Yasin'i yazmak mı yoksa yaşamak mı gerekir? Yaşayamıyoruz ama yazmaktan geri durmayalım, elbette onu yaşamak isteriz ve bu camianın her ferdinin gönlünde bir Yasin'i yaşamak yatar. 2014'yılının ekim olayları zihnimizde canlılığını koruyor. O kadar çok şey yazıldı, çizildi. Hayır adına yazılan her satırın altına imza atılır. Şer adına yazanları da Mahkeme-i Kübra'ya havale ediyoruz.
Gencecik civanlar kurban etini fakirlere ulaştırmak için yola çıktılar. İnsani ve İslami vazifelerini yerine getirmek için kolları sıvadırlar. Umudun kervanında bir fert oldular. Kurban kesimleri, paketleme faaliyetleri ve dağıtım. Böyle güzel ve planlı çalışmayı kim yapmak istemez ki. Yasin ve arkadaşları o kervanın yolcularıydı. Hep merak etmişim acaba şehidler Allah'ı nasıl sever? Bu sorunun cevabını bulanlar şehid olmuştur galiba. İşte Ekim'in şehidleri de tohum oldu ve yeşeriyor gönlümüzde. Onları fidanlara çevirmeli. Şehadet sancağı asla yere düşmemeli. Senden ve senin gibi olanı beğenip katına alan Rabb'in sana ne kadar da lütufta bulunmuş biliyor musun? İşte buna sevinmeli. Vahşetin mimarları her zaman ola gelmiştir. Tarih hep tekerrür etmiş. Tıpkı Uhdud ashabını ateşe atan vampirler misali. Kerbela'da şehidlerin efendisi Hz. Hüseyin'i katledenler gibi. Onlar hep kaybeden taraf oldular. Yasin ve arkadaşları ise hep kazandı. Ashab-ı Karye gibi. Uzaklardan koşup gelen o hakikat aşığı, ' Ey kavmim! Sizden bir ücret istemeyen bu kişilere uyun.' Diyen adamdan daha güzel kim olabilir ki? Bunca güzellik ve yiğitliğin yanında dünya nedir ki?
Kahramanca hakikati haykıran kişilerin var senin. Buna sevin ve gurur duy. Beden zaten çürüyecek ve bambaşka bir aleme doğru yol alacak. O beden Allah için ezilmeyecekse, parçalanmayacaksa, yanmayacaksa neye yarar? Yasin'i anlamak mı? Yoksa Yasin'i yaşamak mı? İşte buradadır tüm mesele. Bahtsız olup arkadan ağlamak mı? Yoksa arkalarından sancağı devralmak mı? Ne kadar da sorumuz var, ne kadar da sorunumuz var. Yasin ve arkadaşları sorularının cevabını buldu. Sorunlarla meşgul olmadı. Kader kalemi onların yazgılarını yazdı, uçup rahmete kavuştular. Arkalarında nice satırlar yazdırdılar. Nice şehadete hasretlik yaşlı göz bıraktılar.
Ekim aslında umuttur. Bu ayda umduğunu ekersin. Sonra da ektiğini biçersin. Yasin, bize umut ekmeyi öğretti. Umuda koşmayı öğretti. Kim ne kadar yapabiliyorsa artık. Ekim şehidlerimizi rahmetle anıyorum. Rabbim Yasin'i ve Arkadaşlarının davasına hakkıyla sahip çıkmayı bize nasip etsin. Zira ülkemizin gençliğinin buna çok ihtiyacı var.