Ortak dertlerimiz

Abone Ol

Allah`ın adıyla!

Bilim, bilişim çağı; teknoloji ve iletişim çağı diye adlandırılan adeta 'yok'un yok olduğu bir çağda yaşıyoruz.

Kiminin dünyayla övündüğü, kiminin dünyadan dolayı dövündüğü bir çağda yaşıyoruz.

Bunların yanında gerçekten de maddi ve manevi hastalıkların zirve yaptığı, dertlerin tavana vurduğu çağdır bu çağ. Zirve yapan maddi ve manevi hastalıkları, yaşadığımız toplumdan ve kendi günlük hayatımızdan rahatlıkla idrak edebiliyoruz.

Mü`min olarak, Müslüman olarak derdimiz dinimizdir, ahiretimizdir, yaratılış gayemizdir. Yaratılış gayemize göre bir hayat sürmektir. Ateş dolu çukurlara sürüklenen nesillerdir. Cehalet ve şehvet canavarlarının pençelerinde inleyen nesillerdir. Alkol ve uyuşturucu benzeri bağımlılık yapan maddelere esir olmuş, köle kesilmiş nesillerdir.

Sokaklara atılmış, sokaklara mahkûm bırakılmış olanlardır. Bunalımlar geçirenler, buhranlarda boğulanlardır. Gasp edilmiş haklar, dökülen kanlar, yapılan zulümlerdir.

Karamsar değilim, karamsar olmak da ne mü`minin karı ne de şiarıdır. Aksine iyimseriz, gelişmelerden umutluyuz. Fakat iyimserliğimiz, umutlarımız gerçekçi olmamızı engellememelidir. Bunun için tüm tabloya baktığımızda tüm artılara, güzel gelişmelere rağmen bu ve benzeri eksileri, aksaklıkları, hastalıkları, dert ve sıkıntıları da görüyoruz; görmemiz de lazımdır.

Evet, hayat denilen büyük tabloda bini bir para olan bu dertler, sıkıntılar, hastalıklar, buhranlar, bunalımları görelim ki onlara çareler arayalım, çözümler bulalım.

Bu dertler, sıkıntılar bizim değil diyemeyiz. Sokak çocuklarına, alkol bağımlılarına, iffetsiz yetişen gençliğe, işsizliğe, sıkıntı ve sorunlarla boğuşan ailelere lakayt kalamayız, ilgisiz duramayız.

Bu dertler, sıkıntılar, sorunlar sadece bizim mi? Tabiî ki değil. Sorumluluk sahibi olan herkesindir. Evet, evet bu dertler ve sorunların birçoğu ortak dertlerimiz, ortak sıkıntı ve sorunlarımızdır. Müslümanlar açısından baktığımızda bu dertlerin tümünün Müslümanların ortak dertleri olduğunu düşünüyorum. En başta -iletişimlerini ve kardeşliklerini vahyin organize edip ilan ettiği- Müslümanların insanlığın ortak dertleri için bir araya gelip ortak hareket etmesi, özlemini çektiğimiz bir durumdur.

Fakat ortak dertlerin derman olması için durumuna göre her kesimle bazı noktalarda beraber hareket edilebilir. Ortak dertlerimizin derman olması için bize göre uç olan bizim de onlara göre uç olduğumuz farklı kişi ve kurumların kapısına gidebilmeliyiz. Tabiî ki onlar da ortak dertlerimiz için kapımıza gelmeli; gelebilmelidirler. Ortak dertlerimizde -sokak çocukları noktasında, alkol ve uyuşturucuyla mücadele noktasında, hak ve hukuk noktasında- beraber hareket edebiliriz.

Toplum olarak bunu başarabilirsek erdem budur, insaniyet budur. Bu şekilde çocuklarımızı sokaklardan, alkol ve uyuşturucunun pençesinden; aileleri dağılmaktan; gençleri bunalımlardan, nesilleri maddi ve manevi felaketlerden kurtarabileceğimize inanıyorum.

Müslümanlar olarak, değişik kişi ve kurumlarla asgari dertlerde, noktalarda bir araya gelip beraber hareket edebileceğimiz bir hava oluşturabilirsek ne mutlu bize.

Peki, tarihte bunun bir örneği olmuş mu diye soracaklara 'Medine Vesikası'nın farklı kesimlerle ortak noktalarda beraber hareket edilebilirliğinin en büyük örneği olduğunu hatırlatmak isterim.

Doğrusu bir münasebetle görüştüğüm Ulusal ve uluslararası bazda yaptığı yardımlarla ismini duyuran Batman`daki Umut Der yetkilileri bu minvalde bir çalışma yaptıklarını belirtmişti. –Sokak çocukları vb.- ortak sorunlarla ortak mücadele etmek adına Batman`daki onlarca sivil toplum kuruluşuna ortak mücadele teklifini götürdüklerini belirtmişlerdi.

Her şeye rağmen Rabbimizden temennimiz dünyada akan kanın, hukuksuzlukların, zulümlerin, ifsadın, fitnenin son; dertlerimizin derman bulması, sorun ve sıkıntılarımızın nihayetine varması için ortak akıl ve irade bünyesinde ortak hareketin oluşmasıdır. Asgariler üzerinde bir araya gelip beraber hareket ettiklerimizin, edeceklerimizin de tüm dertlerin ve sıkıntıların çaresinin İslam olduğunu idrak etmeleridir. Allaha emanet kalınız.