7 Ekim 2023’ten beri süren işgalci israilin Gazze Şeridi’ne yönelik acımasız saldırıları, 602’üncü gününde korkunç bir insanlık trajedisine dönüşmüş durumda. Soykırım boyutlarına ulaşan bu vahşi işgal, dünyanın gözü önünde devam ederken, barbar israilin kadın, çocuk, yaşlı demeden gerçekleştirdiği katliamlar insanlık vicdanını sarsmaya devam ediyor. Uluslararası toplumun sessizliği ise bu barbarlığın adeta çanak tutulmasına neden oluyor.
İNSANLIK FELAKETİNİN BOYUTLARI
Gazze’de, 54 bini aşkın Filistinli katledilirken, 123 binden fazla insan yaralandı. Bunların büyük çoğunluğu siviller; kadınlar, çocuklar, yaşlılar... Özellikle çocukların acımasızca hedef alınması, 18 bini aşkın çocuğun hunharca katledilmesi, barbar israilin katliamını soykırımın ötesine taşıyor. Bu sayılar sadece rakam değil; her biri bir hayat, bir aile, yıkılmış bir gelecek demek…
21. YÜZYILIN İNSANLIK UTANCI
Görüntüler ise insanlık tarihine kara bir leke olarak kazınıyor: Gazze’de açlıkla mücadele eden, yıkılmış binalara, çadırlara sığınan çaresiz Filistinliler… Modern dünyanın göbeğinde yaşanan bu trajedi, adeta 21. yüzyılın insanlık utancını simgeliyor.
İNSAN HAKLARI AYAKLAR ALTINDA
İşgal rejimi, başta Mescid-i Aksa ve kutsal değerler olmak üzere Filistin halkının tüm kutsallarını hedef alan sürekli ihlallerine, 7 Ekim 2023’te Hamas’ın meşru direnişiyle cevap vermesiyle daha da şiddetlendi. Bu direnişin ardından başlayan barbar işgalcilerin acımasız saldırıları hem uluslararası hukuku hem de temel insan haklarını hiçe sayan barbar bir işgal girişimi olarak tarihe geçti.
27 Ekim 2023’te başlayan kara saldırısı ve aralıksız bombardıman, sadece askeri değil, sivil yerleşim alanlarını da hedef alarak savaş suçu boyutlarına ulaştı. İşgal ordusunun sistematik şekilde sağlık tesislerini, okulları, ibadet yerlerini ve medya çalışanlarını hedef alması, savaşın kurallarını hiçe saydığını kanıtlıyor.
SOYKIRIM POLİTİKASI VE ULUSLARARASI SESSİZLİK
Katil siyonistlerin, Gazze’ye yönelik saldırılarında sivilleri sistematik olarak hedef alması uluslararası hukuka aykırıdır. Ancak ne yazık ki, dünya kamuoyu ve uluslararası örgütlerin bu soykırım karşısındaki sessizliği, işgalci israile cesaret vermektedir. Binlerce Filistinli gazetecinin katledilmesi, insani yardım koridorlarının kapatılması ve sağlık hizmetlerinin felç edilmesi barbar israilin insanlık dışı yüzünü gözler önüne sermektedir.
HALKIN TAMAMI İNSANİ YARDIMA MUHTAÇ
Birleşmiş Milletler’in raporları ve yardım kuruluşlarının açıklamaları, Gazze’deki halkın tamamının insani yardıma muhtaç olduğunu gösterirken, işgalci israilin yardım geçişlerini tamamen durdurması, açlık ve susuzlukla mücadele eden milyonlarca insanı ölüme terk etmesi tam anlamıyla bir soykırım stratejisidir.
GAZZE’DE YAŞANANLAR: İNSANLIK DRAMININ CANLI TANIĞI
İşgalci barbarların sınır kapılarını kapatması, Gazze’de yüzlerce kişinin açlıktan hayatını kaybetmesine neden oldu. Bu trajedinin mağdurları arasında bebekler, küçük çocuklar ve kronik hastalar başta geliyor. Filistin hükümetinin raporlarına göre, işgalci israilin açlık politikası yüzünden 300’den fazla hamile kadın düşük yaptı. Bu rakamlar, sadece sayılardan ibaret değil; bir halkın sistematik olarak yok edilmeye çalışıldığı anlamına geliyor.
İşgalci barbarların “Gaza Humanitarian Foundation” adı altında kurduğu yardım dağıtım mekanizması ise tamamen kontrol ve gözetim amaçlıdır. ABD ile koordineli yürütülen bu sistem, yardımın insani amaçla değil, Filistin halkının hareketlerinin ve yaşamının kontrol edilmesi için bir araç olarak kullanılmasını hedeflemektedir. Bu durum, Filistin halkının özgürlük ve yaşam hakkına yapılan ağır bir saldırıdır.
