Dolandırıcılık deyince akla hep yaşlılar gelir, değil mi? Ama bu kez ezber bozuldu. Almanya’da yapılan son ankete göre, dijital tuzaklara en çok düşen grup genç ve eğitimli kullanıcılar. Yani “akıllı telefon kuşağı” artık dolandırıcıların en kolay hedefi!
GASA (Küresel Dolandırıcılık Karşıtı İttifak) ve BioCatch tarafından hazırlanan rapor, tabloyu net biçimde ortaya koyuyor: Almanya’daki yetişkinlerin %54’ü son bir yıl içinde en az bir dolandırıcılık girişimiyle karşılaştı. Dahası, %19’u bu saldırılarda para kaybetti. Toplam zarar: 10,6 milyar avro! Kişi başı ortalama kayıp ise 820 avro.
Tuzak artık Mail’de değil: WhatsApp tuzağı!
Dolandırıcılar klasik e-postaları bırakıp mesajlaşma platformlarına yöneldi. Son 12 ayda dolandırıcılık girişimlerinin %84’ü doğrudan mesajlaşma uygulamalarında yaşandı. İlk sırada açık ara WhatsApp (%59) var. Ardından Gmail (%33), Instagram ve Facebook (%27), TikTok (%21) geliyor.
Mağdurların %80’i dolandırıcılığı ödeme sistemlerine bildirdiğini söylese de, bunların %60’ı hiçbir işlem yapılmadığını ya da yapılıp yapılmadığını bilmediklerini belirtiyor. Kaybını kısmen geri alabilenlerin oranı yalnızca %35.
Ebeveynlerin dörtte biri, çocuklarının da dolandırıcılık mağduru olduğunu söylüyor. Yani artık mesele sadece yetişkinlerin değil; dijital çağın içine doğan çocuklar da ciddi risk altında.
Zarar sadece maddi değil: Psikolojik etkiler derin
Bu bir para kaybı meselesiyle sınırlı değil. Katılımcıların üçte ikisi, yaşadıkları dolandırıcılık deneyiminin kendilerinde yoğun stres, güvensizlik ve suçluluk duygusu yarattığını ifade ediyor. Dijital dolandırıcılık, görünmeyen ama derin izler bırakıyor.
Yazım hataları yetmiyor dolandırıcılar profesyonelleşti!
Kullanıcıların en sık başvurduğu önlem, mesajlardaki yazım hatalarını kontrol etmek. Ama bu artık yeterli değil. Çünkü dolandırıcılar da gelişti. Rapora göre en etkili korunma yolları, çevrimiçi incelemeleri kontrol etmek ve iade garantili ödeme sistemleri (örneğin PayPal) kullanmak.
Dijital bir mesaj, saniyeler içinde 10 milyar avroluk zarara yol açabiliyor. Artık sadece teknolojiyi bilmek değil, dijital sezgi sahibi olmak da hayati önem taşıyor.