Ekonomi

Trump Düğmeye Bastı: İlaç Sektöründe Küresel Deprem

Amerika Birleşik Devletleri'nde süregelen siyasi ve ekonomik tartışmaların ortasında, Başkan Donald Trump en çok tartışılan girişimlerinden birini yeniden gündeme taşıdı. İlaç fiyatlandırmasında "en çok kayrılan ülke" (most-favored-nation) politikasını hayata geçirerek, bazı ilaçların fiyatlarının yurt dışındaki daha düşük seviyelere indirilmesini öngören bir başkanlık emri imzaladı.

Abone Ol

Trump, ilaç şirketlerine ABD'deki satış fiyatlarını düşürmeleri için 30 gün süre tanıdı; aksi takdirde, hükümetin bu şirketlere ödeyeceği tutarları sınırlayan yeni kurallar devreye girecek.

Yürütme emri, Sağlık Bakanı Robert F. Kennedy’nin liderliğinde Sağlık Bakanlığı’nı yeni fiyatların belirlenmesi için arabuluculuk yapmaya çağırıyor. Eğer bir anlaşmaya varılamazsa, Amerikan hükümetinin ilaçlara ödeyeceği fiyat, diğer ülkelerin ödediği en düşük fiyatla eşitlenecek bir sistem yürürlüğe girecek.

Trump, pazartesi sabahı düzenlediği basın toplantısında şöyle konuştu:
"Eşitlik sağlayacağız. Hepimiz aynı ücreti ödeyeceğiz. Avrupa’nın ödediği kadar ödeyeceğiz."

Trump'ın imzaladığı bu yürütme emrinin, özel sağlık sigortası kapsamında olan milyonlarca Amerikalı için doğrudan bir etkisinin olup olmayacağı henüz net değil. Ancak federal hükümet, Medicare ve Medicaid gibi kamu sigorta programları kapsamındaki ilaçların fiyatlarını belirleme konusunda en geniş yetkiye sahip durumda.

Başkan Donald Trump’ın bazı ilaçların fiyatlandırma modelini değiştirme planı, ilaç endüstrisinden yoğun eleştiriler aldı. Associated Press’in haberine göre, Trump’ın “en çok tercih edilen ülke” politikası kapsamında öne sürdüğü fiyat düzenlemesi, özellikle ABD ilaç lobisi tarafından sert bir şekilde eleştirildi.

Trump, “Temelde yaptığımız şey eşitlik sağlamak… Dünyadaki en düşük fiyatı ödeyeceğiz… Kim en düşük fiyatı ödüyorsa biz de o kadar ödeyeceğiz. Alacağımız fiyat bu olacak” dedi. Trump, bazı ilaçların fiyatlarının yüzde 59 ile 80 arasında, hatta yüzde 90’a kadar düşebileceğini öne sürdü.

Ancak Amerikan İlaç Araştırmaları ve Üreticileri Derneği (PhRMA) Başkanı ve CEO’su Stephen J. Ubl, bu yaklaşımı eleştirerek şunları söyledi: “Yurt dışı fiyatlarına dayalı ilaç fiyatlandırması, Medicare programından milyarlarca dolar kesintiye yol açar, ancak bunun hastalara fayda sağlayacağı ya da ilaçlara erişimlerini artıracağına dair hiçbir garanti sunmaz.”

Ubl ayrıca, “Bu uygulama, üyemiz olan şirketlerin ABD’ye yapmayı planladığı yüz milyarlarca dolarlık yatırımı tehdit ediyor ve bizi yenilikçi ilaçlar konusunda Çin’e daha bağımlı hale getiriyor” diye ekledi.

Trump’ın “en çok tercih edilen ülke” fiyatlandırma modeli, ilk başkanlık döneminde de oldukça tartışmalıydı. Başkanlığının son haftalarında benzer bir kararname imzalayan Trump’ın planı, Joe Biden döneminde mahkeme kararıyla durdurulmuştu.

İlaç endüstrisi, Trump’ın 2020’deki bu girişiminin, ilaçların değerini belirleme gücünü yabancı hükümetlere teslim edeceği uyarısında bulunmuştu.

Çift Yönlü Etkiler

VI Market CEO’su Ahmed Maati, Sky News Arabia Ekonomi’ye yaptığı özel açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump’ın ilaç fiyatlarını düşürme kararının çift yönlü etkiler taşıdığını belirtti. Maati’ye göre, kararın bir yönü olumlu, diğer yönü ise olumsuz sonuçlar doğurabilir.

