Ekonomi

Spor artık bir endüstri: Ülke ekonomileri ve petrolle yarışıyor

Spor artık bir eğlence değil; 2.6 trilyon dolarlık hacmiyle küresel ekonominin en hızlı büyüyen üretim varlıklarından biri haline geldi. Orta Doğu ve Kuzey Afrika ise bu dönüşümde başrolü üstlenmeye hazırlanıyor.

Abone Ol

Spor artık lüks ya da tüketim harcamaları kapsamında bir eğlence faaliyeti olmaktan çıktı; dünya ekonomisinin ana bileşenlerinden biri haline geldi ve gelişmiş ülkelerin ekonomileriyle eşdeğer boyutta yüksek getirili bir yatırım sektörüne dönüştü.

Yakın dönemdeki verilere göre, küresel spor pazarının 2025 yılına kadar 507 milyar dolara ulaşması bekleniyor; bu rakam neredeyse Danimarka ve Kıbrıs’ın gayri safi yurt içi hasılasının toplamına eşit düzeyde ve “spor bir hobi”den “spor bir sanayi”ye geçişin boyutlarını yansıtıyor.

Sporla ilişkili destekleyici faaliyetler —örneğin spor turizmi, ekipman üretimi, lojistik hizmetleri— dahil edildiğinde, sektörün toplam değeri 2,6 trilyon doları aşıyor. 2024 yılında spor giysileri satışları 220 milyar doları geçerken, dünya çapında sponsorluk anlaşmaları yaklaşık 115 milyar dolara ulaştı.

Bu göstergeler, spor sektörünü petrol dışı küresel ekonomide en hızlı büyüyen sektörlerden biri haline getiriyor; özellikle egemen fonlar ve özel sermaye fonlarının pazara girişinin genişlemesiyle. Uluslararası finans kurumlarının raporlarına göre, spor sanayi son iki yılda 31 milyar dolardan fazla yatırım çekti. Ayrıca, JPMorgan Chase & Co. (JP Morgan) verilerine göre bankanın ilişki kurduğu her beş milyarderden biri bugün doğrudan spor kulüplerinde veya spor kuruluşlarında pay sahibi; bu durum, sporu büyük servet portföyleri içinde tercih edilen varlık sınıflarından biri haline getiriyor.

Danışmanlık şirketi Oliver Wyman’in bir çalışmasına göre, Orta Doğu’da spor sektörü yıllık yaklaşık %9 oranında büyüyor ve bu oran dünya ortalaması olan yaklaşık %6’nın oldukça üzerinde. Çalışma, bölgenin bu sektörde yaklaşık 75 milyar dolarlık potansiyel ekonomik fırsata sahip olduğunu ve 2034 yılına kadar 100 milyar doları aşan yatırım planlarına sahip olduğunu ortaya koyuyor.

HILL International Afrika ve Orta Doğu bölgesi başkanı Walid Abdel Fattah,yaptığı açıklamada, “Spor bugün artık yatırım aracı hâline geldi; yalnızca eğlence ya da reklam faaliyeti değil,” dedi.

Abdel Fattah ekledi: “Bölgedeki devasa spor altyapı projelerine danışmanlık yapıyoruz; örneğin Kahire’deki Al Ahly Spor Şehri kompleksi, sadece bir stadyum değil; bir bütün sistem—antrenman merkezleri, ticari ve eğlence alanlarıyla—bir spor kenti modeli.” Bu model, perakende satışı, spor giysileri ve ticari gayrimenkul gibi sektörlerle iç içe geçmiş getiriler üretiyor.

Abdel Fattah’a göre, spor altyapısına yapılan yatırım bölgedeki ekonomik çeşitlenmenin ana itici güçlerinden biri. Özellikle Suudi Arabistan’da yeni spor tesisleri, polo sahaları, golf kompleksleri, uluslararası etkinlik hedefli spor‑turizm alanları hızla yükseliyor.

Bir diğer husus da Birleşik Aralık Emirlikleri’nde spor‑ekonomi entegrasyonunun erken benimsenmesi; tenis, golf, Formula 1 yarışları gibi etkinlikler petrol‑dışı gayri safi yurtiçi hasılanın denklemine dahil oldu.

