Bismihi Teâlâ
YKS sonuçları açıklandı.
Temmuz’un sonunda tercihler başlayacak.
Ardından ön lisans ve lisans programlarına yerleşme süreci…
Eylül sonu, ekim başında ders başı vs.
Hemen hemen üniversite mezunu olan herkesin,
kendisine göre bir anısı, hatırası vardır.
Âcizane;
kendim için söyleyeyim,
-çocukluk yıllarım hariç-
Geçirdiğim seneler bir yana,
4 yıllık yükseköğrenim yıllarım bir yana.
Zira 90’lı yıllar zor ve zahmetli yıllardı.
Kıt kanaat geçiniyorduk.
İçsel haz, manevi dinamikler,
Aç, susuz midemize minnet;
tüm benliğimizi sarıp sarmalıyordu.
Düşünce, fikir dünyası;
Kemâlâta perde aralıyordu.
Dava bilinci gönlü pak, zihni zinde tutardı.
Zira vasıtalar olgundu.
Yoksa;
“Kem âlât ile kemâlât olmaz.”
Güzel bir anı olarak kalsın!
Şimdiki gençler bilişsel olarak belli ayrıcalıklara sahip.
Bilişim çağında marifetlice bir duruş gerekiyor.
Yoksa karmaşada karambole gitme riski var.
İşte burada neyi, niçin tercih etmeniz önemli…
Üniversite varlığı, fakülte kadrosu önemli,
Ama daha önemlisi bireyin neyi istediğini bilmesi,
Özbenliğinin farkındalığı,
Özyeterliliğinin farkındalığında olması…
Geleceğe ışık saçan geleceğin mesleklerini,
geleceğine vasıta kılmak...
Yani ne istediğinizi biliyorsanız ve buna inancınız tamsa
umarım tercih kâbusunu yaşamazsınız.
Eskiden biri yüksek puan aldı mı,
Hurra tıp fakültesi.
Hani artısına, eksisine bakılsaydı yine iyi.
Varsa yoksa o.
Fakat günümüzde seçenekler çok.
Kimi zaman bir ön lisans programı,
Pek çok lisan programını gölgede bırakabiliyor.
Başka deyişle bir ön lisans mezunu,
Pek çok lisans mezunundan başarılı olabiliyor.
Demek istediğim isme, aldatıcı büyüye kapılmamak!
Etiketler değişir lakin değişmeyen kalite.
Tercih kâbusu yaşamamak için,
Kendi içinizde sıhhatli tercih yapmanız işinizi hafifletebilir.
kılı kırk yararcasına kafa yormak ayrı
kendisini zembille gökten inmiş gibi görmek ayrı şeyler.
Dört, beş, altı yıllık üniversite yılları gelip geçer.
Daimi olan geleceğe ilişkin,
zevkle, inançla meşgul olunan iş değil midir?
Puanına güvenip yanlış alan tercih yapanlar,
Başarılı olurlar mı?
Pek sanmam.
İki arkadaş ilk defa muzla tanışırlar.
Birisi kabuğu soyup tam ağzına götürdüğünde,
Tren tünele giriyor.
Dönüp hısmına;
“Ben yedim, gözüm kör oldu. Sakın yemeyesin! der.
Tabi ki Kürtçesi daha orijinal…
(…Mın xwar çevemın kor bu. Hun nexwin!)
Kalın sağlıcakla…