Okullarda ‘’Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’’ dersleri mi...?

Abone Ol

Bismihi Teala.

“Kadın-erkek eşitliği” klişesi,

modern kültürün fitillediği bir olgudur.

Bilhassa kimi çevrelerin ideolojisidir.

Fanatik bir slogan olarak demlenip ısıtılıyor.

Geçen 10 Mart’ta sol translı sendika,

Okullarda “ETCEPi işleyeceklerini ileri sürdüler.

Sormazları mı adama,

AB uğruna günü paralama uğruna,

Övüne durduğunuz “İstanbul Sözleşmesi”, “ETCEP’’ vb.

uygulamalarına siz prim vermediniz, diye.

Yazmadan geçemeyeceğim,

MEB, 2014-2016 yılları arsında ciddi biçimde

“Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi”

projesini pek çok pilot okulda yürüttü.

Yani eğitimde herşeyi alnımızın akıyla yaptık.

Bir bu eksikti.

İşte hasıraltı politiğin getirisi bu olsa gerek.

“Cinsiyet eşitliği” kulağa masum geliyor.

Hele bunu dillendirmek hak-hukuk meselesi gibi algılatılıyor.

Kırmızı Başlıklı Kız Masalındaki kurt figürünün

masum çocuğa ninesi rolüne bürünüp onun iyiliğini istemesi gibi.

Oysa tüm bunlar kocaman bir “kelime oyunundan” ibaret.

Aile kurumu postmodern dönemde ciddi şekilde sınanıyor.

Modern eşitlik fikri de başka bir sorun.

Yapısal olarak eşit olmayan iki varlığı zorla tektipleştirmek,

evi yuva olmaktan çıkarmak eşdeğerliliğe cinayet değil midir?

Anatomik olarak,

toplumsal statü olarak müsavi olmayan iki varlık,

ontolojik olarak eşit mi?

Yani yapısal eşitsizlik, eşitliği olanaklı kılıyor mu?

Kur’an’ın ifadesiyle

Kadın ve erkek birbirlerine karşı üstünlüklerle donatılmış.

Peşinde birbirlerine özenmemeleri konusunda ihtar da var..(Nisa;32,34)

Tabii ki tüm bunlar kadın erkek eşdeğerliliğine münafi değildir.

Toparlayacak olursak,

MEB, umarım ciddi bir özeleştiri yapmıştır.

Müfredata aldığı aile derslerinin ihtivasını doygun hale getirir.

En azından bundan sonraki uygulamalarda yangına körükle gitmez.

Feminst algının yapmak istediği rol çalma teşebüsü değil midir?

Kalın sağlıcakla…