Ramazan “Gidiyorum” Diyor

Abone Ol

Ramazan ve orucu tam bir rahmet tecellisidir. Mevla’nın kullarına olan hediyesidir. Bunu şükürle karşılamak ve hakkıyla değerlendirmek gerekir.

İftar vaktinde mütevazi sofranı önceden hazırla ve vakit yaklaşınca dua ve istiğfarda bulun. Zira oruçlunun iftar esnasındaki duası reddedilmez. Kendin, çocukların, sevdiklerin için hayır dualarda bulun. Bu arada ölmüşlerini de unutma.

Her gece olduğu gibi ramazan gecelerinde de seher ibadetini terk etmemek gerek. Bu vakitte Rabbül Alemin dünya semasına iner ve şöyle nida eder: “İstiğfar eden varsa hemen onun günahlarını bağışlayayım. Her ne ihtiyacı olan varsa istesin ona vereyim.”

Diğer sair saatlerde de kendini günahlardan korumaya çalış ve orucunu boşa çıkarma. Oruç sadece aç, susuz kalmak değildir.

Ramazan günlerinin en önemli ibadeti Kur’an ile haşir neşir olmaktır. Zira bu ay Kur’an ayıdır. Ama şu hususa dikkat gerekir: “Kur’an okumaktan amaç, hatmedip kitabın sonuna ulaşmak değil, okuyarak Allah’a ulaşmaktır.”

Kur’an’ı getiren Cebrail’dir. Bu görevi onu meleklerin en büyüğü yaptı.

Kur’an, Hz. Muhammed’e(sav) indi. Bu indiriliş de O’nu peygamberlerin en büyüğü yaptı.

Kur’an, Ramazan’da indi ve bundan dolayı Ramazan en hayırlı ay oldu.

Kur’an, Kadir Gecesinde indi. Bu sebeple bu gece bin aydan daha hayırlı oldu.

Ya kalplerimize Kur’an yerleşip o kalplerimiz onun nuruyla nurlansa kim bilir neler olacak…

Bir de şu aziz ayda muhtaçlara mazlumlara yardımı hiç unutmayalım. Özellikle Gazze’deki kardeşlerimize duayı, yardımı da unutmayalım inşallah. Hz. Pir(ra) şöyle der:

“Şems-i Tebrizî bana bir şey öğretti: ‘Dünyada bir tek mü’min üşüyorsa, ısınma hakkına sahip değilsin.’ Ben de biliyorum ki yeryüzünde üşüyen mü’minler var; ben artık ısınamıyorum!”

Üç amel vardır ki, kıyamet günü teraziler onları tartamaz:

1 - İnsanları affetmenin karşılığı sınırsızdır. Allah Teala şöyle buyurdu: “Ama kim affeder ve arayı düzeltirse, onun mükâfatı Allah’a aittir.” (Şuara,40)

2 – Sabredenlerin alacağı karşılık sınırsızdır. “Yalnız sabredenlere, ecirleri sonsuz olarak ödenecektir.” (Zümer,10)

3 – Orucun karşılığı da sınırlandırılmamıştır. “İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir. Oruç benim içindir, mükâfatını da ben vereceğim” (Riyazus Salihin, hadis no: 1218)

Mârifet ehline göre oruç üç türlüdür:

1. Halkın orucu: Yeme, içme ve cinsî münâsebeti terkten ibârettir.

2. Hâsların orucu: El, ayak, göz, dudak ile diğer organların orucudur.

3. Hâsların hasının orucu: Allah'tan başka her şeyi terk etmek anlamına bâtınî gönül orucudur.

Ramazanın on bir ay içindeki konumu, Yusuf (as)peygamberin diğer on bir kardeşi arasındaki konumu gibidir. Yusuf on bir kardeşin babasına en sevimlisi idi. Ramazan da aylar içinde Allah'a en sevimli olanıdır..

Öyleyse;

Onu öldürmeyelim.

Onu kuyuya atmayalım.

Ya da değersiz bir para karşılığında satmayalım.

Hasılı kelam oruç, hakikatin derinliklerine açılan bir kapının anahtarı gibidir.

Oruç, insanın varlık sebebini keşfetmesini sağlayan bir hakikat tecrübesidir. Açlık ve susuzluk, insanın kendisini ve Allah’a olan muhtaçlığını anlamasına vesile olur. Oruç tutan insan, acziyetinin farkına varır, kendini ve haddini anlar.

Bu nedenle oruç, sadece bedensel bir disiplin değil, aynı zamanda ruhani bir keşif yolculuğudur. Bu yolculuk, insanı Allah’a daha yakın kılar ve ona ebedi hakikatin kapılarını aralar.

Son olarak Ramazanımız bir lokomotif gibi diğer ayları arkasından çeksin. Yani bütün bir yılımız Ramazan gibi olsun.

Öyle bir oruç tutalım ki hiç bozulmasın. Öyle bir Ramazan yaşayalım ki Şevvali ve zevali olmasın.