• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Türkiye Karadeniz’de ciddi bir gaz rezervi buldu. İçte ve dışta buna sevineler oldu, sevinmeyenler oldu. Sevinmek veya sevinmemek duyguyla alakalı bir durum. Kalbi bir şey…

Konu gaz olunca sevinip sevinmemek bir tarafa, bir de “gaza gelip gelmeme” sorunsalı güçlü bir şekilde ortaya çıkıyor.

Gaz konusunda “gaza gelip gelmeme” cihetinden baktığımızda memlekette büyük kısım doğal olarak gaza geldi. Bazılarındaysa tık yok. “Bu kadar gaz çıktı, şu kadar ekonomik değeri var. Gaz ucuzlayacak” türü söz ve haberler de önemli kısmı genç olan bu kesimi gaza getiremedi. 

Gaz maddenin üç halinden biridir. Sıcaklık olduğunda madde sıvıdan gaza dönüşür. Demek ki gaza gelip gelmemek sıcaklıkla alakalıdır. İnsan bir şeye karşı sıcaklık duyuyorsa gaza gelir, soğuksa gaza gelmez.

Gaza gelmek, olumsuz bir tabirdir. Dolduruşa gelmeyi ifade eder. Düşünce ve mantık yerine sırf sinirsel veya duygusal olarak harekete geçmeyi tercüme ediyor.

Nitekim uzun zaman önce 20 Eylül 2012 tarihinde sayın Erdoğan, başbakan iken “gaz aldık” türü bir ifade kullanmıştı.

Başbakan Erdoğan ABD’de çekilen “kara film”le ilgili olarak değişik İslâm ülkelerinde gerçekleşen protesto eylemlerinin Türkiye’de neden görülmediğine ve halkımızın niye sakin bir tavır sergilediğine ilişkin soruyu cevaplarken şunu söyledi,

“Son on senede aşırılıklar törpülendi. Bir anlamda paratoner gibi olduk, gaz aldık.”

“Gaz alma” süreci eğitimde sosyal ve ekonomik yaşamda o kadar güçlü bir şekilde gerçekleşmiş olmalı ki şimdi yanıcı, yakıcı doğal gazın çıkması bile gençliği gaza getirmiyor. Heyecanlandırmıyor.

Toplumun, bireyin ve dahi milletin kolayca gaza gelmesi elbette iyi bir şey değildir; lakin bir türlü gaza gelmemesi de çok ciddi bir problem ve sorunsaldır.

İnsanlar maddi zevkleri sırf haz boyutuyla yaşayınca artık ne lirik ne epik edebiyat onları harekete geçirmeye kafi olmuyor.

Gaza-sefer-savaş kültürü ümmetin ve de milletin en önemli caydırıcı silahlarındandır. Çünkü gaza kültürü öyle çok düşünerek, sorgulayarak oluşmuyor. Bunun en önemli itici gücü tabiri caizse gaza gelmektir. Gaza gelmeden gazaya insanları sürmek kolay değildir. Öyle haz peşinde koşan, sırf keyfine düşkün bir nesli gaza getirerek gazaya-sefere çıkmak çok zordur.

Ey iman edenler! Sizler inkâr edenler ve yeryüzünde sefere veya gazaya çıkan kardeşleri için: "Eğer bizim yanımızda olsalardı ölmezlerdi ve öldürülmezlerdi." diyenler gibi olmayın.” (Ali imran:156)

Bunlar gazaya, savaşa, sefere çıkan kardeşlerini gaza gelmekle suçladılar. Onları mantıksız olmakla itham ettiler. Onları dolduruşa gelen gaza gelen kimseler olarak itham ettiler. Akıllarını çalıştırmayan basit kimseler olduklarını ima ettiler.

Gazaya, sefere çıkmak gaza gelmeden olmaz. Gaz sıcaktır yakıcı ve yanıcıdır. Bu şekilde enerji meydana getirir. Ama gaz olmayınca insanlar ruhsuz olur. Bunlarda gaz dâhil hiçbir doğal birikim olmaz.

Türkiye’de ve İslam âleminde en ciddi sorunsallardan biri gaza gel(me)me meselesidir. İnsanlar ya tamamen gaza geliyor en ufak bir kıvılcım onların tutuşmalarına sebep oluyor ya da gazları tamamen alınıp Karadeniz’in milyar metreküp gazı bile onları harlamıyor.

Bugün toplumun bir kısmı bir türlü gaza gelmiyor. Üstelik bunu “büyük akılları ve bilmiş tavırlarıyla” yapıyorlar. Gaza gelmeyi gerici bir tavır olarak görüyorlar.

Toplumun bir kısmı da taassupla cahillikle hemen gaza geliyor. 

Gaza kültürü olmadan özgürlük adalet caydırıcılık olmaz. Bunun için gaza gelmemek de olmaz. Yeter ki bu adaletle, hakla olsun.