Bu soru, Müslümanlar olarak kendimizedir…
Müslümanlar olarak bu soru ile yüzleşmek zorundayız. Çünkü kendilerini Müslüman olarak tanımlıyor olmalarına rağmen soykırım yapan israilin yanında olanlar vardır. Birey olarak israilin yanındadırlar, dernek, vakıf, cemaat ve partiler olarak israilin yanındadırlar. Medya, şirket ve devletler olarak israilin yanındadırlar. Ve bir de İslam ülkelerinin liderleri olarak israilin yanındadırlar. Bunlar soykırım destekçisi şirketlerin ürünlerini almak suretiyle israilin yanındadırlar. Bunlar ticaretleriyle israilin yanındadırlar. Ve bunlar ihracatlarıyla israilin yanındadırlar.
Dolayısıyla yeryüzündeki bütün Müslümanlar olarak bu sorunun cevabını bilmek ve ona göre bir duruş sergilemekle yükümlüyüz!
Dünya olarak bir soykırıma şahit oluyoruz. Bir tarafta zulümde sınır tanımayanlar ve diğer tarafta bu zulümlere maruz kalanlar… Biz insanlar da hangi din, milliyet ve devletten olursak olalım, ya zalimin yanındayızdır ya da mazlumun… Bunun ne ortası var ve ne de istisnası. Hele hele biz Müslümanlar için bu bir inanç sorunudur. Çünkü bir Müslümanın gördüğü bir kötülüğe karşı eliyle, buna gücü yetmiyorsa diliyle ve buna da gücü yetmiyorsa kalbiyle karşı koyması, İslam’ın kendisine yüklediği bir farzdır. Ve dikkat edilirse, söz konusu olan şey eğer zulüm ise, eğer kötülük ise, Müslüman zerre kadar meyletmiyor. Meyledenler, imtihanı kaybedenlerdir.
Değil kâfir bir toplum ile Müslüman bir toplum birbiriyle savaştığında, iki Müslüman topluluk bile birbiriyle savaştığında, savaşın dışında kalan Müslümanların ilk işi aralarına girmek, savaşa son vermelerini sağlamak ve taraf değil, barışmaları için aralarında hakem olmaktır. Buna muvaffak olamadıkları takdirde, barışa yanaşmayan tarafa karşı savaştaki yerini almaktır. Bu gibi durumlarda milliyeti ve dini ne olursa olsun, mazlumun yanında ve zalimin de karşısında olmamızı emrediyor dinimiz…
Uzatmadan sorayım…
Soykırımcıların ürünlerini boykot edeceklerine, alanlarımızın, mutfaklarını ve sofralarını onların ürünleriyle donatanlarımızın hükmü nedir?
Hala israil ile ticaret yapan tüccarlarımızın hükmü nedir?
Devletlerinin israile ihracatını onaylayan Müslümanların hükmü nedir? Sözleri ile Filistinlilerin, ama diplomasi ve ihracatlarıyla israile ihracat yapan liderlerin hükmü nedir?
Sözün burasında, “kimin cennete ve kimin cehenneme gideceğine biz mi karar veriyoruz” diye itiraz edenler olabilir. Hayır, bu, bizim kimin yanında ve kimin karşısında olduğumuzu bilmemiz içindir.
Mesela, sevgili Peygamberimiz(SAV), “komşusu aç iken, kendisi tok yatan bizden değildir” diye buyuruyor. Yine, “ırkçılığa çağıran bizden değildir. Irkçılık davası uğruna savaşan bizden değildir ve ırkçılık davası uğruna ölen bizden değildir” diye buyuruyor.
Şimdi bu iki örneğe kıyasla soralım… Bu saydığımız iki kötü fiilden kat be kat kötü olan soykırım suçunu işleyen israilin yanında olanlar, bizden olabilir mi?
Hiçbir gerekçe bir tüccarın israile ürünlerini satmasını, bir devletin israile ihracat yapmasını ve israile bir katkı olduğunu bile bile bir bireyin siyonistlerin ürünlerini almasını meşrulaştırır mı?
Benim İslam’dan anladığım, haramları mubah kılan herhangi bir şart oluşmadığı halde soykırım yapmakta olan israil ile ticari ilişkilerini sürdürenlerle, israile ihracat yapanlarla ve bu ilişkileri tasvip edenlerden beriyim. Hala ticaret vb. icraatlarıyla israilin yanında olanlar da bilmeliler ki, işledikleri bu haramı ne umrelerle, ne hac ile ve ne de başka bir ibadet ile affettirebilirler.
Selam olsun, hak üzere olanlara, haklılardan yana olanlara ve hakkı, hikmet ve güzel söz ile söyleyenlere…