SUUDİ BİLEĞİ Mİ, SAADET ZİNCİRİ Mİ?
“Kimi said’dir-mutludur, kimi şakidir.”(Hud:105)
Mutluluk anlamındaki saadet, “baht-talih” anlamına da gelir.
Saadet ve bundan türeme bir lafız olan Suud, ayrıca “kol-bilek” anlamına gelir.
Saadet; eşkıyalığın, bahtsızlığın zıddıdır.
Gerçekten bazıları saadeti bilek gücünde bazıları da talihte arar.
Saadeti, sadece kol ve bilek gücünde arayanlar eğer Hakka, işin nasip ve kısmet boyutuna dikkat etmezlerse “eşkıya” olurlar.
Saadeti sadece talihle arayanlar da ruh ve ilke sahibi olmazlarsa çok aldatıcı bir sistem olan “saadet zinciri”nin bir halkası olurlar.
Bu nedenle saadet, hem bilek gücüne hem de kısmete dayanmalıdır. Kişi hem nasibine razı olur hem de kendi bileğine güvenirse “said” olur, mutlu olur.
“Saadet zinciri”, sadece piramidin tepesindekilerin ve onlara yakın olanların çok para kazandığı bir sistemdir. Bir ürün veya hizmetin görünürde olmadığı bu sistemde her bir kişi altındakinden para kazanır üstündekine para kazandırır. Saadet zinciri piramidi ikna edilen kişiler tarafından beslenir ve büyür.
Mısır piramitleri, doların üzerindeki piramit aslında bir tür saadet zincirini temsil ediyor. Zira bu sistemlerde bütün kaynaklar dar bir çevreye akarken altta kalanlar bundan çok az nasipleniyor.
Maalesef saadet arayışı çoğu zaman böyle olmuş, günümüzde de böyle devam ediyor.
Ekonomiden siyasete, sosyal medyadan sanata her alanda saadet zinciri sisteminin işlediğini görüyoruz.
Binlerin oyunu alan bir siyasetçinin oy aldığı insanların sırtında siyasi güç ve ikbal elde etmesi de siyasi saadet zinciridir.
Saadet zinciri sisteminin devletler düzeyinde de icra edildiğini görüyoruz.
Suud, Arabistan’ı yöneten ailenin ismidir. Ama bu da saadetle aynı köktendir. Baktığımızda Suudi, bundan mülhem olarak devlet düzeyinde saadet zincirine örnek olmuştur. Milyarlarca dolarlık petrol parasıyla silah alınarak, doğrudan para verilerek şu veya bu şekilde saadet zinciri sistemi besleniyor.
Saadet zinciri ne alttakilerden gerçek vefa ve sadakat alıyor ne de üsttekileri razı ediyor. Saadet zinciri öyle bir sistemdir ki, en ufak bir zorlukta alttakilerin düşman olmasına sebep oluyor. Üstekilerin de yüzüstü bırakıp kaçmasına yol açıyor.
Alttakiler saadeti parayla bulunca hiç zorluğa gelmiyorlar. En ufak bir zorlukta bırakıp gidiyorlar. Bu da üsttekilere daha fazla bedel ödemeyi zorunlu kılıyor ve iş böyle kısır bir döngü haline geliyor.
Petrol parası üzerinden elde edilen kazanımlar ve satın almalar, Suudi için tam bir saadet zinciri oluşturmuştur. İşin bilek tarafı yok. Böyle olunca Suudiler savaştıracak adam bulamıyorlar. Çünkü saadet zinciri bilek gücünü alıp götürmüştür.
Ve Suudilerin içine düştükleri durum ibret vericidir. Dünyanın dört tarafına kişi ve kurumlara kamyonlarla para dağıttılar; ama o para sadece “saadet zinciri” oldu, bilek gücü olmadı.
Bundan herkesin ibret alması gerekiyor. Bugün memlekette de bunun acı örneklerini görüyoruz. Daha düne kadar safında sağlam görünen zevat bugün en ufak bir sıkıntıda bırakıp gidiyor.
Parayla saadet olur mu olmaz mı? Burayı geçelim; ama kesin olan şu ki saadet zinciriyle bilek gücü oluşturmak mümkün değildir. Bugün Suudiler bunun ibret verici örneğidir. Ama sadece onlar değil nerde olursa olsun mücadele ruhu sadece parayla olmuyor.
Şimdi Türkiye’de yeni siyasi arayışların çoğunun altında bu saik yatıyor. Saadet zinciriyle gelenler her zaman başka bir zincirin halkası olmaya müsaittir.