Şu Medya Sırtını Nereye Dayıyor Acaba?

Abone Ol

Son yıllarda medya, yalnızca haber sunan bir araç olmanın çok ötesine geçti. Birçok mecrada izlediğimiz, okuduğumuz, dinlediğimiz içerikler artık sadece gündemi şekillendirmekle kalmıyor; toplumsal algıyı, kişisel düşüncelerimizi ve hatta ruh halimizi dahi etkiliyor. Her an bir medya bombardımanına maruz kalırken, "Şu medya sırtını nereye dayıyor acaba?" ya da “Şu medya ne hedefliyor?” soruları daha da anlamlı hale geliyor.

Ortada olan “ürünlere” bakıldığında ne sırtlarını dayadıkları yer ne de hedefledikleri şeyler çok hayırlı değil. Güçlerini halktan almadıkları veya hedeflerinin halk olmadığı ise gün gibi ortada.

Medya, aslında çoğu zaman toplumun aynası olarak görülür. Ancak bu aynanın arkasında kim var? Kötülük ve çirkinlikleri aynaya yansıtanlar bu gücü nerden alıyor? Soruları ciddi anlamda cevapsız kalıyor.

Medya, pek çok kez sadece "gerçek" değil, "görünüşteki gerçek"i de sunar. Başka bir deyişle, bizlere, gerçekmiş gibi gösterilen bir yansıma verir. Burada, gücünü kimden aldığı önemli bir mesele haline gelir. Çünkü medya, bazen kamuoyunu şekillendiren değil, şekillendirilen bir araç olabilir. Peki, medya gerçekten halkın sesi mi? Yoksa başka güçlerin çıkarları doğrultusunda işleyen bir mekanizma mı?

Görünen ve bilinen o ki medya organlarının, sırtını genellikle çok güçlü mekanizmalara dayadığıdır. Bu mekanizmalar da genellikle devletler, hükümetler, büyük şirketler veya belirli çıkar grupları olabilir. Özellikle büyük medya kuruluşları, çoğu zaman siyasi, ekonomik ve kültürel gücü ellerinde bulunduran grupların etkisi altındadır.

Bu durumda elbette “olan değil olması gerekenler” ekranlara, yazılara yansıtılır.

Reklam gelirleri, sponsorluklar ve ekonomik gücün etkisiyle, medya, halkın yararına olan haberleri değil, daha çok tüketimi arttırıcı, algı yönetimi yapan içerikleri sunar.

Ahlak, değer, inanç yerine tıklanma ve tüketme kültürü oluşturulur. İfsat gerekiyorsa bunun için de en şeytani yöntemleri kullanmaktan geri durmaz.

Bir çıkış yolu yok mu? Medyanın sırtını doğru yere dayaması mümkün mü?

Elbette! Ama bu tek taraflı yapılabilecek bir durum değildir. Hem medya hem de halkın görevleri vardır bu konuda.

Medya, halkın gerçek ihtiyaçlarını, doğruları ve sorunları dikkate alarak hareket etmeli. Değer ve ilkelerinden asla taviz vermemelidir. Bunun için kimsenin kınamasından çekinmemelidir. Kendi kıt imkanlarını ve alın terini, başka “ellerin” haram hazinelerinden üstün tutmalıdır.

Bunun yanında halk da doğru ve güvenilir medyaya sahip çıkmalıdır. Haber veya diğer ihtiyaç duyduğu alanlarda popüler olandan değil doğru, emin, hak tarafta olandan temin etmelidir.