Toplumsal cinnet ve sarhoşluk, bir toplumun başına gelebilecek en büyük felakettir. Bireylerin çürümüşlük içinde debelenmesinden daha kötü bir durum olamaz.
Toplumu kuşatan o kadar çok kötülük var ki, insan hangisini anlatıp hangisinden korunmanın yolunu göstereceğini şaşırıyor, çaresizliğe kapılıyor.
Sokak ortasında bir değil, iki değil, onlarca kurşunla bir kadını acımasızca katledenler…
Alkolün etkisiyle trafikte katliam yapanlar…
Hiçbir şeyden habersiz 15-16 yaşındaki çocukları canice öldüren canavarlar…
Ortada sahiden bir cinnet hali var.
Kötülük sistemleşmiş, şeytanın adeta inzibatları tüm köşe başlarını tutmuş.
Ve canımızı yakan bu melanetlere dokundurmamak için var güçleriyle çalışıyorlar.
Aileyi yıkan sadakatsizlik ve bu duruma sağlanan dokunulmazlık zırhı, ortalığı kasıp kavuran birey tipini çoğalttı.
Alkollü bir sürücünün bir araca çarparak 3 insanın canına kıyması artık sıradan bir haber gibi sunuluyor.
Sebep alkol olduğu için kimse tepki göstermiyor.
Aynı haber sunucusu, bir kediye atılan fiskeyle ilgili saatlerce yorum yaparken, alkol kaynaklı bir cinayet karşısında tek kelime etmiyor ya da edemiyor!
Yanlış anlaşılmasın: Elbette bir hayvana eziyet eden hak ettiği cezayı almalı. Ama insanlara reva görülen bu çürümüşlüğe de ses yükseltmek gerekmiyor mu?!
Israrla kadının dışarıda, sokakta, işte, AVM’de olması gerektiğini dayatanlar, aile içindeki huzursuzluklarla hiç ilgilenmiyor.
Elbette kendi isteğiyle çalışan ya da dışarıda olmak isteyen kadınlardan bahsetmiyorum.
Ben, “kadın mutlaka sokakta olmalı” diye bir dayatmanın peşinde koşanları eleştiriyorum.
“Kadın için en güvensiz yer evidir” gibi alçakça tezlerle toplum mühendisliği yapanların varmak istediği yer, huzur ve mutluluk değil; çöküş ve kaostur.
Toplumsal sorunlar karşısında yanlışa “dur” demekten başka çaremiz yok.
Başkaları rahatsız olsa da vahyin gölgesinde yaşamanın bir nimet ve kurtuluş yolu olduğunu haykırmak zorundayız.
Kınayıcının kınamasından korkmadığımız gün, kurtuluşa giden yola gerçekten adım atmışız demektir.
Şu bir gerçek: Toplumsal sorunlarla yüzleşerek çözüm üretebiliriz.
Bu anlamda; HÜDA PAR Kadın ve Aile Başkanlığının yarın saat 21.00’de, İstanbul Zeytinburnu Nikah Dairesi’nde, ‘Aile Arabuluculuğu’ konusunda gerçekleştireceği panel dikkate değerdir. Çözüme katkı sunan her adım değerlidir, kıymetlidir.
Allah yardımcımız olsun.