• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...

Cezayir Genelkurmay Başkanı Ahmed Kayid Salih, geçirdiği kalp krizi sonucu 79 yaşında hayatını kaybetti.

Malum, Cezayir’de halk hareketinin ardından Genelkurmay Başkanı Ahmed Kayid Salih, geçtiğimiz Nisan ayında yönetime el koyarak Abdülaziz Buteflika yönetimine son vermişti.

Geçen hafta yapılan seçimlerde de eski Başbakan Abdulmecid Tebbun, cumhurbaşkanlığı seçimi birinci turunda yeni cumhurbaşkanı seçildi.

Buna rağmen Cezayir’de meydanlardaki gösteriler devam etti.

Daha seçimler henüz yapılmışken ajanslar, Genelkurmay başkanının kalp krizinden öldüğü haberlerini geçti.

Kalp bu, elbette yorgun düşerek vakti saati gelince durur. Ancak işin gerçek yüzü nedir? Binaenaleyh burada söz konusu olan normal, alışılmış bir kalp krizi mi yoksa inkılap krizi midir? Asıl bunu bilmek önemlidir. Çünkü kalp ve inkılap aynı bağlantıya sahiptir. Kalp krizi de bir tür inkılaptır. Çünkü o kalbin sahibi başka bir âleme gider. Ayrıca kalp zaten halden hale inkılap eder. Yerinde durursa kriz olur.

Cezayir’in mevcut hali biraz da Genelkurmay başkanının kalbine benziyor. Cezayir’de bir inkılap krizi var. Çünkü Cezayir’in kalbi bir türlü kendisi için atmıyor. Bu nedenle Cezayir’in kalbi yorgun, gönlü kırık…

Cezayir 60 yıl önce Fransız işgalinden kurtuldu. Bir inkılap gerçekleşti. Ama kalbini, beynini bir türlü işgalcilerin ellerinden kurtaramadı. Bu nedenle Cezayir başta kalp ve yürek krizleri olmak üzere birçok kriz yaşadı. Acımasız iç savaş, Cezayir’in geleceğinden bir yarım asrı alıp götürdü.

Cezayir’de kalp ve yürek krizleri inkılap krizlerine dönüştü. İnkılap krizleri de gönül krizlerine, kalp krizlerine yol açtı. Bu durum bir kısır döngü halini aldı. Çünkü büyük mücadeleler ve bedeller sonucunda gerçekleşen inkılap, sonrasında göz göre göre çalınmıştı. Bu nedenle uzun süredir Cezayir’in kalbi bir türlü sağlıklı bir şekilde atmıyor.

Şimdi Cezayir, hem inkılabına hem de kalbine sahip çıkmak istiyor. Çünkü bu böyledir, bir ülkenin, bir milletin kalbi kendisi için çarpmadıkça inkılap krizleri bitmez. Ve öyle olur ki, her gün kalpler, duygular sekteye uğrar, gönüller kırılır, umutlar söner, hayaller boşa gider.

Cezayir aslında kalbini kurtarmaya çalışıyor. Sağlıklı, güçlü bir kalple, tek yürek olarak, gönül birliğiyle inkılabına sahip çıkmak istiyor. Yoksa sorun şu gelsin bu gitsin değildir. Sorun Cezayir’in kalbinin, yüreğinin iktidar olmasıdır. Bu olduktan sonra manevi anlamda kalp krizleri de gönül krizleri de yürek krizleri de biter. En önemlisi inkılap krizleri son bulur.

Genelkurmay Başkanı Ahmed Kayid Salih, geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Bu yaşta bir askerin kalp krizi geçirmesi normal olabilir; lakin Cezayir’de en alt rütbeden üst rütbeye kadar askerin kendisi dış vesayet ve baskıdan dolayı sağlıklı bir kalbe sahip değildir. Çünkü kendi kalbinin sahibi değildir. Bu nedenle kimin ne zaman hangi şekilde kriz geçireceği belli değildir.

 Artık asker kalbine sahip çıkmak istiyor. Çünkü anladı ki kalp krizini önlemek inkılaba sahip çıkmaktan geçer. İnkılaba sahip çıkmak da kendine, kalbine, özüne sahip çıkmaktır. Aksi takdirde krizler hep birbirini tetikler.