manşetler

Peygamber Sevdalıları Vakfı: GAZZE'DEKİ ZULÜMLER ARŞI TİTRETMEKTE!

HAMAS’ın “Küresel Direniş Günü” çağrısına destek veren Peygamber Sevdalıları Vakfı, Gazze’de 22 aydır süren soykırım ve işgal rejiminin açlık, susuzluk ve insanlık dışı uygulamalarına artık “dur” denmesi gerektiğini vurguladı. Diyarbakır’da düzenlenen kitlesel yürüyüş ve açıklamada, Gazze’deki insanlık dramının tüm vicdanları sarsan boyutları ortaya konuldu. Yetkililere sert uyarılar yapılırken, zulmün sona erdirilmesi için somut adımlar atılması talep edildi.

Abone Ol

HABER MERKEZİ – HAMAS’ın Ağustos’un ilk haftası için ilan ettiği “Küresel Direniş Günü” çağrısı, Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından Diyarbakır’da kitlesel yürüyüş ve basın açıklamasıyla desteklendi. Kayapınar ilçesindeki yürüyüşte Filistin bayrakları taşındı, tekbir ve sloganlarla Gazze’ye destek mesajı verildi.

Peygamber Sevdalıları Vakfı adına konuşan Memur-Sen Diyarbakır İl Başkanı Ramazan Tekdemir, Nisa Suresi 75. ayetini hatırlatarak, “Bu çağrı zalimlerin karşısında durma, despotların zulmüne son verme ve direniş safında yer alma çağrısıdır. Bizler de mazlumların yanında saf tuttuk” dedi.

Tekdemir, “Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize katından bir veli (koruyucu) gönder, bize katından bir yardım eden yolla diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına savaşmıyorsunuz?” diyerek, “HAMAS’ın İslam coğrafyası ile dünyanın dört bir yanındaki özgür halklarına 1, 2 ve 3 Ağustos günleri ile Ağustos’un ilk haftasını ‘Küresel Direniş Günü’ ilan etme çağrısına icabet etmek için bir araya geldik. Bu çağrı; zalimlerin karşısında dik durma, despotların zulmüne son verme, direnişin safında yer alma çağrısıdır. Bizler de mazlumların safında ve direnişin yanında yer alarak meydanlara akın ettik” dedi.

Tekdemir, “Gazze’deki mazlumların öfkesini, iradesini, azmini, direnişini ve cesaretini yüklenen halklar, Gazze’nin sesine ses, nefesine nefes olmaktadır. Bizler de kardeşlerimizin çağrısına, feryadına, acılarına ortak olduk, özgürlük meşalesini yaktık. Gazze’nin, mazlumların ve insanlığın onurunu yüklenenlerin yanında yer alan dünyanın özgür halkları, direnişin yanında saf tutmuş, kitlesel bir direnişe müjde olmuş, zalimlerin ve despotların yerle bir olması çabasına girmişlerdir” diye belirtti.

"İRADELERİNİ İŞGAL REJİMİNE TESLİM ETMİŞ
LİDERLERDEN BİR BEKLENTİMİZ YOK"

Dünya genelinde düzenlenen kitlesel yürüyüş, gösteri ve basın açıklamalarının amacını açıklayan Tekdemir, “Amaç, bebeklere, çocuklara, kadınlara, hastalara, masum sivillere yönelik vahşi saldırıların durdurulması için devletleri harekete geçirmektir. İşgal rejiminin açlık, susuzluk, ilaçsızlık zulmüne son vermesi için gerekli adımların atılması hedeflenmektedir. Allah şahittir ki, devletlerin elindeki silah ve imkânlar dünyanın özgür halklarının elinde olsaydı, bu zulüm çoktan sona ermişti. Halkların elinde devletlerin imkânlarının küçük bir kısmı olsaydı, bu kadar mazlumun kanı akmayacak, çocuklar, kadınlar, siviller, eli kınalı gelinler, damatlar ve bebekler katledilmeyecekti” dedi.

