SOYKIRIMIN MEŞRULAŞTIRILMASI PLANI

Abone Ol

Trump’ın “Gazze planı” ilan edildikten sonra yapılan açıklamalar uluslararası sistem denilen ucubenin ne denli kirli bir şey olduğunu bir kez daha ortaya koydu.

Trump’ın açıkladığı ve adına “Gazze Barış Planı” denilen; ama aslında işgali, soykırımı, vahşeti meşrulaştıran bu plana, evet tam 8 ülke, Türkiye, Suudi Arabistan, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Endonezya, Pakistan, Katar ve Mısır ortak bir bildiriyle destek verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazze’de akan kanın durması ve ateşkesin sağlanması için ABD Başkanı Sayın Trump’ın gösterdiği çabayı ve liderliği takdir ediyorum” açıklamasında bulundu.

Batı medyası ve Ortadoğu’daki siyasi gözlemciler, Türkiye ve Katar’ın bu planı kabul etmesi konusunda HAMAS’a baskı yaptığından söz ettiler.

İlk haliyle bile soykırım ve vahşeti meşrulaştırma içeriğine sahip olan planın Trump-Netanyahu görüşmesinden sonra değiştirildiği, Siyonist işgal çetesinin istekleri doğrultusunda revize edildiği, Filistin halkının tümüyle yok sayıldığı, Gazze işgalinin kalıcı hale getirilmesinin plana dahil edildiği ortaya çıkmasına rağmen “destek veren ülkelerden” buna yönelik bir tepki açıklaması gelmedi.

Özellikle Türkiye’nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tutumuna değinmek gerek.

Trump, hiçbir belge ve delile dayanmadan “7 Ekim’de HAMAS israilli sivilleri katletti” yalanını bir kez daha dile getirdi ve HAMAS’ın Gazze’den çıkarılması gerektiğini söyledi; ama Erdoğan dahil hiç kimse bu yalana cevap vermedi. Daha önceleri HAMAS’ın “Terör örgütü olmadığını” defalarca dile getiren Erdoğan, HAMAS’ın ya teslim olması ya da imha edilmesi ve Gazze’nin “Terör devleti israilin” insafına terk edilmesini içeren plandan dolayı Trump’ı takdir etti.

Bu planın hiçbir yerinde soykırımcı canilerin işlediği cürümlere yönelik bir ifade yok!

Bu planın hiçbir yerinde soykırım canilerinin, insanların açlıktan ölmesine neden olacak şekilde gıdaya erişiminin engellenmesine nasıl bir yaptırım uygulanacağına dair bir şey yok!

Hedef gözetilerek katledilen yüzlerce gazeteciden, yüzlerce insani yardım kuruluşu görevlisinden hiç söz edilmiyor planda.

“Gazze’de terörden arındırılmış bölgeler” ifadeleri ile işgale karşı savaşan direniş hareketlerine “terörist” suçlamasında bulunulurken, Filistin topraklarını işgal eden lanetli topluluk için hiçbir suçlamada bulunulmamaktadır.

Trump planı denilen bu “soykırımcıyı ve vahşeti aklama” planı tüm dünyada cüzzamlı muamelesi görmeye başlayan Netanyahu ve çetesi için büyük bir zaferdir.

Hepsi bir yana içindeki tüm sıkıntı ve problemli ifadelere rağmen, şimdiye kadar hiçbir anlaşma ve sözleşmeye uymayan soykırımcı Siyonistler gerçeğiyle karşı karşıyayız. Bu plana uymamaları durumunda kimin nasıl bir yaptırım uygulayacağına dair hiçbir ifade yer almamaktadır.

Planı savunanların “Akan kanın durması için destek veriyoruz” mazeretinin tutarlı hiçbir yanı yoktur. Siyonistlerin ve dostlarının nihai hedefi Filistin topraklarında Filistinli kimsenin kalmamasıdır ve bu plan da buna hizmet etmektedir.

Akan kanı durdurmanın ve mazlumlara yardım etmenin tek yolu, direnişe silah desteğinde bulunmak ve soykırımcı teröristlere anladıkları dilden cevap vermektir.