Gazze'de “insanlık trajedisi” oyunu sahnelenirken kolları bağlanmış bir halde antrenman salonunda yumruk yiyen boks torbası gibi çaresiz hissediyoruz kendimizi. Bütün bir insanlık zor günler geçiriyor. Ye’sin mümin için haram olduğu bilinciyle birlikte Allah'ın rahmeti ne zaman diyeceğimiz zamanları yaşıyoruz. Tarihte görülmemiş bir çaresizlik söz konusu. Üstelik geçmiş zamanlara oranla her gün olanları günü gününe duyuyoruz, görüyoruz, izliyoruz ne yazık ki. İnsan acısına duyarsız hâle gelecek duruma geldik. Acı yaşamımızın bir parçası oldu adeta. Acıya alışmanın incelenmesi gereken bir vaka olduğunu bildiğimiz hâlde bırakın acıya alışmayı başkasının acısından zevk alacak bir duruma geldiğimiz demler de oldu arada bir. Tel Aviv’e atılan bombaların bir şarkı fonuyla sosyal medyada trend olması, Tel Aviv’deki Siyonistlere yönelik saldırıların bizi rahatlatması psikolojik bir vaka ancak bundan zevk aldığımız da bir gerçek. Aslında eksik yanımızdan sıyrılma çabası veya acziyetimizin yüklediği yükten kurtulma çabasından başka bir şey değildir. Üstelik bu durum, sadece İslam dünyasında görülmüyor, bütün bir insanlık âlemi aynı duygularla paylaşım yapıyor.
Tel Aviv’den kaçanların Yunanlılar tarafından “Özgür Filistin” sloganları ile karşılanması veya Fransa'da bir lokantada yemek yiyen Siyonist bir ailenin, işyeri sahipleri tarafından dışarı atılması, olimpiyatlarda israilli Siyonistlerle karşılaşan her sporcunun “Özgür Gazze” parolasıyla kapışması… Benzer örnekleri artırmak mümkün. Bütün bir insanlık topyekûn bu aşağılık mahlûklara karşı tek vücut olmuşsa bu aşağılık mahlûkların ne denli bir öfkeye yol açtığını düşünelim.
Bütün bu acılara ABD başkanı Trump neden sahip çıkar öyleyse, üstelik kabinesindeki çatlak seslere rağmen neden kayıtsız şartsız bu Siyonistlerin çıkarlarına neden hizmet etmekte? Trump’a karşı ABD’de milyonlar sokakta iken çıkar ve kapital dışında bir kutsalı olmayan biri sadece gider hanesine rakam ekleyen bu güruhun yaptıklarına nasıl bigâne kalabilir, bu aşağılıklara neden sahip çıkar? Bu soruların cevabını bulmak için yine bir Siyonist zihniyetin ürünü olan iğrenç Epstein adasına bakmak gerekir. İnsanlığa karşı bu kirli yapının suçu sadece Gazze ile sınırlı değil çünkü. Epstein adasında olanlar da bu aşağılıklara yeryüzünü dar etmek gerektiğinin göstergesidir. Bu adanın mağdurları Müslümanlar, Budistler, Hıristiyanlar… Kısacası bilumum dünya… Siyonist ürünü olan bu adaya uğrayan boynundaki tasmayı hayatı boyunca çıkaramaz. Bir ömür boyu Siyonist çıkarlara hizmet etmeye amade bekler. Her şey sözüm ona seçilmiş -ki bizce lanetlenmiş- ırkın çıkarı için dizayn edilmiş.
İşte bu adanın ziyaretçilerinden olan ve uçkuruna sahip çıkmayan sarı domuz çukurda debeleniyor. Debelenmekle de kalmıyor. Bütün bir insanlığı felakete doğru götürüyor ne yazık ki!..