TEM(Y)İZLİK İMANDANDIR
Temyiz, “ayırma, ayıklama, arıtma" demektir.
Temiz, “arı, pak, münezzeh, hijyenik” olan demektir. Temiz ile Temyiz aynı köktendir.
Temyiz kabiliyeti, iyi ile kötüyü, güzel ile çirkini birbirinden ayırt edebilmektir. Bu vasfa sahip olan kimse de Mümeyyizdir.
Bir de yargıda temyiz sistemi vardır. Alt derece Mahkemelerce verilen kararın kanun ve usul yönünden incelenmesi için üst mahkemelere başvurulmasını ifade eder.
Kısaca temyiz demek ayırt etmek demektir.
İnsanlar bir şekilde imtiyazlı ayrıcalıklı olmayı sever. İşte en büyük imtiyaz temiz olmaktır. Temyiz kabiliyetine sahip olmaktır.
İnsanın mümeyyiz olması sorumluluk ve yetki açısından esastır.
Mümeyyiz olmayanın hukuki sorumluluğu ya hiç yoktur ya da belli alanlarla sınırlıdır.
İntiharlar, cinayetler, cinnet getirmeler toplumda temyiz sorununun ortaya çıktığının acı neticeleridir.
Temyiz ile temizlik aynı kökten olunca aslında sorunun temeli konusunda ciddi bir ipucu yakalanmış oluyor. Evet, toplumdaki temyiz sorunun ortaya çıkması temizliğin olmamasındandır. Siz temizliği sadece bir yönüyle değil birçok açıdan anlayın.
Maddi-manevi, ahlaki-pratik her anlamda temizlik doğal olarak ve doğrudan bireyin ve toplumun temyiz kabiliyetini etkiliyor. Temizlik iyi olduğunda temyiz kabiliyeti daha etkili, daha sağlam olur.
Mesela maddi temizlik-hijyen sorunu toplumun bedenini tahrip ediyor. Manevi temizlik sorunu bireylerin, toplumun ahlakını bozuyor. Zihnini bulandırıyor.
TV ekranlarındaki diziler insanların kalp ve zihin ekranlarını tozlandırıyor. Kirlenmesine sebep oluyor bu da insanların içini karartarak onları karamsarlığa sevk ediyor.
Kalbin ve zihnin aynaları vardır. Onlar parlak olduğunda insanların morali yüksektir. Çünkü geleceğe dair umutları vardır. Sorunlara basiretle, sabırla yaklaşabiliyorlar. Bu nedenle temizlik imandandır dolayısıyla temyiz de imandandır. Çünkü imanı, güveni olanın kalp ve zihin aynası parlak olur. Her gün onları abdest alırken siler. Böylece tozlanmalarına ve de tozutmalarına engel olur.
Bu da onun temyiz kabiliyetini güçlendirir. Güzel meziyet sahibi olmasını sağlar. Öyle ki kimsede olmayan meziyetlere, güzel vasıflara sahip olur.
Adalet duygusunun sağlıklı ve adil olması, insanların morallerini düzeltir. Bu da onlara temyiz kabiliyeti olarak yansır.
Kısaca besin zinciri, adalet, yargı, idare, kültür, sanat, her birinin kendi bağlamında temizlik vasfı vardır. Buna göre de insanların akıl ve kalp sağlığına doğrudan bir etkiye sahiptirler.
En büyük moral imandır. İnsan imanını, güvenini yitirince içi kararmaya ve tozlanmaya başlar. Bu durumda temyiz kabiliyeti -ayırt etme yeteneği - ciddi zarar görür. Böyle olunca intiharlar, cinnet getirmeler bir dram halini alır. Bazı babalar dahi bütün meziyetlerini ve temyiz kabiliyetlerini kaybederler.
Sosyologlar, sosyal bilimciler, psikologlar bu konularda çok kafa yorar. Onlara çok imtiyazlı bir kaynak veriyoruz. Diyoruz ki temyiz kabiliyeti temizlikle alakalıdır. Günahtan, ahlaksızlıktan, aşırılıktan, çirkin davranışlardan kaynaklanan kirlenme duygusu, umutsuzluk insanın içini karartır. Ama iman varsa temizlik vardır dolayısıyla temyiz yani ayırt etme vardır. Çünkü o zaman insanların ekranı parlaktır. Beş vakit kafalarındaki tozu silerek tozutmaktan kurtuluyorlar. Aksi takdirde sorun daha da büyür.
Seküler kesim de temizliğin imandan olduğunu kabul etsin. Çünkü iman güvenmektir. Moral bulmaktır. Bu da kalbi ve zihni açar. İnsanı mümeyyiz hale getirir.
Dindar kesimler de karamsarlık psikolojisini bırakıp moral versinler. Zira moralin kaynağı onlardadır. Temizlendikçe, arındıkça temyiz kabiliyetine sahip olacak bu da gerçekleştikçe toplumun ve dahi insanlığın sığınağı ve şifa kaynağı haline geleceklerdir.
Aksi takdirde bunun sonu hüsrandır.