Şara, yaptığı konuşmada şunları kaydetti: "Size (Dürzilere) temin ederiz ki, haklarınızın ve özgürlüğünüzün korunması önceliklerimiz arasındadır. Sizi dış bir tarafa çekmeyi ya da saflarımızda bölünme yaratmayı amaçlayan her türlü girişimi reddediyoruz. Hepimiz bu toprakların ortaklarıyız ve Suriye’nin çeşitliliğini ve güzel imajını bozmaya çalışan hiçbir gruba izin vermeyeceğiz."
Şara, Süveyda’daki olaylara ilişkin şunları söyledi: "Süveyda’da yaşanan, bölgeden ve çevre bölgelerden gelen silahlı gruplar arasındaki eski anlaşmazlıklara dayalı iç çatışmayı durdurmak için, Suriye devleti tüm kurumları ve liderlikleriyle kararlılıkla müdahale etti. Ancak devlete yardımcı olmak yerine, kaos, fitne ve kargaşa yaratmaya alışkın, kanun dışı gruplar ortaya çıktı. Bu çetelerin liderleri, aylarca diyaloğu reddeden, dar kişisel çıkarlarını ulusal çıkarların önüne koyan kişilerdi.
Devletin çabaları, yasa dışı grupları püskürterek istikrarı yeniden sağlamada başarılı oldu, ancak bu çabalar İsrail’in müdahaleleriyle baltalandı. İsrail, sivil ve devlet kurumlarını geniş çapta hedef alarak durumu karmaşıklaştırdı ve bölgeyi büyük bir gerilime sürükledi. Ancak Amerikan, Arap ve Türk arabuluculuğu sayesinde bölge, bilinmez bir kaderden kurtarıldı."
Şara, Suriye’nin "iki seçenek arasında kaldığını" belirtti: "İsrail ile halkımız olan Dürzilerin güvenliği pahasına açık savaşa girme ya da Dürzi liderlerin sağduyusuna geri dönerek ulusal çıkarı, dağın asil halkını karalamak isteyenlerin önüne koyma."
Şara, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bazı yerel gruplara ve akıl hocalarına, Süveyda’da güvenliği sağlama görevi verilmesine karar verdik. Bu karar, birlik ve beraberliğimizin tehlikede olduğu bu ortamda, ülkenin yeni bir savaşa sürüklenmesini engellemek ve savaşın ardından toparlanma sürecinde olan ülkemizi daha fazla siyasi ve ekonomik zorluklardan uzak tutmak adına alınmıştır.
Eski rejimin yıkılmasından bu yana istikrarımızı hedef alan ve aramızda fitne yaratmaya çalışan israil, şimdi de topraklarımızı sonsuz bir kaos sahasına çevirmeye çalışıyor. Amacı halkımızın birliğini bozmak ve yeniden inşa sürecimizi engellemek.
Bu yapı, sürekli olarak anlaşmazlık ve çatışma tohumları ekiyor, ancak Suriyeliler tarih boyunca her türlü ayrışma ve bölünmeyi reddetmiştir."
Şara, "Suriye devleti herkesin devletidir. Vatanın onuru ve izzeti, her Suriyelinin ortak hayalidir. Bu devlet aracılığıyla, ayrım gözetmeksizin birleşiyor ve Suriye’yi yeniden ayağa kaldırmak için çalışıyoruz," dedi.
Şara, "Suriyelilerin çıkarlarını kaos ve yıkımın önünde tuttuk. Bu aşamada en doğru karar, ülkenin birliğini ve halkının güvenliğini korumak adına, ulusal çıkarları esas alarak hareket etmekti," şeklinde konuştu.
Konuşmasını şu sözlerle bitirdi: "Dürzi halkımıza zarar veren herkes hesap verecek. Onlar devletin koruması ve sorumluluğu altındadır. Hukuk ve adalet herkesin hakkını korur. Ülkenin birliğini, istikrarını ve halkımızın güvenliğini korumak, çocuklarının geleceğini güvence altına almak en büyük hedefimizdir. Bu hedef, ülkemizi kurtardıktan sonra yürüttüğümüz kalkınma ve toparlanma yolculuğunu sekteye uğratacak her türlü tehlikeden uzak tutulmalıdır."