“Uluslararası toplumun liderleri, devlet yöneticileri 22 ayı aşkındır Gazze’deki zulmün sona ermesi için kınama mesajları, nutuklar ve birkaç slogan ile yetinmektedir. Bu, ne durumda olduklarını göstermektedir” diyen Tekdemir, sözlerine şöyle devam etti:

“Gücü ellerinde bulundurup iradelerini işgal rejimine teslim etmiş liderlerden bir beklentimiz yoktur. En kahredici olan ise siyonist işgal rejimine söylemde kafa tutup, icraatta bir şey yapmayanların durduğu noktadır. Gazze’de şehid oranları, yaralı sayısı, açlıktan şehid olanların sayısı, yardım ulaştırmaya çalışırken kurşuna dizilenlerin sayısı birer istatistiki bilginin ötesinde, her bir canın hayattan koparılışıdır. Bu yok oluşa dur demek için daha kaç can hayattan koparılacak, kaç annenin yüreği dağlanacak, kaç bebek ve çocuk daha açlıktan can çekişecek? Artık zalime dur demenin vakti gelmedi mi?”

"EY İSLAM ÜLKELERİNİN LİDERLERİ,
HESABINIZ ÇOK ÇETİN OLACAKTIR"

Gazze’de yaşanan kıtlığın işgal rejimi tarafından bir soykırım silahı olarak kullanıldığını vurgulayan Tekdemir, “Gazze’de her üç kişiden biri yiyecek bulamıyor. Bebekler, çocuklar, gençler ve kadınlar açlıktan şehid oluyor, gözlerimizin önünde bir yıldız gibi kayıp gidiyor. Atıf Ebu Hatır henüz 17 yaşında, şiddetli açlık nedeniyle 25 kiloya düşmüş ve yetersiz beslenmeden dolayı şehid olmuştur. Henüz 2 yaşındaki Ahmed Semir de açlıktan şehid olmuştur. Dünya ülkelerinin liderleri Ahmed Semir’e bir kutu mama göndermekten aciz kalmıştır. Peygamberimiz Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in ‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir’ hadisinin muhatabı ümmet, Gazze’de yaşanan açlıktan sorumludur” dedi.

Tekdemir, “Ey insanlık ailesi, ey ümmeti Muhammed, ey İslam ülkelerinin liderleri, sofralarınızı bu mazlum insanlarla paylaşmamanın vebali ağır, hesabınız çok çetin olacaktır. Gazze soykırımında 60 binden fazla kardeşimiz şehid olmuştur. İşgal rejimi Gazze’de canice ve kalleşçe bebekleri dahi şehid etmektedir. Gazze’de yaşananlar rakamların ötesine geçmiştir. Yaşanan zulümler arşı titretmektedir. Son bir ayda Gazze’de 93’ü çocuk olmak üzere 200’e yakın evladımız ve kardeşimiz açlık nedeniyle şehid oldu. Açlık, Gazze’deki çocukların canını dünyanın gözü önünde alıyor ve dünya sadece izliyor” ifadelerini kullandı.

"GAZZE İÇİN ARTIK HAREKETE GEÇİNİZ"

Yaşanan insanlık dramıyla beraber baş gösteren sağlık sorunlarına da dikkat çeken Tekdemir, “Gazze’de yaklaşık 2 milyondan fazla kardeşimiz yüksek derecede akut gıda güvensizliği ile karşı karşıya bırakılmıştır. 600 bine yakın kardeşimiz aşırı açlıktan ölüme yol açabilecek hastalıklara yakalanmıştır. 320 binden fazla çocuk akut yetersiz beslenme nedeniyle tedaviye muhtaç hale gelmiştir. Bu çocuklar bir doğal afetin kurbanı değil; onlar aç bırakılıyor, bombalanıyor ve yerinden ediliyor” dedi.

Nutuk atmanın, açlıktan can çekişen bebek ve çocukları doyurmadığını, kınama mesajlarının ise zulmü ve soykırımı durdurmadığını vurgulayan Tekdemir, bürokratik ve diplomatik yolların zalimi zulmünden vazgeçirmediğini kaydetti.

