Ülkemde siyonist istemiyorum!

Abone Ol

Bilindiği gibi HÜDA PAR, Türkiye’de çifte vatandaş olan siyonistlerin yargılanmasını öngören kanun teklifini 28 Aralık 2023’de “Soykırımcı Çifte Vatandaşlara Yönelik Kanun Teklifi” başlığıyla TBMM’ye sunmuştu. Teklif, 09 Temmuz 2024 tarihinde TBMM Genel Kurulunda görüşülmesi kabul edilmesine rağmen hala gündeme alınmadı. Dolayısıyla ilgili kanun teklifi henüz yasalaşmamış ve yürürlüğe girmemiştir.

İşgal rejimi tarafından kaçırılan Sumud Filosu aktivistlerine yapılan işkence ve kötü muameleden dolayı çifte vatandaş olan siyonistler bir kez daha belirgin bir şekilde ülke gündemine geldi.

Aktivistler, “işgalci çeteden bize en çok zulüm edenler, bizi yerlerde sürükleyenler Türkçe konuşanlardı. Bize, ‘sizde olan pasaportun aynısı bizde de var’ biz de Türkiye vatandaşıyız ” diye açıklamalarda bulunmuşlardı.

Filoda bulunan bir aktivistin, “İşgal rejiminin çeteleri bizi sahilde güneşin altında bir saat boyunca secde pozisyonunda beklettiler. Bizimle konuşanlar çok güzel Türkçe konuşuyorlardı ve ellerindeki Türkiye pasaportları ile kafamıza vurup ‘aynı pasaport biz de de var’ diyerek bizi aşağılıyorlardı” açıklaması içimizdeki çifte vatandaş katillerin durumunu daha net ortaya koydu.

Aynı şekilde iki gün önce El Cezire’nin ortaya çıkardığı belgelerde , “Vampir İmparatorluğu” adlı işgalci birliğinin neredeyse tamamının çifte vatandaşlardan oluştuğu ve 6 yaşındaki Hind Receb’i 355 kurşunla şehit eden askerlerin de bu birlikte olduğunu yazmıştı.

Vicdan ehli bazı ülkeler, siyonist işgalci saflarında Gazze’de katliamlar yapanları ülkelerine giriş yasağı getirdiler. O katiller sürüsü hakkında soruşturmalar ve adli süreçler başlattılar. Bazı ülkeler daha önce işgalci rejim ile yaptıkları anlaşmaları iptal ettiler. Bazı ülkeler imkânları ölçüsünde, devlet olarak işgalcilere ve işgalci rejime ambargo koydular.

Bu ülkelerin işgal rejimi ile ilgili attıkları somut adımlar vicdan ehli her kesim tarafından takdir edildi ve Türkiye gibi bir ülkeden de daha fazla somut adımlar bekleniyor.

Elbette Türkiye, siyonist işgalciler ile ilgili önemli adımlar attı ve atmaya devam ediyor. Ancak İslam âleminin Türkiye’den beklentileri çok daha fazladır ve Türkiye’den daha kapsamlı adımlar bekleniyor.

Ne yazık ki Türkiye beklenen kapsamlı adımları atmıyor. Örneğin işgalci rejim saflarında yer aldıkları ve Gazze’de soykırım suçuna dâhil oldukları iddia edilen bazı çifte vatandaşlara yönelik ne somut bir işlem yapılıyor ne de doyurucu bir açıklama kamuoyuyla paylaşılıyor.

Bir tarafta Türkiye’den ciddi beklentiler var, diğer taraftan Türkiye sözlü olarak iyi açıklamalar yapıyor ama çifte vatandaş olan katillerin ülkemizde serbestçe hareket etmelerini bile engellememesi çok ciddi bir çelişkidir.

HÜDA PAR’ın TBMM’ye sunduğu ilgili kanun teklifi hemen yasalaşmalı ve yürürlüğe girmelidir. Bunun için hem hükümetin hem de muhalefet partilerinin bu insani ve vicdani teklife sahip çıkması gerekir. Dolayısıyla bu teklifin yasalaşması için bir an önce somut adım atmalı ve kamu vicdanı rahatlatılmalıdır.

Ancak beklenen olmuyor ve HÜDA PAR’ın verdiği kanun teklifi 16 aydır bekletiliyor ve Genel Kurul gündemine alınmıyor.

İlgili kanun teklifinin geniş bir yelpazede sahiplenilmesi için HÜDA PAR imza kampanyası başlattı. Dolaysıyla HÜDA PAR, 16 aydır Genel Kurul gündemine getirtemediği kanun teklifini milletin vicdanına emanet etti.

Duyarlı herkesin bu imza kampanyasına destek vererek sahip çıkması gerekir.