Bu girişim, özellikle Türkiye-Suriye sınırındaki Bab el-Hava sınır kapısının yeniden açılmasıyla birlikte, insan ve ticaret trafiğini artırmayı hedefliyor. Bab el-Hava, transit ticaret için hayati bir arter konumunda.
Üç ülke, bölgesel ulaşımda önemli bir dönüm noktası sayılan Hicaz Demiryolu’nu yeniden hayata geçirmeye odaklanıyor. Bu tarihi hat, malların ve yolcuların hareketini hızlandırarak ekonomik entegrasyonu güçlendirmeyi amaçlıyor.
Hicaz Demiryolu, Osmanlı Sultanı II. Abdülhamid döneminde, Müslüman hacıların hizmetine sunulmak ve Osmanlı topraklarını birbirine bağlayarak merkezi idareyi güçlendirmek amacıyla inşa edildi. 1900 yılında yapımına başlandı, 1908’de resmen açıldı ve 1916’da I. Dünya Savaşı sırasında tahrip edilene kadar işletildi.
Hat, Şam ile Medine’yi Ürdün üzerinden birbirine bağlayarak, hac yolculuğunu 40 günden 5 güne indirmişti. O dönemde Şam valisi aynı zamanda “Emîrü’l-Hac” (Hac Emiri) unvanını taşıyordu.
Önümüzdeki haftalarda, Ürdün, Suriye ve Türkiye ulaştırma sektörlerinden yetkililerin katılımıyla görüşmelerin tamamlanması ve demiryolunun altyapısının yenilenmesi için ortak bir vizyonun netleştirilmesi bekleniyor. Görüşmelerin gelecekte Suudi Arabistan gibi başka ülkelerin katılımıyla genişleyebileceği de değerlendiriliyor.
Geçtiğimiz hafta Şam’da gerçekleştirilen üçlü toplantılarda, kara ve demiryolu taşımacılığında iş birliğinin geliştirilmesi ele alındı. Bu kapsamda Ürdün-Suriye Ortak Kara Ulaştırma Komitesi çalışmaları çerçevesinde teknik düzeyde bir toplantı da düzenlendi. Toplantıya Ürdün'den Ulaştırma Bakanlığı Genel Sekreteri Fares Abu Diye, Suriye’den Kara Ulaştırma Genel Müdür Yardımcısı Muhammed Ömer Rahhal, Türkiye’den ise Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Dış İlişkiler Genel Müdürü Burak Eken katıldı.