Olumlu açıdan bakıldığında, bu adım Amerikan vatandaşları için mali yükleri hafifletici bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Bu da Trump’ın halk nezdindeki popülaritesini artırabilir. Özellikle kamuoyu yoklamalarında oy oranlarında düşüş yaşandığı bir dönemde, bu hamlenin Trump’ı seçmenlere yeniden yaklaştırabileceği ifade ediliyor.

Ancak diğer yandan, bu karar Amerikan ilaç şirketleri için büyük bir zorluk anlamına geliyor. Kâr marjlarının daralması, bu şirketlerin borsa performansını olumsuz etkileyebilir. Gelirlerdeki düşüş, şirketlerin araştırma-geliştirme (AR-GE) bütçelerini kısmalarına yol açabilir ve bu da yeni ilaç geliştirme kapasitesini zayıflatabilir.

Maati şöyle devam ediyor: “Trump kendisi de yüksek ilaç fiyatlarının temel nedeninin AR-GE harcamaları olduğunu ifade etti. Dolayısıyla fiyatların düşürülmesi, bu hayati alandaki yatırımların da azalması anlamına gelir. Bu durum, Avrupalı, Rus ve Çinli şirketlere karşı Amerikan firmaları aleyhine rekabet avantajı yaratabilir.”

Maati ayrıca, bu dönüşümün Amerikan şirketlerinin gelecekte ciddi ve acil hastalıklar için tedavi geliştirme kapasitesini zayıflatabileceği uyarısında bulundu. Bu karardan olumsuz etkilenmesi muhtemel başlıca şirketler arasında Pfizer, Johnson & Johnson, AbbVie ve Amgen yer alıyor.

Uluslararası alanda ise Maati, bu kararın Avrupa ve Rusya’daki araştırma-geliştirme çalışmalarına güçlü bir ivme kazandıracağını, aynı zamanda diğer küresel firmalar üzerinde de fiyatları düşürme baskısı yaratacağını belirtiyor. ABD’nin bu yöne yönelmesi, hükümetlerin daha katı fiyatlandırma politikaları uygulamasının da önünü açabilir.

Küresel Etkiler Muhtemel
FxPro'nun kıdemli piyasa analisti Mişel Salibi, Sky News Arabia’ya verdiği özel demeçte, Trump’ın ABD’deki ilaç fiyatlarını diğer ülkelerdeki en düşük fiyatlarla eşitleme kararının, hem Amerikan hem de küresel ilaç sektörü üzerinde geniş kapsamlı etkiler yaratabileceğini ifade etti.

Salibi’ye göre bu karar, yüksek fiyatlandırmaya veya pahalı kronik hastalık tedavilerine dayanan şirketlerin gelir ve kârlarında ciddi düşüşlere neden olabilir. Örneğin Merck gibi firmalar bu durumdan olumsuz etkilenebilir.

Yatırımcıların endişeleri şimdiden fiyatlara yansıdı: Büyük ilaç şirketlerinin hisselerinde düşüş gözlendi. Bu da yatırımcıların şirketlerin kârlılığı ve gelecek beklentileri konusunda temkinli olduğunu gösteriyor.

Salibi ayrıca bu etkinin yalnızca kısa vadeli olmadığını, aynı zamanda uzun vadede de inovasyonu tehdit ettiğini belirtiyor. Kârların azalması, ilaç şirketlerinin araştırma ve geliştirmeye ayırdığı bütçeyi kısmasına neden olabilir ve bu da gelecekteki tedavi ve yenilikleri olumsuz etkileyebilir.

Küresel çapta ise bu kararın sınırları aşan sonuçları olabilir. ABD’deki zararlarını telafi etmek isteyen ilaç şirketleri, diğer ülkelerdeki ilaç fiyatlarını artırabilir. Bu da orta ve düşük gelirli ülkelerdeki ilaç erişimini daha da zorlaştırabilir. Ayrıca şirketler, tedarik zincirlerini ve fiyatlandırma stratejilerini yeniden yapılandırmak zorunda kalabilir. Bu da ilaçların bulunabilirliğini ve küresel düzeydeki yenilik kapasitesini doğrudan etkileyebilir.