Siyaset ve Erdemlilik

Abone Ol

“Neden siyaset üzerine yazmıyorsun?” sorusu zaman zaman karşıma çıkıyor. Doğrusu, bugüne kadar bu alana mesafeli durmayı tercih ettim. Çünkü siyaset hakkında konuşan çok, bağıran çok; fakat samimiyetle düşünen ve ahlaki bir zeminde eleştiren pek az.

Siyaset ve erdemlilik… Aslında biri olmadan diğerinin bir anlamı yoktur. Siyaset; bir ülkeyi adaletle, liyakatle ve dürüstlükle yönetme sorumluluğudur. Halkın refahını artırmak, huzurunu korumak ve geleceğini güvence altına almak için yapılır. Siyasetçi ise makamın değil, milletin emanetçisidir. Ne var ki bizde siyaset, çoktandır bu anlamını yitirmiştir.

Bugün Türkiye’de siyaset, büyük ölçüde iktidara gelme ve iktidarda kalma hesabına indirgenmiştir. Seçim meydanlarında bol keseden vaatler dağıtılır, umutlar köpürtülür. Ancak iktidar koltuğuna oturulduğu anda bu sözler hızla buharlaşır. Dün savunulan ilkeler bugün inkâr edilir; dün söylenen sözler bugün utanmadan çiğnenir. “Dün dündür, bugün bugündür” anlayışı, ilkesizliğin veciz bir ifadesi hâline gelmiştir.
İktidar elde edildikten sonra siyaset, halka hizmet aracı olmaktan çıkar; koltuğu koruma savaşına dönüşür. Bu uğurda yalan meşrulaştırılır, hile normalleştirilir, kutuplaştırma ise bilinçli bir yöntem olarak kullanılır. Siyaset dili sertleşir, seviye düşer, ahlak geri plana itilir. Ne yazık ki bu tablo istisna değil, neredeyse sistemin kendisi hâline gelmiştir.
Peki, bu çürüme neden yaşanıyor? Bunun cevabı, Türkiye’nin siyasal geçmişinde saklıdır. Yanlış temeller üzerine inşa edilmiş, yalanlarla ayakta tutulmuş ve sık sık müdahalelerle şekillendirilmiş bir siyaset geleneğinden söz ediyoruz. İlk düğme yanlış iliklenince, diğerlerinin doğru olması mümkün değildir. Bugün yaşadığımız kriz, aslında yıllardır biriken ahlaki bir iflasın sonucudur.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde zaman zaman yaşanan tartışmaları izleyen herkes, bu iflasın boyutlarını açıkça görebilir. Hakaret, bağırma, parmak sallama… Ne nezaket kalmıştır ne de sorumluluk bilinci. Oysa milletvekilliği, topluma örnek olma makamıdır. Siyasi ahlaktan ve erdemlilikten bu kadar uzak bir anlayışla, bu topluma hangi değeri sunabilirsiniz?
Şunu da belirtmekte fayda var: Bugün sayıları az da olsa Meclis’te bulunan bazı milletvekilleri vardır ki; duruşları, tavırları, önerileri ve görüşleriyle örneklik teşkil etmektedirler. Umarım nitelikli ve erdemli milletvekillerinin sayısı artar.
Siyaset, sadece güç ve iktidar meselesi değildir. Erdemden kopmuş bir siyaset ne adalet üretebilir ne de güven. Ve unutulmamalıdır ki ahlakını kaybeden siyaset, günü kurtarsa bile geleceği mutlaka kaybeder.
Allah geleceğimizi ve akıbetimizi hayreylesin.
Allah’a emanet olunuz.