Tekdemir, “Geriye son bir seçenek kalmıştır: Ya izzetle yaşayıp kanımızın son damlasına kadar Gazze direnişinin yanında yer alıp barış gücü hareketini başlatmak ya da zillet içinde köleliğe razı olup bizi de işgal edecekleri günü beklemek. Ey İslam ülkelerinin liderleri ve uluslararası toplumun önde gelenleri, Gazze için artık harekete geçiniz. Uluslararası toplum ve devletlerin liderleri, Gazze’de insanlık ölüyor. İnsanlığınızı yitirmemişseniz, Gazze’de yaşanan bu trajediye derhal müdahale ediniz. Açlık soykırımına karşı sessiz kalmayıp somut adımlar atınız” ifadelerini kullandı.

"İŞGAL REJİMİNİN İŞLEDİĞİ SOYKIRIMI DURDURACAK
SOMUT ADIMLAR ATILMALIDIR"

“Zulmetmekte olanlar, nasıl bir inkılaba uğrayıp devrileceklerini pek yakında bileceklerdir” ayetinin mealiyle konuşmasını sürdüren Tekdemir, dünyanın özgür halklarından ve vicdan sahibi devlet liderlerinden beklenti ve taleplerini şöyle sıraladı:

- Gazze’de sınır kapıları hiçbir ön koşul olmaksızın derhal açılmalı; gıda, ilaç, yakıt, su, bebek maması, besin takviyeleri ve insani yardım derhal ulaştırılmalıdır.

- İşgal rejiminin işlediği suçlara son vermek için Gazze’ye yönelik abluka derhal kaldırılmalı, Gazze’de işgal rejiminin işlediği soykırımı durduracak somut adımlar atılmalıdır.

- İşgal rejimine ambargo uygulanmalı, silahların uluslararası insancıl hukukun ihlallerinde kullanılmasına izin verilmemelidir.

- Günümüzün Kuvâyi Milliyesi olan HAMAS, siyasi, bürokratik ve askeri olarak desteklenmelidir.

- İşgal rejimine karşı direnişe; silah, mühimmat, lojistik ve teknolojik destek verilmelidir.

- İşgal rejiminin ateşkes anlaşmasına geri dönmesi için ciddi yaptırımlara tabi tutulmalı, insani yardımların ulaştırılması ve ateşkesin sağlanmasına yönelik askeri seçenekler masaya yatırılarak barış gücü hareketi başlatılmalıdır.

- HAMAS’ın Gazze’de kalıcı ateşkesin sağlanması yönündeki şartlarına destek verilecek adımlar atılmalıdır.

- Uluslararası kararlar neticesinde, Gazze’de kalıcı ateşkesin sağlanması, işgalcilerin Gazze’den çekilmesi, Gazze’nin yeniden imar edilmesi ve insani yardımların ulaştırılmasına yönelik kararların pratikte yerine getirilmesi için siyonist şer ittifakına karşı baskı yapılmalıdır.

- Siyonist işgal rejimine destek sağlayan ürünleri boykot etmeye devam ediniz. Boykot en büyük silahtır; bir dönem değil, ömür boyu boykot bilinciyle hareket edilmelidir.

- Siyonist işgal rejimi denize dökülüp haritadan silinene kadar azim ve kararlılıkla Kudüs davasını savunmaya devam edeceğiz. Gazze’nin kahraman halkına, izzeti kuşanan liderlerine, siyonist işgale direnen mücahitlere selam olsun. Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Allah’a emanet olunuz.

Gazze’deki insanlık dramına karşı duyarsız kalmanın, tüm insanlık vicdanına yapılacak en büyük ihanet olduğunu vurgulayan Tekdemir’in çağrısı, zulmün sona erdirilmesi için somut, etkili ve acil müdahaleye işaret ediyor.

İstanbul’da ON BİNLER GAZZE İÇİN YÜRÜDÜ…

ABD’nin Gazze’deki soykırım destekçiliği İstanbul’da kitlesel yürüyüşle protesto edildi. STK’ların öncülüğünde gerçekleşen yürüyüşte binlerce kişi, işgalci israil ve destekçisi ABD’yi lanetledi.

