Yeni bir tespit yöntemi, yaşanabilir olabilecek bir süper Dünya’nın keşfini sağladı. Bu atılım, yaşam barındırabilecek gezegenler arayışını ileriye taşıyor.
Çin Bilimler Akademisi’ne bağlı Yunnan Gözlemevleri liderliğinde, çeşitli kurumlarla iş birliği içinde çalışan uluslararası bir ekip, "Geçiş Zamanlaması Varyasyonu (TTV)" adı verilen bir yöntem kullanarak büyük bir atılım gerçekleştirdi.
TTV yöntemi ilk kez Kepler-725c adlı bir süper Dünya’nın keşfini sağladı. Bu gezegen, Dünya’nın yaklaşık 10 katı kütleye sahip ve Güneş benzeri bir yıldız olan Kepler-725’in yaşanabilir bölgesinde yer alıyor. Bulgular Nature Astronomy dergisinde yayımlandı.
Geleneksel olarak gökbilimciler, Güneş benzeri yıldızların yaşanabilir bölgelerinde, 10 Dünya kütlesinden küçük gezegenleri tespit etmek için geçiş yöntemi ve radyal hız (RV) ölçümleri kullanıyordu. Ancak bu gezegenler genellikle uzun yörüngelere sahiptir ve çok zayıf RV sinyalleri üretir, bu da tespitlerini zorlaştırır. Özellikle RV yöntemi, son derece hassas ölçümler gerektirir ve bu, uzak ve sönük gezegenler için pratik değildir. Geçiş yöntemi ise yalnızca gezegenin yörüngesi gözlemcinin bakış açısıyla hizalanmışsa çalışır ki bu durum uzun yörüngeli gezegenlerde nadiren görülür. Üstelik bu hizalanma gerçekleşse bile, neden olduğu ışık değişiklikleri genellikle çok zayıftır ve kolayca gözden kaçabilir.
Yeni keşfedilen ve geçiş yapmayan Kepler-725c adlı gezegen, G9V tipi bir yıldızın yörüngesinde dönüyor. 207,5 günlük bir yörünge periyoduna ve 0,674 AU (Astronomik Birim) yarı büyük eksene sahip olan bu gezegen, Dünya’nın aldığı güneş ışığının yaklaşık 1,4 katını alıyor. Yörüngesinin bir kısmında, yıldızının yaşanabilir bölgesi içinde yer alıyor ve bu da onu yaşanabilirlik açısından potansiyel bir aday haline getiriyor.
Kepler-725 sisteminde, 39,64 günlük bir yörüngesi olan gaz devi Kepler-725b’nin TTV sinyallerini analiz eden araştırma ekibi, bu veriler sayesinde gizli olan Kepler-725c’nin kütlesini ve yörünge parametrelerini başarıyla çıkardı. Bu da TTV yönteminin, Güneş benzeri yıldızların yaşanabilir bölgelerinde, düşük kütleli gezegenleri tespit etme potansiyelini ortaya koydu.
Geçiş ve RV yöntemlerinden farklı olarak, TTV yöntemi, gezegenin yörüngesinin gözlemciye dik olmasını ya da yıldızın RV ölçümlerinin son derece hassas olmasını gerektirmez. Bu özellik, TTV’yi uzun yörüngeli, küçük ve geçiş yapmayan yaşanabilir gezegenleri tespit etme açısından özellikle uygun bir yöntem haline getiriyor. Böylece TTV yöntemi, mevcut tespit teknikleri arasında kritik bir boşluğu doldurarak “Dünya 2.0” keşfi için umut verici bir alternatif sunuyor.
Bu çalışmanın sonuçlarına göre, Avrupa’nın PLATO misyonu ve Çin’in “Earth 2.0” (Dünya 2.0) misyonları faaliyete geçtiğinde, TTV yöntemi ikinci bir Dünya’nın keşfi için olanakları büyük ölçüde artıracak.




