Dünyanın en vahşi, en barbar zihniyeti tartışmasız siyonist zihniyettir. Hiçbir kutsalın, hiçbir ahlaki ölçünün ve insani hiçbir değerin olmadığı tek zihniyet siyonizmdir. Verdiği sözde durmayan, yapılan her bir antlaşmayı bilerek ve isteyerek çiğneyen, bütün ahlaki değerleri ve uluslararası kuralları kasıtlı olarak ayaklar altına alan sadece siyonist zihniyettir ve onu besleyen batı canavarlığıdır.
Siyonist Yahudileri, bu derece barbarlığa sevk eden; sadece sahip oldukları necis zihniyetleri değil aynı zamanda batılı küfür cephesinin kayıtsız şartsız desteğidir. Bu aşağılık destek, bu barbar zihniyeti desteklemekle kalmaz bilakis bu zihniyetin sadece Filistin’de değil bütün mazlum coğrafyalarda özellikle İslam beldelerinde her türlü kargaşanın, talanın ve acımasız soykırımın tasmalı kuklalarının eliyle en vahşi şekilde sürdürülmesidir.
Siyonist katilleri ve onun baş destekçisi batılı barbarları çok iyi bilen, etkili ve yetkili İslam beldelerinin yöneticileri arabuluculuk adı altında siyonist işgalcilerin planını uygulamaya koydular. HAMAS bugüne kadar bu antlaşmaya bağlı kalarak, neredeyse antlaşma maddeleri kendi aleyhlerinde olmasına rağmen; verdiği sözde durmaya çalıştı. Açlıktan ölümlerin durması, su, gıda ve ilacın Gazze’ye ulaşması için anlaşmaya evet dedi.
Ancak siyonist katiller, şimdiye kadar 200 defadan fazla mevcut ateşkesi ihlal ettiler. Son ihlal ise Gazze soykırımına kaldığı yerden devam etmesi anlamına gelmektedir. ABD’li yetkililer ise tek bir sefer bile bu siyonist barbarlığa ses çıkarmadılar. Konuştuklarında ise HAMAS’ı suçlayarak sözlerine başlamakta ve yanlış adım atmamaları noktasında en üst perdeden tehditlerini sürdürmektedirler. Sanki katliamı yapan, ateşkesi ihlal eden ve insanların açlıktan ölmesine sebebiyet veren HAMAS’mış gibi bütün dünya ile adeta dalga geçmektedirler.
Özellikle Müslüman arabulucuların, bütün bu ihlaller karşısında ölü taklidi yaparak süreci geçiştirmeleri siyonistleri ve ABD’yi daha pervasız bir şekilde hareket etmeye sevk etmektedir. Hâlâ yardımların Gazze’ye ulaştırılmasına izin verilmemesi, her gün füze ve bombalarla katliamın kaldığı yerden sürdürülmesi arabulucuları harekete geçirememektedir.
Ateşkes antlaşmasının hâlihazırda Gazze’ye bir faydası olmamıştır. Arabulucular görevlerini yerine getirmemişlerdir. Siyonist işgalciler de ABD’ye güvenerek ateşkesi ihlal etmeyi ısrarla sürdürmekte ve belki de kısa süre içinde ateşkesi tamamen ortadan kaldıracaklardır. Müslüman arabulucular ise gerekli güveni ve garantiyi Gazze’deki Müslümanlara sağlamalıdırlar. Bu iradeyi ortaya koyamadıkları sürece de siyonist barbarlık en acımasız şekilde vahşetlerine devam edecektir.
Sadece Gazze değil, Lübnan, Yemen, Suriye ve şimdi de Sudan ateş çemberine dönüştürülmektedir. Yangının, kargaşanın, katliamın ısrarla İslam beldelerinde sürdürülmesi ve işgal edilip sömürgeleştirilmesi, bugün başlamış değildir. İslam beldelerinin sözde yöneticileri, bütün bu olanlar karşısında ölü taklidi yapmaya devam etmektedirler. Sıranın kendilerine gelmeyeceğinin vehmine kapılmış durumdadırlar. Hâlbuki birer birer işlevsiz hale getirildiklerini ve siyonist cephenin iradesiz bir piyonu haline dönüştüklerini de çok net bir şekilde görmektedirler.
Müslüman kardeşleri, açlıkla, katliamla yok edilirken; bu tabloyu iradesiz bir şekilde seyrediyorlar. Bundan daha kötüsü; ihanet derecesinde, siyonizmin ve küfür cephesinin saflarına hizmet edecek bir bahtsızlığı, kara yüzlerinde bir leke olarak ömür boyunca taşımalarıdır.
O halde Müslümanca ayağa kalkmanın, mümince kenetlenmenin, insanlık onur ve izzetiyle mazlumlara yardım etmenin, zalimlere de dur demenin zamanı gelmedi mi?