HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Rehber TV’de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Aralık 2017’de bir mitingde yaptığı konuşmayı anımsatarak konuşmasına başlayan Yapıcıoğlu, Kudüs’ün düşmesi durumunda İslam ülkelerinin diğer başkentlerinin de güvende olmayacağını ifade etti. “Hedefteki ülkeler, kurbanlık koyunlar gibi sıranın kendisine gelmesini mi bekleyecek, yoksa güçlerini birleştirip bu tehlikeye karşı mı duracaklar?” sorusunu yönelten Yapıcıoğlu, “Siyonizm, bölge barışının önündeki en büyük engeldir. Siyonizm, küresel barışa en büyük tehdittir. Siyonizm, dünyanın en tehlikeli fikri; en tehlikeli terör örgütüdür. Siyonist terör örgütü beslendiği fikri yapıdan dolayı bu tanımı hak ediyor. Ama sadece bu da değil: Hiçbir terör örgütünün elinde F-35 savaş uçağı yok. İsrail denen bu siyonist, soykırımcı terör örgütünün elinde çok gelişmiş silahlar var.” ifadelerini kullandı.
Siyonist rejimin ancak canı yandığında geri adım atacağını belirten Yapıcıoğlu, “Bugün ateşkesten söz ediliyorsa bu, siyonist rejimin kuyruğu sıkıştığı içindir. Güç bulurlarsa, Türkiye’yi de vuracaklar. Bu vahşiler sadece güçten anlar. Başkalarının acılarını zevkle seyreden, dans eden, kahkaha atan bu yapıya karşı durmazsak, sırayla hepimizi vuracaklar.” dedi.
Gazze’deki onurlu mücadeleyi desteklediklerini ve bu sebepten dolayı baskı gördüklerini açıklayan Yapıcıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hem israil, hem içerideki siyonizm sempatizanları, hem de Gazze’de direnen Müslümanları “terörist” ilan edenler hedef aldılar bizi. Biz tarafımızı seçtik. Biz Kudüs’ten yana olduk, Mescid-i Aksa’dan yana olduk, orada mazlumca direnen Filistin halkından yana olduk. Bu tercihin bedeli olur, buna da razıyız. İsrailin Türkiye'deki bazı lobileri, bizim medya alanında görünürlüğümüzü azaltmak için özel girişimlerde bulunuyor. Televizyon programlarına çağrılmamamız için baskı yapanlar var. Gazetelerde yazılmamamız için devreye girenler var. Bizi susturmak istiyorlar. Neden? Çünkü israilin zulmünü dile getiriyoruz. Çünkü Filistin halkını savunuyoruz. Çünkü siyonizmin ne olduğunu anlatıyoruz.”
Mısır’a giden HÜDA PAR Mersin Milletvekili Faruk Dinç’in Refah Sınır Kapısı yürüyüşünde yaralanmasını hatırlatan Yapıcıoğlu, “Faruk kardeşimizin başından biraz kan aktı. On binlerce insanın kanının aktığı bir yerde, birkaç damla kan akmasının sözü bile edilmez. Ama bu insanlar o kadar yüce gönüllü, o kadar imanlı ki, gelip teşekkür ediyorlar. “Teşekkür etmesek olmaz” hassasiyetiyle geliyorlar, yanında diğer arkadaşlarının selamlarını da getirerek bize teşekkürlerini iletiyorlar.” dedi.
Filistin’e destek konusunda cesur adımlar atılması gerektiğini belirten Yapıcıoğlu, şöyle devam etti: “Ancak bu insanlar için sadece dua etmek, geceleri kalkıp onlar için gözyaşı dökmek, meydanları doldurup slogan atmak yetmiyor; vallahi yetmiyor. Sadece “Hamas’a selam, direnişe devam” demek uzaktan söylemesi kolay. Peki, neyle direnecekler? Onlara silah yardımı yapamıyoruz, çoluk çocuk aç kalmış, gıda bile gönderemiyoruz. Açlık, susuzlukla mücadele ediyorlar. Direniyorlar zaten; o direnişin hocası, öğretmeni onlara direnişin ne olduğunu, fedakârlığın, imanın, cihadın ve vatan savunmasının ne olduğunu bütün dünyaya öğretti. Biraz gerçekçi olalım. Biz o insanlara ne anlatıyoruz? Onlar yaşamak için direniyorlar. Şimdi herkes kendine bakmalı, kendini eleştirmeli, kendi eksiğini görmeli. Her birimizin yapacağı daha fazla şey var ve bunu yapmak zorundayız. Yapmazsak Allah hesabını sorar, “haberimiz yoktu” diyemeyiz.
Gazzeli kardeşleriniz dualarınızı istiyor. Belki duadan daha fazlasını yapamayız ama meydanlarda slogan atmak yerine, Gazze’ye doğru yürüyelim. Mısır’dan, El Ariş’ten, Mağrip’ten konvoylar çıksın, Refah Sınır Kapısı’na yürüsünler. Her taraftan insanlar oraya akın akın yürüsün. Gazze’de insanlar sürekli yer değiştiriyor; bombalar nedeniyle kuzeye, güneye, doğuya, batıya göç ediyorlar. Biz de insanlık adına yürüyelim, sınır kapılarına, limanlara yürüyelim. Bizler 20 aydır sadece slogan atıyoruz, israile lanet okuyoruz, miting yapıyoruz. Peki, 20 ay daha mı böyle devam edecek? Sadece kınamakla yetinecek miyiz? Eğer yapabildiğimiz bu kadarsa, büyük bir zaaf içindeyiz demektir. Bu zaaf nedir? Askeri, ekonomik, itikadî, amelî ya da ahlaki zaaf mı? Ne olursa olsun, bunu görüp gidermenin yolunu bulmalıyız.”
İran’a yönelik son saldırıların ardından gündeme gelen NATO uçaklarının israile istihbarat sağladığı iddialarını değerlendiren Yapıcıoğlu, “NATO üyesi olmayan hiçbir ülkeye istihbarat paylaşımı yapmıyoruz. Ancak NATO’nun en büyük ortağı olan Amerika’ya paylaştığınız istihbarat, birkaç saniye içinde israile de geçiyor; bunu gayet iyi biliyorsunuz. Kendi topraklarınız üzerinde uçan israil uçaklarına karşı sessiz kalamazsınız, buna izin veremezsiniz. Allah için, biz mazluma arka çıkamıyorsak bari zalime yardımcı olmayalım.”
Gazze’ye fiilen yardım edilmesi gerektiğini belirten Yapıcıoğlu, “Gazze’deki kardeşlerimiz diyor ki: “Biz sadece duanızı ya da göndereceğiniz ekmek parçasını değil, artık ne zaman olacak?” İslam ülkelerinin ordularını, füzelerini bekliyoruz. Gazze’deki çocuklar İran’dan ya da Yemen’den atılan füzeleri gördüğünde aç olduğunu unutuyor; çünkü yalnız olmadığını hissediyor. Onlara sadece ekmek değil, gerçek destek vermek zorundayız.
Yapıcıoğlu, sözlerini şu şekilde noktaladı: “Allah bizi düşmekten ve ümitsizliğe kapılmaktan korusun, gayretimizi artırsın. Ben inanıyorum ki çok yakın bir gelecekte sadece siyonizm değil, ona destek verenler de büyük bir devrim ve yıkılışla yok olacaklar. İnsanlar nasıl olduğunu anlayamayacak; haftalarca, aylarca düşünecek, kafa patlatacaklar ama anlayamayacaklar. Ama bu zulüm yıkılacak, yakındır, inşallah.”