Nature Neuroscience dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma, farelerin yüzlerindeki ince mimik hareketlerinin onların problem çözme stratejilerini açığa çıkarabildiğini ortaya koydu. Bu bulgu, beyin faaliyetlerini anlamak için cerrahi müdahaleye gerek kalmadan geliştirilebilecek yeni yöntemlerin önünü açabilir.
Portekiz'deki Champalimaud Vakfı’ndan Zachary Mainen liderliğindeki araştırma ekibi, video kayıtlarının bilim insanlarına "farelerin ne düşündüğünü" anlamada, onlarca sinir hücresinin (nöron) aktivitesini kaydetmeye eşdeğer düzeyde bilgi sağlayabildiğini kanıtladı.
Mainen, “Zihnin içeriğine bu kadar kolay ulaşabilmek bilimsel bir atılım. Ancak bu durum, düşünce mahremiyetini koruyacak yeni etik kuralların gerekliliğini de beraberinde getiriyor” dedi.
Araştırmada fareler, tatlı su kaynağını değişken iki seçenek arasından bulmaya yönelik bir teste tabi tutuldu. Bu da onların farklı seçim stratejileri geliştirmesini sağladı.
Fransa’daki Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi ve Aix-Marseille Üniversitesi’nden araştırmacı Fanny Cazettes, “Beynin yalnızca o an kullanılan stratejiye göre sinirsel tepki vereceğini düşünmüştük. Ancak beynin, o anda kullanılmayan stratejileri bile aktif tutarak tüm seçenekleri hazırda beklettiğini gördük” dedi.
Araştırma ekibi, yüz hareketleri ve beyin aktivitelerini aynı anda kaydedip, bu verileri makine öğrenmesi algoritmalarıyla analiz etti. Sonuçlar, yüz hareketlerinin, sinirsel aktivite göstergeleriyle neredeyse birebir örtüştüğünü gösterdi.
Aix-Marseille Üniversitesi’nden Davide Reato, “İlginç olan, farklı farelerin yüz ifadelerinde benzer kalıplar göstermesiydi. Bu, stratejik düşünme biçimlerinin de duygular gibi evrensel olabileceğini düşündürüyor” dedi.
Araştırmacılar, bu bulguların beyni cerrahi müdahale olmadan anlamaya yönelik yeni araştırma araçları geliştirmede önemli bir adım olduğunu vurgularken, video kayıt teknolojisinin yaygınlaşmasıyla birlikte insan mahremiyetinin korunması gereğine de dikkat çekti.
Champalimaud Vakfı’ndan Alfonso Renart, “Videolar yalnızca davranışı değil, beynin işleyişini de açığa çıkarabiliyor. Bu durum, hem bilimsel hem de etik açıdan önemli sorular doğuruyor” ifadelerini kullandı.