Tipik bir CHP klasiği: Konuşmak yasak, eleştirmek yasak

Abone Ol

Kendisini “ifade özgürlüğü”nün en yılmaz savunucusu olarak pazarlayan CHP ve Kemalist tayfa, söz konusu ifade özgürlüğünün gölgesi altına sığınarak İslam ve Müslümanların kutsallarına her türlü hakareti kendileri için meşru görüyor. Hakaret ve saygısızlıklarına gelen en ufak tepkiye ise “aman canım hangi çağda yaşıyoruz, bırakın da kendi görüşlerimizi özgürce söyleyelim” diye de zırvalamayı ihmal etmezler. Ama söz konusu kendi kutsalları olunca bırakın hakareti en ufak eleştiriyi bile kabullenemiyor ve çıkan sesleri geçmişten kalma alışkanlık olan zorba yöntemlerle bastırmaya çalışırlar.

İslam düşmanlığı üzerine bina edilen bir ideoloji olan Kemalizm herkesle barıştı, ama İslami değerler ve Müslümanlarla barışmadı. Düşmanlık ettikleri kişiler ise kendi toprağına göz diken ve toprağını işgal etmeye gelen Fransızlar, İngilizler veya Yunanlılar değil, işgallere karşı canlarını ortaya koyarak düşmanı geri püskürten Nene Hatunlar, Sütçü İmamlar ve onlar gibi olan Müslüman halktı. Dolayısıyla 100 yıl önce İslam ve Müslüman düşmanlığı ile neşvü nema bulmuş Kemalizm bugün de aynı tavır ve düşmanlık içinde hareket etmeye devam etmektedir.

Fikir özgürlüğü, seçme hürriyeti, yaşam özgürlüğü, giyinme özgürlüğü vb her tür özgürlüğü ağzından düşürmeyen Kemalist kesim kendisi gibi düşünmeyen, kendisi gibi konuşmayan ve kendisi gibi yaşamayanların seçimini özgürlük olarak değil kendi ideolojilerine bir “isyan” olarak gördüklerinden takındıkları tavır 100 yıl önceki tavrın dışa vurumu oluyor. Kemalist tayfanın en sevmediği kişiler de kendisi ile alakalı eleştirel konuşan ve bile isteye kendisine biat etmeyen kimselerdir.

Bu trajikomik vakaların son örneği CHP’li Üsküdar belediyesinde yaşandı. Üsküdar Belediyesi’nde memur olarak çalışan Yazar Kenan Alpay, Cumhuriyet döneminin zorbalıklarını ve Kemalist düşünceyi eleştiren konuşmalarından dolayı belediye tarafından İçişleri Bakanlığı’na memuriyetten ihraç talebiyle sevk edildi.

Konuyla ilgili belediyeden yapılan açıklamada “Bazı basın yayın organları ile sosyal medya mecralarında, devletimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk aleyhine ve yine çeşitli siyasi parti liderleri ile temsilcilerine yönelik olarak eleştiri sınırlarını aşan aşağılayıcı veya kamu görevlilerinin ödev ve sorumlulukları ile bağdaşmayan nitelikte beyanları ve paylaşımları olduğu..” ifadesine yer verilse de bahsi geçen paylaşımların hepsinin TV ekranlarında veya gazetelerin köşe yazılarında ve hiç de hakaret içermeyen eleştiriler olduğu açıkça görülebilecekken bile “eleştiri sınırlarını aşan, aşağılayıcı” gibi ifadeler kullanılarak yapılan hukuksuzluk gizlenmeye çalışılmış.

Kendi düşüncelerini her ortamda dile getiren ve herkese dayatmaya çalışan Kemalist tayfanın bu dayatmaları reddeden ve resmi tarih yalanlarına kanmadan gerçekleri söylemeye çalışan her kesimden insanı hedef tahtasına oturttuğunu, söz konusu kişiler hakkında sosyal medya üzerinden yalan ve iftiralar ile karalama kampanyaları başlattığını herkes bilir. Çünkü bu yaşanan ne ilktir ne de sondur, yaşanan bu hukuksuzluklar CHP’nin klasikleri arasında yer alır.

HAMZA KILIÇASLAN