Mısır ve Kuzey Afrika’da ise yüksek nüfus yoğunluğu ve spor popülaritesi güçlü bir yatırım çekim unsuru oluşturuyor; modern spor altyapısına yönelik talep hâlâ tam olarak karşılanmamış durumda. Abdel Fattah, “Afrika ve Arap pazarları benzersiz bir insan kaynağı ve gelecek getiri potansiyeli barındırıyor; fakat bu talebi karşılayacak sportif varlıkların geliştirilmesi hızlanmalı,” diyor.

Ekonomik analizler, büyük spor etkinliklerinin ev sahibi ülkelerin gayri safi yurtiçi hasılasına doğrudan ve dolaylı katkı sağladığını; iç‑dış turizmi, ulaşım, konaklama, perakende ticaret ve medya gibi yan sektörlerin canlandığını gösteriyor.

Abdel Fattah, “2024 ve 2025 yıllarında Riyad, Dubai ve Abu Dabi’de gördük ki büyük spor organizasyonları yerel ekonomik aktivite göstergelerine yansıdı; otel doluluğu arttı, turizm harcamaları yükseldi,” diyor.

Yine ekledi: “Spor ve kültür etkinliklerinin entegrasyonu değer katıyor; örneğin Mısır’da spor turnuvaları, Mısır Büyük Müzesi’nin açılışı gibi kültür faaliyetleriyle eş zamanlı düzenlenince ziyaretçi sayısı ve turizm geliri ciddi oranda arttı.”

Bu entegrasyonun, “etkinlik ekonomisi”nden maksimum faydayı sağlamak için zamanlama ve stratejik koordinasyon gerektirdiğini belirtiyor; bu yaklaşım, Körfez ve Kuzey Afrika ekonomilerinde büyüme için başlıca kaynaklardan biri haline gelmiş durumda.

Ayrıca, sektöre giren yatırım türlerinde nitelik değişimi yaşanıyor; yalnızca kulüplere ve tesislere doğrudan yatırım yapılmıyor, finansal araçlar ve özel fonlar aracılığıyla dolaylı yatırım ile spor tesisleri çevresindeki gayrimenkul ve turizm projeleri de önem kazanıyor.

Abdel Fattah, “Bugün spora yapılan yatırımın iki ana türü var: Birincisi doğrudan—altyapı inşası ve tesis yönetimiyle ilgili; ikincisi ise bütünleşik—spor faaliyetini çekim merkezi haline getirip gayrimenkul ve eğlence gibi yan sektörlerde yatırım çekmek,” diye söylüyor.

Kuzey Afrika piyasaları hâlâ altyapı kurulum aşamasında iken, Körfez bölgesi uluslararası etkinlik ev sahipliği ve tüketici tabanını genişletme yoluyla değer oluşturma aşamasına geçti.

Yatırımcıları çeken spor dallarında nitelik değişiyor

Abdel Fattah, bölgedeki Arap ve Körfez yatırımcılarının Avrupa kulüplerine yaptıkları yatırımlar sayesinde spor sektörü konusundaki bilgi ve iştahlarının arttığını söylüyor. “Bazı bölgesel yatırımcılar artık doğrudan yerel veya bölgesel etkinlik düzenleme fırsatlarını değerlendiriyor; bu, özel sektörün bu alana daha güçlü girişine yol açıyor, özellikle kârlı modeller netleşmiş durumda,” diyor.

Yatırım bakış açısındaki değişimin açık olduğunu vurguluyor: “Artık tutku ya da spor aidiyetinden kaynaklanan harcamalardan değil; spor sermayesini uzun dönemli üretim varlığı olarak kullanmaktan söz ediyoruz — yayın hakları, bilet satışları, gayrimenkul ve ticari tesis gelirleri açısından.”

Bölgesel ortam, onun değerlendirmesine göre, spor sektörünün petrol dışı ekonominin temel sütunlarından biri hâline gelmesine elverişli; güçlü hükümet yönelimleri ve egemen fonlardan büyük sermaye akımlarıyla destekleniyor.

Bu ivme altında, gelecek on yıl içinde sporun küresel ekonomi haritasındaki konumun stratejik bir dönüşüm geçirmesi bekleniyor .