Bu olay, bölgede son 18 yıldaki ilk veba ölümü olarak kayıtlara geçti. Nadir görülse de bu tarihi hastalığın aslında hiçbir zaman tamamen yok olmadığını hatırlatan çarpıcı bir gelişme.

Peki “veba” tam olarak nedir?

Veba’nın 3 Türü Vardır

“Veba” kelimesi genellikle büyük hastalık salgınları ya da pandemi anlamında kullanılır, hatta bazen istenmeyen başka olayları (örneğin fare istilaları) tanımlamak için de tercih edilir. Doğal olarak, bu kelime korku uyandırır. Ancak bilimsel anlamda veba, Yersinia pestis isimli bakteri kaynaklı bir hastalıktır.

Veba üç ana formda görülür: bubonik (hıyarcıklı), septisemik (kan zehirlenmesi) ve pnömonik (zatürre tipi).

Bunlar arasında en yaygın olanı bubonik vebadır. “Bubon” adı verilen acılı, şişmiş lenf bezlerinden ismini alır. Diğer belirtiler arasında ateş, baş ağrısı, titreme ve halsizlik yer alır.

Bubonik veba genellikle sıçan, tarla köpeği ve dağ sıçanı gibi hayvanların üzerinde yaşayan pireler aracılığıyla yayılır. Enfekte bir pire insanı ısırdığında hastalık bulaşabilir. Enfekte hayvanlarla temas da bulaş yoludur.

Bubonik veba tedavi edilmezse ya da doğrudan kana karışırsa, septisemik vebaya dönüşebilir. Septisemik veba organlarda iç kanamaya yol açar ve ciddi kan enfeksiyonu (septisemi) anlamına gelir.

ABD’deki son ölüm ise hastalığın en ağır formu olan pnömonik vebadan kaynaklandı. Bubonik veba bazı durumlarda akciğerlere yayılıp pnömonik form alabilir. Ayrıca bu form insandan insana, COVID-19’daki gibi solunum yoluyla da bulaşabilir. Diğer semptomlara ek olarak ağır zatürre belirtileri de görülür.

Bubonik vebaya yakalananların %30–60’ı, pnömonik vebaya yakalananların ise tedavi edilmezse %100’ü hayatını kaybedebilir.

Vebanın Kısa Tarihi

Veba, tarihin en etkili ve yıkıcı hastalıklarından biridir. 541–750 yılları arasındaki Justinyen Vebası, Batı Akdeniz’de onlarca milyon insanın ölümüne ve Bizans İmparatorluğu’nun genişlemesinin durmasına neden olmuştur.

1346–1353 yılları arasındaki Kara Ölüm (Black Death) ise Avrupa nüfusunun yarısına kadarını yok ederek büyük bir etki yaratmıştır.

1855’te başlayan ve 1960’a kadar süren üçüncü ve en yakın tarihli veba pandemisi, özellikle İngiliz İmparatorluğu'nun ticaret ağlarıyla yayılmış; Hindistan’da 12 milyon insanın ölümüne yol açmış ve Avustralya’ya kadar ulaşmıştır.

Bu pandemilerin büyük bölümünde etkili olan veba türü, bubonik vebadır.

Modern Dünyada Veba

Üçüncü pandemi sırasında ABD’ye giren veba, halen ülkenin batısındaki dağ sıçanı ve tarla köpeği gibi hayvan popülasyonlarında endemik olarak bulunuyor. ABD’de yılda ortalama 7 kişi vebaya yakalanıyor. Son büyük salgın ise 100 yıl önce yaşandı. Son 25 yılda sadece 14 ölüm kaydedildi.

Dünya genelinde ise son 10 yılda birkaç bin vaka bildirildi. En fazla vaka görülen ülkeler arasında Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Madagaskar ve Peru yer alıyor. Hindistan, Orta Asya ve ABD’de de vakalar çıkıyor. Bu vakalar genellikle kırsal ve tarımsal bölgelerde görülüyor.

Veba Tedavi Edilebilir

Veba, genellikle 10–14 günlük bir antibiyotik tedavisi ile kolayca tedavi edilebilir. Ağız yoluyla veya damar içi antibiyotikler kullanılır. Ancak hastalık hızlı ilerlediği için erken tedavi şarttır.

ABD’deki son ölüm endişe verici çünkü bu, hava yoluyla bulaşabilen tek form olan pnömonik vebaya ait bir vakaydı. Ancak şu ana kadar ABD içinde başka bir yayılma belirtisi yok.

Avustralya’da Y. pestis taşıyan hiçbir hayvan bulunmadığı için risk çok düşüktür. Ülkede yüzyıldan fazla süredir veba vakası bildirilmemiştir.

Ancak pek çok hastalık gibi veba da çevresel koşullardan etkilenir. İklim değişikliği nedeniyle hayvan taşıyıcıların yaşam alanlarının genişlemesi, bu hastalığın yayılma riskini artırabilir. Bu nedenle dünya genelinde halk sağlığı uzmanlarının bu tehdidi dikkatle izlemeye devam etmesi gerekiyor.

Veba, tarih kitaplarında kalmış bir hastalık gibi görünse de hâlâ aramızda ve erken müdahale edilmezse ciddi bir sağlık tehdidi oluşturabilir.

Muhabir: Huseyin Gizli