HAMAS’IN MEŞRU DİRENİŞİ VE KÜRESEL ÇAĞRISI
Filistin halkının haklı direnişinin öncüsü HAMAS, Gazze’de 602 gündür devam eden işgalci israil soykırımını durdurmak için küresel çapta dayanışma çağrısı yapıyor. 30 Mayıs - 1 Haziran tarihleri arasında yapılması planlanan küresel eylemler, dünya kamuoyunu harekete geçirerek katil israilin vahşetine dur demeyi hedefliyor.
HAMAS’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, Filistinlilerin kutsal değerlerine yönelik işgalci rejim ihlallerine karşı koymak amacıyla meşru müdafaa kapsamında hareket ediyor. Bu direniş, uluslararası hukuk açısından da halkların işgale karşı koruma hakkının bir gereğidir.
SAĞLIK SEKTÖRÜNE YÖNELİK KASITLI SALDIRILAR
İşgal ordusu, sadece sivilleri değil, Gazze’deki sağlık altyapısını da hedef alarak binlerce yaralı ve hastanın yaşam hakkını tehdit ediyor. 38 hastanenin yıkılması veya hizmet dışı bırakılması, sağlık sisteminin çökmesine yol açarak felaketin boyutlarını büyütüyor.
Bu bilinçli saldırılar, savaş suçu olduğu gibi, Gazze halkının yaşam haklarının sistematik olarak yok edilmesi anlamına geliyor. Sağlık çalışanlarının ve hastanelerin hedef alınması, barbar israilin katliam politikasının ne kadar acımasız ve insafsız olduğunu gösteriyor.
israilin İŞGAL PLANLARI: KALICI KATLİAM VE SÜRGÜN
Son olarak işgal rejiminin sözde ‘güvenlik’ kabinesi, Gazze’de işgali kalıcı hale getirecek, Filistinlileri zorla toplama kamplarına sürecek yeni saldırı planını onayladı. Bu plan, işgalin sadece kısa süreli değil, kalıcı bir zulme dönüşeceğinin işaretidir.
Aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in açıkça Gazze’yi kalıcı olarak işgal edeceklerini söylemesi, işgalci zihniyetin vahametini ortaya koyuyor. Bu, sadece toprak işgali değil; aynı zamanda bir halkın sistematik yok edilmesi ve sürgünü anlamına geliyor.
GAZZE’NİN SESİNE KULAK VERİN:
MAZLUMLARIN ÇIĞLIĞI SUSTURULAMAZ
602 gündür süren bu insanlık dramı, dünyanın dört bir yanında duyulmalı, haklı direniş ve mazlum Gazze halkının sesi yükseltilmelidir. Soykırımcı israilin barbar işgali, sadece Filistin halkını değil, insanlık onurunu da hedef almaktadır.
Gazze’de yaşananlar, dünyanın gözleri önünde süren bir soykırımdır. Bu soykırıma sessiz kalanlar, insanlık tarihine kara bir sayfa olarak geçecektir. Halkların dayanışması, adaletin ve insan haklarının savunulması için kritik bir görevdir.
7 Ekim'den beri 931 bebek katledildi…
BEBEK KATİLİ VAHŞİLER!
İşgal ordusunun katliamlar yaptığı, okul ve hastaneleri hedef aldığı, yardım girişini engelleyerek insani felakete yol açtığı Gazze Şeridi'nde 7 Ekim 2023'ten bu yana 931 bebek saldırılarda can verdi.
Ankara
Gazze'deki Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, işgal ordusunun hastane, okul ve yerinden edilenlerin sığındığı çadırları hedef alan 600 gündür sürdürdüğü şiddetli saldırılara ilişkin bilgi verildi. İşgal ordusunun saldırılarında Gazze'de 356'sı 7 Ekim 2023'ten sonra doğanlar olmak üzere 931 bebeğin katledildiği bildirildi. Gazze'de bugüne kadar 60 çocuğun açlıktan öldüğü, her 40 dakikada bir çocuğun ise saldırılarda hayatını kaybettiği belirtildi.
Gazze'de her 15 dakikada bir yetişkin erkeğin, her 60 dakikada da bir kadının saldırılarda katledildiğine dikkati çekildi. İşgalci barbarların 7 Ekim 2023'ten bu yana devam eden saldırılarında can kaybının 54 bin 84'e ulaştığı Gazze'de, bunlardan 16 bin 854'ünün çocuk olduğu kaydedildi.
Gazze'de işgal rejiminin saldırılarında katledilenlerin yüzde 31,5'ini çocukların, yüzde 38'ini de yetişkin erkeklerin oluşturduğu aktarıldı. İşgal ordusunun Gazze'de 14 bin aileye karşı katliam işlediği, 2 bin 483 aileden geriye kimse kalmadığı için nüfus kaydından silindiği ve 5 bin 620 aileden de geriye yalnızca bir kişinin kaldığı belirtildi.