• DOLAR 32.522
  • EURO 34.969
  • ALTIN 2434.511
  • ...

Bayramlar sevinç günlerimiz... Kurban Bayramı iki büyük bayramımızdan biri. Ramazan Bayramı’ndan sonra Kurban Bayramı’nı da çok olağan dışı şartlarda geçiriyoruz, kutluyoruz.

İmtihanlarımız farklı farklı olabiliyor. Bu da bir imtihanımız. Normalde yoğun selamlaşma ve ziyaretleşmelerin olduğu şu mübarek günlerde evler sessiz, insanlar ürkek, sevinçler buruk...

Hele bugünlerde art arda gelen vefat haberleri herkese büyük nasihat niteliğinde olsa gerek...

Dünyevileşmenin son gaz yol aldığı şu zaman diliminde ölümün ahaliyi dört bir yandan adeta çepeçevre sarması, bizlere ‘son durak kara toprak’ olduğu hatırlatmasında bulunuyordur aslında. Akıldan çıkarmayalım; “Her nefis mutlaka ölümü tadacaktır.”

Bu bayram yazımızda konuyu hastalık ve ölümle sürdürmeyelim, bayramın ruhuna uygun nelerin yapılabileceğine dönelim bari...

Bayram yani îd; sevginin, rahmetin, şefkatin, tevazuun, tebessümün tekrar tekrar, döne döne tavan yaptığı zaman dilimi demektir.

Affın, hoş görmenin, vazgeçmenin, es geçmenin olması gereken gündür, bugün.

Mahpusların, mağdurların, muhacirlerin umut ışığı olabileceği gözüyle baktığı nadir günlerdir, bugünler. Onun için kimi yerlerde mahkumların özellikle beklediği günlerdir, bayram günleri.

Adalet terazisinin şaştığı yerlerde en azından bugünler sevincin, umudun habercisi olabilir, olabilirdi.

Bayram dolayısıyla sevindireceğimiz mahrum ve mazlumların duasını almanın bahtiyarlığıyla yaşamak ne güzel olur!

Karşılaştığımız insanlara ‘Bayramınız Mübarek olsun!’ Derken imkanlar dahilinde ilminin, rızkının, sevinçlerinin bereketli olmasına katkı sunacak fiiliyatlar içerisinde olmak, gerçek manada bir bayramlaşmanın tezahürü olsa gerek.

Şehit ailelerinin özellikle ihmal edilmemesi gerektiği günlerdir, bayram günleri. Bugünlerde şehit aileleri unutulmamalı; sorulmalı, imkanlar dahilinde ziyaret edilerek dualarına ortak olma şansına kavuşulmalıdır.

Küskünlerin, dargınların barışarak bayramı bayram edecekleri günlerdir, bugünler. Su-i Zannın yerini Hüsn-ü Zannın aldığı günlerdir, bugünler.

Herkesin birbirine karşı beyaz sayfa açacağı, açması gereken gündür, bugün.

Sadece bu mu? Tabi ki hayır!

Kurban Bayramı olması hasebiyle ‘kurban’ özelinde ifade etmek istesek, kurban; ‘yakınlaşmak’ veya ‘Allah'a yakınlık sağlamaya vesile kılınan şey’  anlamına gelir.

Kurban, maddi manevî her türlü yakın olma, yaklaşma anlamlarını taşıyan bir kelimedir. Demek ki sahip olduklarımızın hepsini veya herhangi birini kurban etmek, adamakla bu yakınlık sağlanır, sağlanabilir.

Tarih bu yakınlığı özellikle Hz. Habil’in adağında, Hz. İbrahim ve Hz İsmail’in teslimiyetinde kayda düşmüştü. Ve özellikle Yüce Allah onlarla ilgili ferman buyurmuştu.

İşte, İbrahim’ce adanmanın, İsmail’ce teslimiyetin özünün yaşandığı gündür, bayram günleri! Öyle basit günler değil bu günler. Hz. Habil’den bu yana, ‘iyisini adama’nın özellikle telkin edildiği gündür, bugün.

Allah Teala hakkıyla bu günlerden istifade etmeyi ve gerçek manada bu günleri yad etmeyi, bu günleri bayramca yaşamayı müyesser kılsın. Amin!

Bayramınız, bayramımız mübarek olsun, inşaAllah!

Selam ve dua ile.