl bir faydası var?! ‘E kendisi köpeğini seviyor da onun için gezdiriyor’ denilecekse, ‘o zaman eşeğini, atını, ineğini seven de alıp çarşı pazar gezdirsin’ denilir! Olacak şey mi bu yahu!

Kedi ve köpeğin insanlara intibakları veya uyumları diğer hayvanlardan farklı olabilir, ama kusura bakmayın, koca şehir merkezlerinde ve apartmanlarda özellikle köpek sahipleri için böyle bir özgürlüğün’ tanınmasının izahı olamaz! Böyle olacaksa müstakil evin, yerin olur, alır beslersin, kimsenin itirazı olmaz. Ama öyle saldırgan hayvanları, canının istediği her yere götürüp milleti korkutmanın izahı yoktur!

Son zamanlarda artan saldırılar ve buna mukabil gelen tepkiler üzerine HÜDA PAR, tedbir alınması için çağrıda bulunmuş ve artık çocukların, yaşlıların, kadınların sokak ve parklara rahat çıkamadıklarına işaret ederek tepki göstermişti.

HÜDA PAR açıklamasında; “Vatandaşların kendilerini sokakta güvende hissetmemesinden daha kötüsü; yetkililerin bu konuda bir türlü önlem almaması hatta bu konuya duyarsız kalmasıdır. Mevzuat, sokak hayvanlarını sokağa tescillemekte ve barınma mekânlarında tutulmalarını engellemektedir. Bu durum, hem insanlar için hem de sokak hayvanları için tehlike üreten bir sonucu doğurmaktadır.  Yapılması gereken; meskûn mahallerden uzakta kalıcı barınakların inşa edilmesi ve bu barınaklarda kalacak köpeklerin sayılarının kontrol altında tutulmasıdır. Mevcut kanunların bu yönde düzeltilmesi, artık ertelenemez bir ihtiyaç haline gelmiştir.” satırlarına yer vermişti. Önceki gün Sayın Cumhurbaşkanı da köpeklerin yerinin barınaklar olduğunu ifade etti.

Şimdi bu sorunu hala geçiştiren yetkililere sormak gerekmez mi? Gereken önlemlerin alınması için daha kaç insanımızın, kaç çocuğumuzun saldırıya uğraması lazım diye!

Asiye çocuk, sitenin içerisindeki parkın içinde yani site güvenliği içinde saldırıya uğradı. Aralık ayı başından bu yana birçok insan saldırıya uğradı. Kimisi köpeklerden kaçarken, yoldan geçen araçların altında kaldı. Artık bunun için önlem alınmalı ve özellikle köpeklerin; çocukların daha rahat hareket ettiği site içlerinden uzak tutulmaları gerekmektedir.

‘Hayvan hakları’ diye bağıranların insanlara hiç mi saygıları yok?! Duydum ki başka yerlerde, saldırgan köpekleri kendi sitelerinden uzaklaştıran site yönetimleri, cezai müeyyide ile karşılaşmış! Bu olamaz!

Cezai yönteme başvuranların, köpekleri kendi sitelerine veya evlerine yakın bir yere taşımaları, ‘Hayvan hakları hassasiyetleri’ gereği daha isabetli bir iş yapmış olurlar, diye düşünüyorum.

Kesinlikle yetkililerin ve belediyelerin köpekleri kendi sitelerinden uzaklaştırmaya çalışanlara yönelik söz konusu cezai yaptırımları, işi daha içinden çıkılmaz hale getirecektir!

‘Biz ölelim, yeter ki hayvanlar yaşasın’ modunda olan ruh hastası, sapkın kişilerin anlayışı ile hareket edilecekse, insanlığın başına yeni bir bela musallat olmuş demektir.

Hayvanların korunmasına dair her ne gerekiyorsa yapılmalı ve bununla ilgili atılacak adımlara saygı duyulmalı. Kesinlikle sebepsiz yere onları acıtanlara, onlara zulmedenlere, hak ettikleri cezalar verilmeli. Hayvanların aç bırakılmamaları konusunda gereken hassasiyet gösterilmeli. ‘Yerdekilere acıyacağız ki göktekiler bize acısın!’

Ancak insanlara yönelik saldırılarla ilgili de gereken önlemler alınmalı ve özellikle uygunsuz yerde bunları tutan, gezdiren sahiplerine bu konuda müsamaha gösterilmemeli! 

Kesinlikle hayvanları korurken de severken de ÖNCE İNSAN diyoruz, demeliyiz!

Konuyu sonlandırırken Asiye kızımıza Rabbim’den acil şifalar diliyorum!