Atalarınız gibi kuruyacak.
Sözünüz olmayacak. Sesiniz kesilecek.
Tarihin çöplüğünde sizler de yerinizi alacaksınız.
Kuruyacak ellerinizin yerine İslam’ın ahlakı, İslam’ın kalemleri yeşerecek.
Kesilecek sesiniz yerine
Ülkenin her tarafından peygambere saygı ve sevgi sesleri yükselecek
O’nun(s.a.v.) mesajları yankılanacak
O’nun(s.a.v.) adı anılacak
O(s.a.v.) konuşulacak
O(s.a.v.) anlatılacak
O(s.a.v.) örnek alınacak.
Çünkü Tek önder, Tek lider O’dur(s.a.v.) bize.
Canımızdan önce gelir. Cananımızdan önce gelir.
Tıpkı Mekkeli müşriklere esir düşen iki büyük sahabe Zeyd bin Desine(r.a.) ve Hubeyb Bin Adiy(r.a.) gibi severiz onu.
Çektikleri onca işkenceden sonra dar ağacında müşriklerin “Şimdi Muhammed (s.a.v.)’in sizin yerinizde olmasını, sizin de evinizde ailenizin yanında olmasını ister miydiniz?” diye sormalarına
“Hayır! Allâh (c.c.)’a yemin ederiz ki, değil Resûlullâh (s.a.v.)’in şu an bizim yerimizde olmasını, oturduğu yerde ayağına bir diken bile batmasına razı değiliz” demeleri gibi ümmet olarak biz de aynı sevgideyiz.
Hadsizlik yapanlar bilsinler ki “Peygamber, mü'minlere kendi canlarından daha yakındır” (Ahzab, 6)
O’na(s.a.v.) dil uzatacaklar bunun hesabını iyi yapmalılar.
Bedeli ne olursa olsun Müslümanlar Peygambere(s.a.v.) yapılan hiçbir saygısızlığa tepkisiz kalmaz.
Basiretsiz, ferasetsiz ve alçak karikatürü masumlaştıracak kadar bir sahiplilik yapanlar bunun farkında olmalıdır.
Kendi kokuşmuş kitleleri dışında halktan destek alacaklarını bekliyorlarsa büyük bir yanılgı içerisindedirler.
Bütün tahribatlara bütün yıkımlara rağmen insanların dine karşı, kutsala karşı hassasiyetleri her zaman olmuştur ve olacaktır. Kemalist/ Apoist zihniyetin saldırılarına, ifsat çalışmalarına rağmen halkın gönlünde, kalbinde İslam vardır. Peygamber ve Kur’an sevgisi vardır.
Evet, belki bu asırda sıkıntılar yaşıyoruz. Müslümanlar olarak İslam'ın ahlakını toplumda görme ve gösterme adına eksikliklerimiz var. Ama kalpte, ruhta, zihinde, damarda İslam var. Peygamber sevgisi var. Kur'an sevgisi var. Bu asla söküp çıkartılacak bir şey değildir!
Kanı bozuklara diyecek bir şeyimiz yok. Onların damarlarında ne geziyor onlar da biliyor bizler de biliyoruz. Ama sanat ve fikir özgürlüğünü dine ve mukaddesata savaş açma, iffetsizlik ve hayasızlığı çağdaşlık ön şartı koşan zevatlara şunu deriz:
Lağım fareleri, mikrofon pireleri ve aparatları dinsizleştirme adına hevesleriniz kursaklarınızda kalacak.
Bu topraklara İslam kolay gelmemiştir, kolay gitmeyecektir.
İthal zihniyetiniz ne yaparsa yapsın halkın gönlünden İslam'ı çıkaramayacaktır. Toplumu islamsızlaştıramayacaksınız.
Bir çift sözümüz de muhafazakâr olarak tanımlanan iktidara:
Din ve mukaddesatı muhafaza edemeyecekseniz neyi muhafaza edeceksiniz?
Değerlerimize, mukaddesatımıza sahip çıkma adına hangi adımlar attınız?
Bir yasa çıkardınız mı? Bu kadar alçak saldırılar karşısında ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Din ve değerlere saldırı yönünde mutlaka caydırıcı cezalar getirin.
Aksi durumda toplum refleksleri daha kötü sonuçlar doğuracaktır.