Güncel

TBMM Başkanı Kurtulmuş'tan Gazze'deki ateşkese ilişkin; Rehavete kapılmamamız ve gayretlerimizi devam ettirmemiz şarttır

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, beraberindeki parlamento heyetiyle 'Azerbaycan, Pakistan ve Türkiye Üçlü Parlamento Başkanları Toplantısı’na katılmak üzere Pakistan’ın başkenti İslamabad’a resmi ziyarette bulundu.

Abone Ol

Azerbaycan, Pakistan ve Türkiye Üçlü Parlamento Başkanları Toplantısı dolayısıyla Pakistan’ın başkenti İslamabad’da bulunan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Parlamento Başkanları İcra Toplantısı”na katılarak konuşma yaptı. Netanyahu ve çetesinin işlediği insanlık suçlarından, işlediği soykırım suçundan elini yıkayarak kolayca kurtulamaması gerektiğini ifade eden Kurtulmuş bu soykırımcıların yargılanması gerektiğini ifade etti.

Önemli açıklamalarda bulunan Kurtulmuş, “Netanyahu ve çetesinin işlediği insanlık suçlarından, işlediği soykırım suçundan elini yıkayarak kolayca kurtulamaması gerektiği kanaatindeyiz. Evet, orada kalıcı bir barışın sağlanması arzumuzdur. Ama iki yıldır devam eden, yüzbinlerce insanın öldüğü, insanlara karşı açlığın bile silah olarak kullanıldığı bu insanlık tarihinin gördüğü en büyük soykırımın suçluları mutlaka Uluslararası Adalet Divanı nezdinde ve Uluslararası Ceza Mahkemelerinde hesap vermeli, hak ettikleri suçun karşılığını görmelidir.” dedi.

Üç kardeş ülkenin meclis başkanlarını bir araya getiren bu önemli mekanizmanın üçüncü toplantısının hayırlara vesile olmasını dileyen Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

2021 yılında Bakü'de ilk toplantısını gerçekleştirdiğimiz Üçlü Parlamento Başkanları Toplantısı mekanizmasının, kadim dostluk ve kardeşlik bağlarıyla birbirine bağlı, pek çok alanda ileri düzeyde iş birliğinin tesisi için üç ülke arasında ilişkilere önemli katkılar sağladığına inanıyorum. Nitekim parlamento başkanları düzeyinde bu mekanizmayı 2024 yılında liderlerimiz de tesis ettiler.

Üçlü mekanizmamızı daha kalıcı ve kurumsallaşmış bir düzeye taşımamız gerektiğine inanıyorum. Bu doğrultuda üç ülkenin son zamanlarda hem bölgesel hem de uluslararası düzeyde karşılaştığı sınamalar dikkate alındığında, parlamentolar olarak yoğun bir teşrik-i mesai içinde olmamızın kaçınılmaz olduğu kanaatindeyim.

Terör, yasa dışı göç ve uyuşturucu kaçakçılığı gibi tehditlerin Afganistan topraklarında barınması ve çözüme ilişkin somut adımlar atılmaması gerek Pakistan gerekse bölgemiz için ciddi bir sorun teşkil ediyor. İleride bu ve benzeri daha büyük sorunların ortaya çıkmaması ve sorunlar karşısında erken ve hızlı müdahalede bulunabilmesi için askeri, güvenlik ve savunma sanayi alanlarındaki iş birliğimizi daha da ileri düzeylere taşımak mecburiyetindeyiz.

“Suriye'ye her alanda destek olunması da kilit bir önem taşımaktadır”

Suriye'deki yeni yönetimin, ülkenin toprak bütünlüğünü, siyasi birliğini ve istikrarını temin için büyük çaba sarf ettiğini, son olarak, halk meclisi seçimlerini düzenleyerek yasama organını da tesis ettiğini söyleyen Kurtulmuş, “Suriye'de istikrarın sağlanması, çatışmaların engellenmesi ve barışın kalıcı bir hale gelmesi için tüm tarafların ortak bir sorumluluk içerisinde hareket etmek zorunda olduğu kanaatindeyiz. Bu aynı zamanda bölgenin istikrarı, kalkınması ve refahı için de şarttır. Bu bağlamda Suriye'ye her alanda destek olunması da kilit bir önem taşımaktadır.” şeklinde konuştu.

“Filistin'i Destekleyen Parlamentolar Grubu’nu daha etkin hale getirmek için müşterek çalışmalarımıza devam etmeliyiz”

İki yıldır Filistin'de süren soykırımın, özellikle insanlık cephesi ve Filistin dostu parlamentoların gayretleriyle bir ateşkesle sonuçlandığını vurgulayan Kurtulmuş şu ifadeleri kullandı;

“Ateşkesin daimi olması, Gazze halkına uygulanan soykırım ve kıtlığın son bulması, israilin yasa dışı işgal ve ablukasına son vermesi, kalıcı bir barışa ulaşılması için rehavete kapılmamamız ve gayretlerimizi devam ettirmemiz şarttır. Netanyahu ve çetesinin işlediği insanlık suçlarından, işlediği soykırım suçundan elini yıkayarak kolayca kurtulamaması gerektiği kanaatindeyiz. Evet, orada kalıcı bir barışın sağlanması arzumuzdur. Ama iki yıldır devam eden, yüzbinlerce insanın öldüğü, insanlara karşı açlığın bile silah olarak kullanıldığı bu insanlık tarihinin gördüğü en büyük soykırımın suçluları mutlaka Uluslararası Adalet Divanı nezdinde ve Uluslararası Ceza Mahkemelerinde hesap vermeli, hak ettikleri suçun karşılığını görmelidir.

Ayrıca, barışın sağlanmış olması bizleri rehavete sürüklememelidir. Çünkü önümüzde, yıllar içerisinde devam edecek bir büyük mücadelenin sürmekte olduğunun da altını çizmek isterim. İki devletli çözüm ve tam manasıyla bağımsız, toprak bütünlüğü sağlanmış, egemen bir Filistin devletinin kurulmasına kadar bu mücadelemizi siyasi olarak devam ettireceğiz ve Filistin halkının, Filistin devletinin yanında yer almayı sürdüreceğiz.

Bu çerçevede her üç ülkenin de kurucu üyesi olduğu, Filistin'i Destekleyen Parlamentolar Grubu’nu genişletmek ve daha etkin hale getirmek için müşterek çalışmalarımıza devam etmeliyiz. Parlamentolarımızı yakından ilgilendiren tüm bu konularda aramızda anlayış birliğini güçlendirmek ve ortak faaliyetler geliştirmek için üçlü mekanizmanın daha etkin kullanılması gerektiğini düşünüyoruz.”