İSTANBUL – Soykırımcı işgal rejiminin Gazze’de sürdürdüğü kanlı katliamlara sınırsız destek veren Amerika Birleşik Devletleri, İstanbul’da düzenlenen kitlesel bir yürüyüşle protesto edildi. HAMAS’ın “Küresel Direniş Günü” çağrısına yanıt veren çok sayıda sivil toplum kuruluşunun (STK) birlikte organize ettiği yürüyüşe on binlerce kişi katıldı.

İslami Dayanışma Platformu, Peygamber Sevdalıları, Özgür Kudüs Platformu, İHH gibi kuruluşların temsilcileri ve çok sayıda vatandaş, Sarıyer Mahmut Çavuş Camii’nde kılınan ikindi namazının ardından ellerinde bayraklar, pankartlar ve dövizlerle ABD’nin İstanbul Konsolosluğu’na yürüdü.

Yürüyüş boyunca Filistin direnişi ve Gazze halkına destek sloganları atılırken, siyonist işgal rejimi ile ABD aleyhine güçlü mesajlar verildi.

“İNSAN HAKLARI SÖYLEMLERİNİZ SAHTEKARLIKTIR”

Konsolosluk önünde düzenlenen program, Enes Soyaçıkgöz’ün Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. İslami Dayanışma Platformu adına konuşan Kubilay Aşkın Durdağ, ABD ve Batı medeniyetinin insan hakları, kadın hakları ve çocuk hakları söylemlerinin tamamen ikiyüzlü ve sahte olduğunu vurguladı:

“666 gündür 60 binden fazla insan katledildi. Katledilenlerin yüzde 31’i çocuklardan, toplam şehitlerin yüzde 70’i kadın ve çocuklardan oluşuyor. Kıtlıktan dolayı şehit sayısı her geçen gün artıyor. Bugün itibariyle açlıktan şehit olanların sayısı 169’u buldu, 93’ü çocuk. Batı’nın insan hakları söylemleri birer yalandan ibarettir.”

“GAZZE, İSRAİLİN MEZARI OLACAK”

Durdağ konuşmasını, “Ey Trump! Sen mi israili yönetiyorsun yoksa Netanyahu mu Amerika’yı? Amerika, siyonist işgalcilerin politik, askeri ve ekonomik desteğini kesmeli. Biz Gazzeli mücahitler adına söz veriyoruz: Amerika’yı özgürleştireceğiz, Amerika da siyonist işgalcilerin elinden kurtulacak. Gazze, israil’in mezarı olacak” ifadeleriyle sürdürdü.

“REFAH SINIR KAPISI AÇILMALI, YARDIMLAR GAZZE’YE ULAŞTIRILMALI”

Genç İHH Başkanı Mücahit Çankaya, devlet yetkililerine seslenerek, “Uluslararası diplomatik kabiliyetimizi israil karşısında güçlü bir askeri blok oluşturmak için kullanalım. Gazze’de kardeşlerimiz açıktan ölüyor. Mısır, Refah Sınır Kapısı’nda bekleyen yardım tırlarının sorumluluğunu taşıyor. Tırların Gazze’ye geçmesi için tüm İslam dünyası ve vicdan sahipleri Mısır’a destek vermeli” dedi.

Çankaya ayrıca Körfez ülkelerini de “Petrolden elde ettiğiniz milyarlarca doları Gazzeli kardeşlerimizin yanında durarak harcamak zorundasınız” diyerek uyardı.

“DAHA BÜYÜK VE KİTLESEL EYLEMLERLE HESAP SORACAĞIZ”

Özgür Kudüs Platformu Başkanı Süleyman Kızılçınar, eylemlerin şimdilik kanı durdurmaya yetmese de büyütülmesi gerektiğini belirterek şöyle konuştu: “Bugün meydanları terk edersek yarın büyük eylemler yapamayız. Çocuklarımızın zihnine İsrail ve ABD’nin zulmü kazınıyor. İnşallah bir gün Amerika’nın ve İsrail’in barbarlığına hesap soracağız.”

Kızılçınar, dua ve bilinçlenmenin önemini vurguladı: “Gazze’de akan her kan damlası tüm Müslümanların kurtuluşu için büyük bir bedeldir. Biz üzerimize düşeni yapacağız, çocuklarımızı yetiştireceğiz, komşularımıza anlatacağız.” (İLKHA)