• DOLAR 32.573
  • EURO 34.97
  • ALTIN 2425.591
  • ...

Siyaset, yönetme sanatıdır, yönetim biçimidir. Devlet aygıtını yönetirken sürüklenmeden sürüklemek çok önemlidir. Yönetirken eğmeden-bükmeden adalete sarılmak çok değerlidir. Siyaseti kirli hesap ve çıkarlara basamak yaparak idare edenler, temiz siyaset yürütmüş olamazlar.

Bugüne kadar siyaset denince maalesef genelde akla gelenler halkın olumluladığı hususlar olmamıştır. 

Adam kayırmacılık, şahsi çıkar-menfaat-nüfuz, başkalarına tahakküm için güç devşirme olarak akıllarda kalan siyaset, temiz yüzüyle halkı aydınlatacak günlere ihtiyaç duymaktadır.

Halkın ve ülkenin çok parti veya yeni partilerden ziyade temiz siyaseti ilke edinen bir iradeye bir kadroya ihtiyacı vardır.

Özellikle halkın adalet ve hukuk normlarıyla ilgili isyanları yaşadığı günümüzde siyaset ve siyasiler, ciddi bir değerlendirmeden geçirilmelidirler.

Günümüz tedavüldeki işleyişte etkileri olan dünün siyasetçilerinin hatta idarecilerinin bugün farklı parti veya logolarla yeniden sahneye çıkıyor olmaları, temiz ve adalet ilkesine dayalı bir siyaset için nasıl katkı sunacakları tabiki merak ve tartışma konusu.

İstediğiniz kadar ‘can-mal emniyeti, suçun bireyselliği, basın özgürlüğü, geleneğe bağlı özgürlükçülük, insan onurunu korumak ve yüceltmek, insanı ihmal etmeyen bir devlet anlayışı’ deyin, birileri ‘tüm bu şikâyet ettiklerinizde sizin katkınız var mı, yok mu, olmadı mı?’ diye soracaktır.

Genelde artık adalet ve hukuktan söz ederken sanki dini anlayışla bu değerlerin sağlanamayacağı gibi bir intiba oluşturuluyor. Oysaki din, can, mal, akıl ve nesil emniyetinin sağlanmasını emreden bu dinin ta kendisidir. Allah korkusu/takva bunların güvence altına alınmasını sağlar. Bunların teminat altında olmadığı yerde açık ifadeyle Allah korkusu yoktur demektir.

Ölçümüz İslam’dır diye yola çıkan HÜDA PAR’ın, parti programının başlangıcında tüm değerlerin ve hakların korunmasını kapsayan bu beş hususu ele alması çok kıymetli ve değerlidir. HÜDA PAR bu beş temel esasın altını çizmekte ve yegâne amaçlarının bunların teminat altına alınması olduğunu ifade etmektedir.

Yaratıcımız yüce Allah’ın insana bahşettiği sistem en iyi, uyumlu ve adil sistemdir. Ondan iyi istifade etmeyişimiz haşa onun iyi işlemediği anlamına gelmiyor. Çünkü adaletin, hakkın, hukukun, huzurun temeli o sistemin ta kendisidir.

Süfli çıkarlar doğrultusunda hareket ederek tüm bu değerlerden uzak düşmek, o yüce sistemin nakıslığından değil, farklı hesap-kitapların içerisinde hareket ediyor olmaktandır.

İlkeli siyaset; şartlara yenik düşerek dönüşmek değil, şartları zorlayarak dönüştürmektir. İlkeli siyaset; taviz doğuran tavizlerle idareyi sürdürmek değil, diklenmeden ilkeler doğrultusunda dik durabilmektir.

Parti yeni olsun, eski olsun, yıllardır siyaset içinde olup siyaset yürütenler ve manevi değerler noktasında her platformda ahkâm kesenler, öncelikle halkın manevi değerlerini korumada ne yaptıklarının muhasebesiyle halkın karşısına çıkmak durumundadırlar.

Bizim son yıllarda özellikle temiz toplum, temiz aile ve dindar gençlik noktasında çektiğimiz sıkıntılar, eskisiyle yenisiyle siyaset erbaplarının güttükleri siyaset dolayısıyla değil midir?

Toplumun temeli aileyi darmadağın eden sosyal ve aile politikaları eskisiyle yenisiyle yönetimde etkin olan idarecilerin yanlış politikaları sonucu değil mi? Bunları görmezden gelerek sağlıklı bir değerlendirme yapmak mümkün değildir.

Son olarak demem o ki; yeni veya eski partiden ziyade bu halkın ve bu ülkenin, temiz ve ilkeli siyasete, hakkı/hukuku gözetecek adil şahitlere, liyakat ehli kadrolara ve dürüst siyasetçilere ihtiyacı vardır. Ve unutmayalım ki, ‘Önemli olan istikamet üzere kalabilmektir’

Selam ve dua ile.